Iyi davran tradutor Espanhol
3,409 parallel translation
Ama açıkçası merakta ediyordum acaba Dedikoducu Kız bana son zamanlarda neden bu kadar iyi davranıyor diye.
Pero me estaba preguntando por qué Gossip Girl estaba siendo tan buena conmigo últimamente.
Sadece iki şey geliyor elimden. Yardım et ve iyi davran.
Puedo hacer un par de cosas, ayudar seria bueno.
En azından diğer çıktığım kadınların aksine bana iyi davranıyor.
Por lo menos es buena conmigo, no como las otras mujeres con las que he estado.
Nancy bana çok iyi davranıyor.
Nancy me trata bien.
Bana her zaman iyi davranırdı.
Era muy decente conmigo.
Biliyor musun, Bay C. sen gelmeden önce bana çok iyi davranıyordu.
¿ Sabes qué? El señor C... Era amable conmigo antes de que aparecieras.
Kalem ve iyi davranışlarla gelin.
Traed un lápiz y una actitud positiva.
Eski sen bana iyi davranırdın.
La antigua tú era amable conmigo.
Niye bana bu kadar iyi davranıyorsun?
- ¿ Por qué eres amable conmigo?
Ayrıca cenazeden beri bana gerçekten iyi davranıyor.
Y ha sido realmente lindo conmigo desde el funeral.
Sevgili Kelly, işte bana daha iyi davranırsan memnun olurum!
Kelly querida, yo agradecería que usted es más agradable para trabajar conmigo!
Yani seni alırsam... Bana iyi davranırsan seni satmam.
Bueno, si te compro y eres amable conmigo, no te vendería.
Burada olmam sana tuhaf geliyor, sana yardım ediyorum, seni yediriyorum sonra da gidiyorum, ve sen de bu yüzden kendini suçlu hissediyorsun çünkü sana iyi davranıyorum. Bunun için böyle söylüyorsun.
Es algo raro para ti que yo esté aquí, ayudándote y alimentándote y que luego me vaya, y te sientes mal y culpable porque estoy siendo amable por eso ahora estás diciendo eso.
Henry geldiğinden beri, Sam çok iyi davranıyor.
Desde que Henry llegó, ¿ sabes? Sam... Sí, ha sido genial.
Ona iyi davran olur mu?
Solo trátalo bien, ¿ si?
Hadi, bana iyi davran.
Vamos, pórtense bien conmigo.
Bana iyi davranma. İyi davranırsan, dağılırım.
Si eres bueno conmigo, voy a desmoronarme.
O Jabbar'a gerçekten çok iyi davranıyor, ve sanırım sana da aynı şekilde davranıyor.
Él trata muy bien a Jabbar, y supongo que a ti te trata de la misma forma.
Bana çok iyi davranıyor. Her şeyi mahvettim.
Es tan bueno conmigo, y yo lo he destrozado todo.
Şova geri dönebilmek için iyi davranıyorsun.
Estás haciendo tu jugada para volver al espectáculo.
İnan bana onlar bana Brad'ten çok daha iyi davranıyorlar.
Confía en mí, ellos son mucho mejor para mí de lo que fue Brad.
Kilisede iyi davranıyorum. Okulda iyi davranıyorum.
Siempre soy buena en la iglesia, en la escuela.
Oz neden bu çılgın karıya bu kadar iyi davranıyor?
¿ Por que Oz es tan amable con esta mujer loca?
Buraya geldiğinden beri o kıza iyi davranıyorum ben.
He sido amable con la chica desde el momento en el que entró.
Ona çok iyi davranıyordu, ama...
Era agradable con él pero...
Bize çok iyi davranıyordu.
Ha sido muy amable con nosotros.
Tom eğlenceli ve sana iyi davranıyor.
Tom es divertido y te trataría bien.
Bana çok iyi davranırdı.
Fue muy bueno conmigo.
Ama, anneme çok iyi davranıyor.
Pero... él es muy bueno con mi mamá.
Ona iyi davran Andy Bellefleur.
Mejor que seas bueno con ella, Andy Bellefleur.
- Eğer bana iyi davranırlarsa.
Si son agradables conmigo.
Burada beklerim. İyi davran.
Esperaré aquí.
İyi bir kadın satıcı gibi davranıyordum.
Solo estaba siendo una buena vendedora. ¿ Qué estabas vendiendo, tu inexistente ju-ja? ¿ Ah, sí?
İyi insanlar böyle davranır.
Es lo que la buena gente hace.
İyi davranıldım, tamam mı?
Me ablandaron, ¿ de acuerdo?
konuşmak istemiyosun, o zaman... bak, Shea iyi, fakat onun bi davranış sorunu var.
No quería hablar, por lo que... Mira, Shea es bueno, pero tiene un problema de actitud.
Demek normal davranıyor. Yani iyi.
Entonces está como siempre.
Alex'le iyi ki konuştum. O da benimle tıpatıp aynı şeyleri hissediyormuş. Bu sayede fark ettim ki 14 yaşındaki kızlar gibi davranıyorum.
Me alegro de haber hablado con Alex, porque me dio la razón en todo lo que yo sentía... lo que me hizo darme cuenta que estaba actuando como una chica de 14 años.
Marcus, ona iyi davran.
Y escucha, Marcus, sé amable con ella.
Bana çok iyi davranıyorsunuz, rahibe.
Es muy buena conmigo, Hermana.
Onun gibilere nasıl davranılacağını iyi bilirim.
Se como tratar a la gente como el.
Gerçekten iyi bir doktor olduğumu düşünüyorsan neden bana salakmışım gibi davranıyorsun?
Si en verdad crees que soy un buen doctor ¿ por qué me tratas como a un idiota?
- Sana iyi davranıyor ama Spencer'a...
Bueno, puede que para ti sí, pero últimamente con Spencer...
Dexter çok iyi biri gibi davranıyor herkes ama tam bir kendini beğenmiş hıyar ağası.
¿ Sabes? Todo el mundo actúa como si Dexter fuera un tipo genial pero en realidad parece un imbécil pedante, ¿ no crees?
İyi bir davranış gösterebilirim.
Puedo tener buena conducta.
- Ona iyi davranın.
Sean amables.
- İyi davranıyorsun, sakın yapma.
Voy a estar bien. No lo hagas.
Gerçekten nasıl hissettiğini öğrenmem çok iyi oldu. Davranışlarımın onu nasıl etkilediğini gördüm.
Es grandioso llegar realmente a comprender cómo se siente ya sabes, el efecto que tenía en ella mi comportamiento.
Davranışın Psimon'dan iyi değil.
Tu comportamiento no es mejor que el de Psimon.
Ona da iyi davran.
Así que sé amable con ella.
Bu tabi ki iyi bir davranış değil.
Lo que, por supuesto, no era un buen comportamiento.
davran 26
iyi değilim 99
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi düşün 86
iyi dedin 60
iyi de neden 21
iyi değil 246
iyi değilim 99
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi düşün 86
iyi dedin 60
iyi de neden 21
iyi değil 246