English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ N ] / Nasıl olursa olsun

Nasıl olursa olsun tradutor Espanhol

341 parallel translation
Nasıl olursa olsun buradan çıkmalıyız.
Tenemos que salir de aquí como sea.
Nasıl olursa olsun.
Como sea, con tal de recuperarlo.
Nasıl olursa olsun, korkunç suçluluk duydum ve kendimden utandım.. .. ve olan biten herşeyi unutmak istedim.
En cualquier caso, me sentí terriblemente culpable y avergonzada y deseé poder olvidarlo todo.
Nasıl olursa olsun orada değildi.
Al menos no está ahí. Vamos.
Nasıl olursa olsun büyük çadırımızı kurmak ve bir performans sergilemek zorundayız.
Tenemos que montar la carpa grande y hacer el espectáculo.
Sonra da hava nasıl olursa olsun yüzüyordunuz.
Entonces se iba a nadar, todos los días, con cualquier tiempo.
Bugünden itibaren, görünüşümüz nasıl olursa olsun her yere girebiliriz.
Desde hoy podemos ir donde queramos, vayamos como vayamos.
Ne denli meşgul olurlarsa olsunlar ya da ortam nasıl olursa olsun,
Sin importar si están ocupados ni el entorno en que están,...
Yarın sabah, hava nasıl olursa olsun yola çıkacağız.
Por la mañana, llueva o truene, vamos a avanzar.
Nasıl olursa olsun, bu ek hisseyi almasını engelleyemezseniz adını sıkça anmaya başlayabilirsiniz, çünkü nakliye şirketinin ana hissedarı olacak.
Puede que así sea, señorita, pero a menos que encuentren alguna manera... de evitar que él herede la mayoría de las acciones de la empresa, tendrán que oír su nombre con frecuencia, les guste o no, porque se convertirá en un auténtico acaparador de su compañía naviera.
Ne zaman ve nasıl olursa olsun bana saldırmanı istiyorum.
Usted debe atacarme siempre y en cualquier parte donde menos lo espere.
Hudson üzerinde pespembedir dünya nasıl olursa olsun dışardaki hava
La vida es rosa en el Hudson Haga el tiempo que haga
Durum nasıl olursa olsun, size dair elimizde bilgi olduğunu inkar edeceğiz.
Ocurra lo que ocurra, no podemos declarar que le conocemos.
Artık nasıl olursa olsun yarış kazanmaya kararlıyım.
Tengo intención de ganar por todos los medios que estén a mi alcance.
Çünkü aracın ayarları nasıl olursa olsun belli noktalarda hep yere çarpıyor.
No importa cómo esté dispuesto el coche pega en el suelo por varios sitios.
Nasıl olursa olsun, ondan yerlileri temizlemesini istediler... ve o da kolay yolu seçti.
Le dijeron que se deshiciera de los yaquis de cualquier forma posible. Y eligió el método fácil...
Düşüncemiz, mümkün olduğu kadar çabuk ve her nasıl olursa olsun savaştan paçayı sıyırmaktı.
La idea era salir de la guerra, pasara lo que pasase, tan rápida como fuera posible.
Şey, biz bir bakıma onu tanıyan insanlarla temas kurmayı severiz, her nasıl olursa olsun, ve siz ikinizin... süredir tanıştığınızı anlıyorum.
Queremos contactar con gente que lo conocía y sé que ustedes hacía tiempo que se conocían.
Nasıl olursa olsun, farketmez.
Lo que quieras.
Otobüs durdu, aranıyorum bir kadın göreceğim. Nasıl olursa olsun bir kadın.
El bus se paró, yo buscaba una mujer, simplemente una mujer.
Gübre fiyatları ne denli yüksek olursa oılsun... Yanlış odaya geldin. Böcek öldürücülere karşı yasalar nasıl olursa olsun...
- Se equivoca de persona.
Ben nasıl olursa olsun değişmelerini isterdim.
A mí me gusta que cambien, no importa qué.
Onlara sormamızı istemeyecekler! Nasıl olursa olsun, onlara bulmamızı isteyecekler bizden.
Sólo querrán que los abastezcan.
"Görünüşümüz nasıl olursa olsun, hepimiz birer çocuğuz."
Independientemente de nuestras máscaras, todos somos niños.
Şimdi nasıl olursa olsun bu vahşilerin güvenlerini kazanmalıyım.
Pero debo de alguna forma ganarme la confianza de los salvajes...
Kızınızın damarlarında asil kan var, bu şüphe götürmez, Nasıl olursa olsun, Tanrı ruhuna merhamet etsin...
PensándoIo bien, ella es de una buena familia, sólo que, no se enoje, debo decir...
Hazırlayacağınız salıverme formunu nasıl olursa olsun imzalayacağım.
Hagan cualquier clase de petición para que le suelten y la firmaré.
Nasıl olursa olsun!
¡ De la forma que sea!
Bu istisna da, her akşam aynı saatte yürüyüşe çıkmasıydı. Her akşam, aynı saatte, yarım saatliğine, hava nasıl olursa olsun.
Todas las tardes a la misma hora salía a pasear exactamente durante media hora, hubiera el tiempo que hubiera.
Kim, nerede, ne zaman ve nasıl olursa olsun- -
Me enfrentaré a quien sea, a lo que sea, donde sea, cuando sea...
Nasıl olursa olsun sizleri selamlamak güzel şey.
No importa como decimos hola es agradable decir hola.
- Elbette, ama nasıl olursa olsun evleneceğiz.
- Claro, pero aun así nos casamos.
Bay MacMillan, uygulama nasıl olursa olsun sizin de bilmeniz gerektiği gibi yasa böyle.
Sea como sea ejecutado, es el estatuto, como debería saber.
Bir kadın kocasından ya da bir koca karısından kurtulduğunda... nasıl olursa olsun, ölüm, ayrılma, boşanma... Bu gerçekleştiği zaman, bir kadın çiçek açar.
Cuando una mujer deja a su marido, o un marido a su mujer, por lo que sea, muerte, abandono o divorcio, entonces la mujer se abre.
Şey, her nasıl olursa olsun, bir alışkanlık haline gelir.
Bueno, de alguna forma, se convierte en un habito.
Nasıl olursa olsun, benim yüzümden seni terk etti.
Da igual como, el caso es que el te dejo por mi.
Onu nasıl olursa olsun görmek istiyorum.
Quiero verla ¿ Dónde está Madhu, madre?
Nasıl bir insan olursa olsun, Arthur mükemmel bir avukattır.
Sea lo que sea, Arthur es un abogado maravilloso.
Nasıl bir şey olduğunu tahmin bile edemezsin.. Hangi koşulda olursa olsun bir asker önde yeralmayı ister.
Los soldados del frente harían huelga en estas condiciones.
Felsefi anlamda bize ne olursa olsun, biz İtalyanların nasıl katlandığımızı anlayabilirsiniz.
Entonces comprenderá por qué nosotros, los italianos, tomamos todo lo que sucede con Filosofía.
çalışmak da zorundaydılar. Nasıl iş olursa olsun.
Aquí están los obreros.
Ve birisi ararsa, kim olursa olsun nerede olduğumu ve bana nasıl ulaşacağını bilmiyorsun.
Si me llama alguien, quien sea... di que no sabes dónde estoy ni cómo encontrarme.
" Yalanmış, sahteymiş, yanlışmış nasıl olursa olsun farketmez bana zevk verip egomu okşayan ne varsa seviyorum ayırmadan.
Amo lo falso, me encanta mentir. Me gusta arrebatar.
Nasıl programlanmış olursa olsun, zamanı geldiğinde karar kendine aittir.
El programa es irrelevante. La decisión final recae en el hombre.
Ne tür bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuz belirlenene ve nasıl bir önlem alınması gerektiğine karar verilene kadar, hangi sebeple olursa olsun evinizden dışarı çıkmayın, ve konu ile ilgili gelişmeleri izlemek için, radyo ve televizyonlarınızı sürekli olarak açık tutun.
la naturaleza de esta crisis. O hasta que podamos decirles que se ha solucionado. Estén atentos a su aparato de radio o a la pantalla de su televisor pues seguiremos informando a medida que sucedan los acontecimientos.
O tütüncü kadını gördüğünde, ne kadar tombul olursa olsun nasıl kendinle oynamazsin ki, şey dediğinde :
¿ Cómo no se va a tocar uno cuando ve a la estanquera que está tan bien dotada y te dice :
Oh, hangi kilit olursa olsun, anahtarsız açılabilir, Komiser, eğer nasıl açılacağını biliyorsanız.
Cualquier cerradura puede forzarse, Teniente, si se sabe hacer
Nasıl bir yaratık olursa olsun gideceğimiz yere gelemez.
Sea la criatura que sea, no nos seguirá adonde vamos.
Bu sabah dedi ki : "Höfgen nasıl bir aptallık yapmış olursa olsun önemi yok ünlü bir aktör olduğun zaman insanlar tolerans gösterir."
Y esta mañana me ha dicho... que no tema, que no le pasará nada, pese a lo que hiciera en el pasado.
Bu vücuda sahip biri nasıl olurda Seymour'a ilgi duyabilir ne kadar tuhaf fantazisi olursa olsun?
Pero con un cuerpo como ése ¿ cómo podría interesarse por Seymour, aunque le guste lo raro?
Kendine göre... nasıl mazeretin olursa olsun, senin yaptığın bu.
Por muy insignificante que le parezca, es precisamente lo que ha hecho.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]