Iyi değil mi tradutor Espanhol
12,430 parallel translation
Çok mutluyum. Ama şimdi aramız iyi değil mi?
Estoy muy feliz. ¿ Pero estamo bien por ahora?
Bu... iyi değil mi?
Es bastante, ¿ verdad?
- Bu iyi değil mi? - Hayır.
- Bueno, eso es bueno, ¿ no?
Eve dönmekten daha iyi değil mi?
Mejor que lo que tenemos en casa, ¿ verdad?
Benden korktun değil mi? Sandalyenin dönmesi ve şişe numarası iyi değil miydi?
¿ Te he asustado, verdad, con lo de la silla y la botella?
Haydi, Christine'le iyi olacağız, değil mi?
Vamos, Christine y yo estaremos bien, ¿ verdad?
İyi bir fırtına varken hava istasyonunu terk etmek.. ... biraz garip değil mi?
¿ No es un poco extraño dejar una estación meteorológica cuando se está produciendo una tormenta tan genial?
Solis Güvenlik bizi kovdu çünkü sağlığım git gide bozuluyor ve üstüne işlerimiz de çok iyi değil, yetersiz performansımın sebebi de iki hafta boyunca yeni bir ofis aramak zorunda bırakılmış olmam.
Seguridades Solis me despidió porque mi salud está empeorando, y, por lo tanto, mi trabajo no era el mejor. Y mi inadecuado desempeño se produjo porque pasé dos semanas buscando oficinas.
Sence de iyi bir takım değil mi?
¿ No llamas a eso un equipo?
- İyi, değil mi?
- Está bien, ¿ verdad?
Bunlar daha iyi, değil mi?
Eh, Esta es mejor. ¿ Hm?
- İyi hissettirmiyor, değil mi?
- ¡ Llaman del planeta de "Tron"! - ¿ A que ahora ya no tiene gracia? - Tenemos a tres "trones" por aquí.
Senin için çok iyi. Değil mi Huck?
Bueno para ti. ¿ Cierto, Huck?
Sonrasında da Jim'le işler pek iyi gitmedi değil mi?
Y eso no terminó bien con Jim, ¿ no?
Bu benim en iyi fikrim değil Cy
No es mi idea preferida, Cy.
- Bu iyi bir şey, değil mi?
\ Nwhat es nuestra veinte?
- İyi kokuyor, değil mi?
- Huele bien, ¿ no?
Gizemli adamımız hakkında ilginç bir şeyler öğrenebilmek için daha iyi bir fırsat, sence de öyle değil mi?
Parece una mejor apuesta para recordar algo interesante sobre nuestro hombre misterioso, ¿ no crees?
Onu dikkatlice dinlediğin iyi olmuş, değil mi?
Es bueno que estuvieras prestando atención.
Ama iyi haber, örümceği yakaladık, değil mi?
Pero la buena noticia es que atrapamos la araña.
İyi, ama sen de beni kamerayla takip edeceksin değil mi?
Bien, pero me seguirás con la cámara, ¿ verdad?
Öğrendiğim diğer bir şey de, benim soyutlamacı eğilimim süphesiz en iyi özelliğim değil.
Otra cosa que he aprendido es que mi tendencia al aislamiento no es en absoluto mi mejor cualidad.
Gerçek hayatta çok iyi değilsin değil mi?
¿ no?
Bu iyi bir amaca hizmet etmekle ilgili, öyle değil mi?
Es sobre darlo todo por una buena causa, ¿ verdad?
Sen iyi bir kuzensin. Biliyorsun değil mi?
Eres un buen primo. ¿ Lo sabías?
- İyi olacak, değil mi? - Evet!
- Estará bueno, ¿ verdad?
Onunla çalışan sensin. İyi değil mi? Çünkü...
Trabajas con ella, sabes cuándo... está bien, ¿ verdad?
Gördüğünüz gibi iyi durumdayım ve görüşümde sorun yok ki bu önemli değil mi?
Como... como puede ver, tengo buena salud y mi visión es 20 / 20 que es importante, ¿ no?
İyi hissettirdi değil mi?
Sienta bien, ¿ verdad?
Çünkü en iyi arkadaşını kaybetmek istemezsin, değil mi?
Porque no puedes perder a tu mejor amigo, ¿ verdad?
- Yine süsleme yapmak iyi geldi, değil mi?
- ¿ Es lindo ver de nuevo las decoraciones de Navidad?
İyi bir şey yaptığını düşünüyorsun, değil mi?
Hiciste algo bueno, ¿ verdad?
O yüzden sadece anneme değil, tüm ailelere güzel, sağlam, iyi ve makul fiyatlardaki evlerde yaşama fırsatı sunuldu.
Para que no solo mi madre, sino todas las familias pudieran vivir en un buen, sólido y decente hogar a un precio razonable.
- Gayet iyi görünüyordu, değil mi?
Se veía bien. ¿ No crees? Sí.
İyi bir dost değil miyim, cidden mi?
No soy un buen amigo, ¿ en serio?
Ama bu da iyi bir şey yani, değil mi?
Bueno, esto es... algo bueno, ¿ cierto?
- İyi silah, değil mi?
Linda arma, ¿ Ah?
İyi, değil mi?
¿ Sí? ¿ Verdad?
O parayla iyi bir şeyler yapmamı isterdi, değil mi?
Él habría querido que yo hiciera algo bueno con él, ¿ cierto?
- İyi görünmüyor, değil mi?
No pinta bien, ¿ verdad?
Ayrıca... Bu yüzden... Daha iyi bir iş çıkartmalıydın, değil mi?
Además... esto es porque... debes hacerlo mejor. ¿ Verdad?
Damadımdan kızıma iyi bakmasını istiyormuşum gibi geldi, değil mi?
Oye, ¿ no parezco un padre que le pide a su yerno que haga feliz a su hija?
– İyi değil mi?
- ¿ No es buena?
Gerçekten iyi anılar olsa ne güzel olur, değil mi?
Si lo hacemos, sería estupendo que fueran muy, muy buenos recuerdos. ¿ Verdad?
– İyi, değil mi?
Eso es bueno, ¿ no?
Aslında, kocanızdan daha iyi bir Hukuk Fakültesine gittiniz değil mi?
De hecho, ¿ no le fue mejor en la facultad de derecho que a su marido?
İyi değil ama bana denizci olduğumu hatırlatıyor.
No es muy buena, pero me recuerda a mi época en la marina.
Harika değil mi, iyi bir dinlenmenin yapabildikleri?
Sorprendente, ¿ verdad? , ¿ lo que una buena noche de descanso puede hacer?
Pek de iyi bir takipçi değilsin değil mi?
No eres una buena sombra, ¿ verdad?
Bu iyi bir şey, değil mi?
Eso es bueno, ¿ verdad?
Rahatsızlık vermek istemeyiz ama durumu bir çözüme kavuşturmak daha iyi, değil mi?
No queremos causar un escándalo, pero es mejor tenerlo solucionado, ¿ no es así?
iyi değil misin 27
iyi değilim 99
iyi değil 246
iyi değilsin 46
iyi değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
iyi değilim 99
iyi değil 246
iyi değilsin 46
iyi değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi jack 21
değil mi hayatım 33
değil miyiz 24
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi jack 21
değil mi hayatım 33
değil miyiz 24