Kural bir tradutor Espanhol
3,544 parallel translation
Kural bir.
Esa es la regla número uno.
Kural bir, her zaman alt ranzayı kap.
Regla número 1 : siempre toma la litera de abajo.
Kural bir. Bir ilişki bittiğinde evden çıkman gerekir.
Regla número uno... cuando una relación acaba, tienes que salir de tu maldita casa.
Bu yasal bir kuralı kırdığım için resmi olarak disiplin edildiğimi gösteriyor.
Significa que me han castigado formalmente por romper la ley.
Sanırım bunun için yeni bir kural olacaktı.
Creo que hay una nueva regla para eso. Andy, coge el libro.
O saçma bir kural.
Esa es una regla estúpida.
Evet, herkes için saçma bir kural.
Sí, es una regla estúpida para todos.
Yeni kural : 8'lik veya üstü bir sorun yoksa bize gelemezsin artık.
No puedes venir a nosotros con ningún problema a no ser que sea un "8" o superior.
Yeni kural : 8'lik veya üstü bir sorun yoksa bize gelemezsin artık.
Regla nueva. No puedes contarnos tus problemas a menos que sean un ocho o más altos.
Diğer bir kural da kırmızı sınırların içinde kalmak.
La otra regla es que deben permanecer dentro del límite rojo.
Evet, Klima Onarım Okulu da normal okullar gibi olmalı diye bir kural koydum.
Has vuelto. Sí, he creado una nueva norma, que la escuela de reparación de aire acondicionado tiene que actuar como una escuela normal.
Evet, Klima Onarım Okulu da normal okullar gibi olmalı diye bir kural koydum.
Sí, he creado una nueva norma, que la escuela de reparación de aire acondicionado tiene que actuar como una escuela normal.
Bilmediğim bir kıyafet kuralı mı var yoksa...
¿ Hay como un código de vestimenta que yo no sabía o es...?
- Dr. Kinney'in şef olduktan sonra çıkardığı bir kural.
Es una norma nueva desde que la Doctora Kinney es la jefe.
- Bir numaralı kural...
- ¿ Cuál es la primera cosa...
- Kural disi bir sey yoktu.
No hubo nada impropio.
Sihrin bir numaralı kuralı :
Primera regla de la magia...
Her kocaman kaslı adam gay olacak diye bir kural yok.
- No se - Tipos con músculos gigantes no son gay.
Tanrı'nın Gücü'ne karşı yeni bir rakip takım kuralım.
- Vamos a iniciar un nuevo equipo rival a la fuerza del Señor.
Eğer bir taraf ciddi bir ilişkinin kıyısındaysa diğer taraf cinsel ilişkilerin askıya alınması kuralına uymalıdır.
"Si una parte está cercana a una relación seria la otra parte debe acceder a suspender de las relaciones sexuales".
- Hayır, iki içki kuralı. Evi bir asansör uzaklığında bile olsa bir kadın evine asla sendeleyerek gidemez.
Una señorita nunca se tambalea al ir a casa, incluso si la casa es solo un cutre ascensor cercano.
İki yıl önce burayı açtığımda tek bir kural koydum : çete yok.
Empecé aquí hace dos años con una regla, cero pandillas.
Ama zarar vermedim, bunda kural dışı bir şey yok değil mi?
Pero sin hacerle daño, ¿ de acuerdo?
* * Bir takım kuralım, söylesinler benim ismimi *
# Hagamos un equipo, hagámosles decir mi nombre #
Böyle bir kural mı var?
! ¿ Eso es una norma?
Koşul ve koşul mu? Evet, bir koşul belirleyeceksin. Diğer bir deyişle bir kural.
¿ Una condición y una condición? una norma... y jura seguirla siempre.
Zincirin için bir kural belirle.
Pon una regla para usar tus cadenas.
Sadık kalmaya hazır olduğun bir kural.
Una que estés preparado para seguir.
Kovulmak için zorla iş yerine getirtiliyorsam "Söyleyeceğin güzel bir şey yoksa, sus" kuralına uyarım.
Me hicieron venir para despedirme y prefiero no decir nada si no tengo nada bueno que decir.
Yeni kural : Sekiz veya üzeri değerde bir sorununuz olmadıkça bize anlatmayacaksınız.
No podéis venir a nosotros con ningún problema... a no ser que sea un ocho o superior.
Burada bir kuralımız vardır.
Así que... tenemos una policía por aquí.
Yani hava karardıktan sonra Başkan'ın bir bayan... refakatçisi olmasına ilişkin herhangi bir kural olması ihtimaline karşılık...
Ya sabes, por si hay alguna regla acerca del alcalde teniendo compañía femenina por la noche.
Her zaman kuralına göre oynamadın ama lanet olası, zehir gibi bir ajandın.
No siempre seguiste las reglas, pero, maldición, fuiste un excelente agente.
Pro Hong'un gururuyla Yönetici Im'in gururu arasında yönetici Im'i seçemem diye bir kural mı var? Adam kocamın arkadaşı!
¿ Debí ponerme de tu lado en lugar del lado del amigo de mi marido?
Açıkça belirttiğim gibi birinci kural ikinci bir kural olmayacaktı.
Como lo dejé bien en claro, la regla número uno era : no número dos.
Kamp kuralım, bir ateş yakayım.
Acamparemos, voy a encender un fuego.
Geleneksel Çin toplumunda iyi eğitimli bir beyefendi yaklaşık 3,000 farklı kural bilmeliydi.
En la sociedad tradicional china, un caballero instruido debía conocer alrededor de 3.000 normas distintas.
Şöyle bir ilişki kuralı duydunuz mu beyler?
Sin embargo, yo estoy vivo...
Kazık yemenin ilk kuralı, rakibinin kıçını onların seninkini ısırdığından daha fena ısıran bir arıza planı bulundurmak.
La primera regla de los negocios sucios, es siempre tener un plan de contingencia... que muerda el trasero a tu oponente... más fuerte de lo que él te muerde a ti.
Dwight, dikkate alman gereken sadece bir kural var.
Dwight, hay una norma que debes tomarte muy en serio.
Benim bir kuralım var.
Tengo esta regla.
Aslında yönetmelikte kurtardığın kişiyle çıkamazsın diye bir kural yok.
En realidad no hay nada en los estatutos del sindicato que diga que no puedas salir con una víctima.
Aldığın şey 20 dolar kuralımızı bozacak gibi bir his var.
Tengo un horrible presentimiento de romper la regla de los 20 dólares.
- 1968'de evli olmayan doğum belgesine neler yazabilecekleri konusunda bir çok katı kural vardı.
- Imagínate en 1968. Había un montón de reglas estrictas sobre qué podían poner en el certificado de nacimiento las madres solteras.
Bana iki kural söylediler... Günde bir hap vermek ve sana bir şey olmamasını sağlamak.
Me impusieron dos reglas... una pastilla al día y que no dejara que te ocurriera nada malo.
Tabii, standart bir kural.
Seguro, es lo estándar.
Arkadaşlarımın sevgililerine aynı anda tutulmamak diye bir kural koydum sonra.
Tengo la regla de enamorarme de la novia de sólo uno de mis amigos a la vez.
Bir numaralı kural :
Regla número uno :
F derecesi olursa bize meydan okuyordur. İstediğin kadar kendine yontmaya çalış oy vermemek ve geçersiz oy vermek hiçbir kuralı bozmuyor, pislik herif. Kural ihlali derken o Avcıların başkana saygılarını sunmada yanlış bir yol izlediklerini anlatmaya çalışmıştım.
nos retaba. pero no hay ninguna regla que diga que deben votar y que sean válidos. pero el punto es que esos Cazadores no están respetando la memoria del presidente anterior.
Şu anda kalbime doğrultulmuş bir Nen bıçağı var. Kuralı bozarsam bıçak kalbime saplanarak beni öldürecek.
Que hay una cuchilla de Nen apuntando hacia mi corazón. la cuchilla atravesará mi corazón y moriré.
Eğer herhang bir kural bozulursa, hedef ölüyor.
el objetivo muere.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir tanem 228
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
bir şey yok 987
bir tanem 228
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
birisi 209
birini 32
bir gelişme var mı 30
bırakıyorum 119
bir ay sonra 33
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29
birini 32
bir gelişme var mı 30
bırakıyorum 119
bir ay sonra 33
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29