Pazartesi sabahı tradutor Espanhol
672 parallel translation
Pazartesi sabahı.
Lunes por la mañana.
Komutanım, pazartesi sabahı ilk iş olarak buraya rapor vermesi için Dreyfus'a mesaj gönderin.
Comandante, avise a Dreyfus que se presente el lunes por la mañana.
Belki ikimiz de Pazartesi sabahı nişanlı bir şekilde buraya geliriz.
Quizás el próximo lunes por la mañana estemos los dos comprometidos.
Batı Lytham'dan Parlamento Üyesi olan Sir Edward Lake... pazartesi sabahı ölmüş.
Sí. Sir Edward Lake, miembro del Parlamento... ha muerto el domingo. Así que habrá que elegir a otro.
Pazartesi sabahı beni görmek istediğini belirten bir not vardı masamda.
El lunes me encontré con una nota tuya, decía que querías verme.
İstediğinizi için ama pazartesi sabahı işe akşamdan kalma bir halde gelmeyin!
Bebed cuanto queráis, pero el lunes no me Ileguéis tarde al trabajo y con resaca.
Pazartesi sabahı eşimle birlikle dönmeyi umuyorum.
Estaré de vuelta el Lunes por la mañana con mi mujer, espero.
Pazartesi sabahı. Bu Backalis denen adam da aynı sabah 3 : 00 ve 6 : 00 saatleri arasında ölmüş.
Backalis entre las 3 y las 6 de la misma madrugada.
Cumartesi gecesinden pazartesi sabahına Hep eğlence var önünde
De la noche del sábado al domingo Siempre hay algo bueno que esperar
Cumartesi gecesinden pazartesi sabahına Ölürüm daha iyi be!
De la noche del sábado al domingo ¡ Desearía estar muerto!
Peki, Stüdyo B, Pazartesi sabahı. Güzel.
Sí, estudio B, el lunes por la mañana.
O zaman Pazartesi sabahı görüşürüz?
Me alegro, hasta el lunes.
Yavaş yavaş, yazın tatlı sersemliği sona ererken Pazartesi sabahı sorumluluğunun yakın olduğunun tek tek farkına vardık.
Y gradualmente, mientras la alegre confusión del verano se desvanecía uno a uno, vimos que la responsabilidad del lunes por la mañana estaba cerca.
Her şafak vakti ise Pazartesi sabahıydı.
Cada amanecer, lunes por la mañana.
Pazartesi sabahı, garaja dönüş zamanı idi, gözümüzün önünde yağ vardı.
Los lunes por la mañana volvía al foso a embadurnarme de grasa.
Daha sonra daha uzun bir görüşmemiz olabilir. Pazartesi sabahı senin için bir saat ayıracağım.
Ya hablaremos, le reservo una hora para el lunes.
Pazartesi sabahı 10'a kadar ara veriyoruz. Aleyhinizde yapılan suçlamaları doğrulayacak bir tanık getirteceğiz.
Tomaremos un receso hasta el lunes a las 10 a.m cuando el comité presentará un testigo que corroborará los cargos presentados contra Ud. hoy.
Kasaya koyalım, Pazartesi sabahı kendini iyi hissettiğinde...
Vamos a ponerlo en la caja fuerte y el lunes, cuando estés sereno...
Pazartesi sabahı eğitim almaya hazır bir şekilde gelecek.
¡ Estará aquí el lunes por la mañana, listo para trabajar!
Saat 4'ü geçtiği için duruşmaya Pazartesi sabahı devam edeceğiz.
Ya son más de las 4 : 00 ; este juicio continuará el lunes.
Pazartesi sabahına kadar da kimse olmayacak. Ancak o zaman kayak erzakla birlikte gelecek.
Y no habrá nadie hasta el lunes por la mañana,... cuando llegue el trineo con provisiones.
Pazartesi sabahı mı?
¿ El lunes por la mañana?
Diplomalarınızı almak için Pazartesi sabahı dokuzda burada olun.
Venid a las 9 el Lunes por la mañana para recoger los diplomas.
Calder'a pazartesi sabahına kadar 5 bin dolar bulacağımızı söylerim.
Le diré a Calder que tendremos 5.000 dólares el lunes por la mañana.
Ama pazartesi sabahına kadar onu bulamaz. Her zaman olduğu gibi.
Pero no la encontrará hasta el lunes por la mañana, como siempre.
Pazartesi sabahı ilk işim bunu takip etmek olacak.
Me ocuparé el lunes por la mañana.
Biraz bencilce görünebilir ama işe yaramazsa, Pazartesi sabahı masamda olmayı istiyorum.
Quizá parezca egoísta, pero si esto no funciona, me gustaría estar en mi mesa el lunes.
Pazartesi sabahı, tam vaktinde eşyalarımı toplamaya geleceğim.
Volveré el lunes. Y después, liberación.
Pazartesi sabahı talimatlarımı bekleyin.
Esperen mis instrucciones el lunes a la mañana.
Ve o zaman Pazartesi sabahı ilk iş paranı bankadan çekeceksin.
Tendrás que sacar el dinero del banco el lunes por la mañana.
Çünkü Pazartesi sabahı, Japon bombaları... Amerikan gemileri tarafından kıstırılacak... o Japon Binbaşı da artık bizi aramıyor olacak.
Porque una vez que las bombas japonesas... hayan hundido las naves norteamericanas el lunes por la mañana... el mayor japonés dejará de buscarnos.
Pazartesi sabahı, Guernsey adında erkek, 70'li yaşlarında bir hasta göğüs ağrıları yüzünden hastaneye getirildi.
El lunes por la mañana, un paciente llamado Guernsey... masculino, de 70 y pico, ingresó al hospital quejándose de dolores en el pecho.
Saat Pazartesi sabahı erken ve ben acı çekiyorum.
" Hoy es lunes por la mañana... y estoy dolorida.
Geçen birkaç hafta boyunca, üst kademe için hazırlandım... Eğer, bu hafta sonunda, bütün çalışmamı tamamlarsam... Pazartesi sabahı, üst kademeye gireceğim.
Llevo dos semanas preparándome para el escalón superior... y si termino mi trabajo este fin de semana... voy a alcanzarlo el lunes por la mañana.
Pazartesi sabahı, mükemmel şekilde ve erkenden istiyorum.
Lo estaré esperando el lunes.
Sözleşmelere doğru gidelim. Böylece, Pazartesi sabahı sınava başladığımızda... bilgiler aklımızda taze kalacak.
Así va a estar más fresco el lunes por la mañana... para el examen.
Tipik pazartesi sabahı rutini bir daha aynı olmayacaktı.
La plácida rutina de una mañana de lunes cambiará radicalmente.
Pazartesi sabahı 10'a kadar ara veriyoruz. Aleyhinizde yapılan suçlamaları doğrulayacak bir tanık getirteceğiz.
Se suspende la vista hasta el lunes a las 10.00, donde se presentará un testigo que corroborará las acusaciones.
Yarın gece veya pazartesi sabah.
Ya sea mañana por la noche o el lunes por la mañana.
Birleşik Devletler ordusu için alınacak at ve katırlar, Hedley Kalesi'nin arka kapısına yakın ordu ağıllarında Pazartesi'den Cumaya hergün sabah saat 8'de alınmaya başlayacaktır.
ATENCIÓN : Rancheros y Comerciantes de Caballos La compra de caballos y mulas se hará en los corrales del Ejército junto a la puerta trasera del fuerte Hedley los lunes y viernes desde las 8 am.
Pazartesi sabah.
El lunes por la mañana.
Pazartesi günü sabahın köründe kalkmayınca anlarsın.
Se resolverá, cuando sea lunes por la mañana y no tenga que levantarse temprano.
Bu sabah takvime baktım, ve ilk pazartesi bugün.
He mirado el calendario esta mañana y hoy es lunes.
Pazartesi sabah toplantısının ortasında...
A mitad de la reunión esta mañana, empecé a...
Pazartesi, sabah 07.00
LUNES, 7 DE LA MAÑANA...
Pazartesi sabahını tahmin et.
Hasta que el tráfico se despeje.
Pazartesi sabah Kuzey Carolina'da olmalıyım.
Puede que el lunes.
Pazartesi sabah 8'de araba alınacak.
Lunes 8 de la mañana.
Okul kapandıktan sonraki ilk pazartesi sabah saat 5'te benim evime geleceksiniz.
Os quiero ver en mi casa... el primer lunes después de que acabe el colegio, a las 5 : 00.
Pazartesi sabah saat onda.
El lunes por la mañana a las 10 : 00.
Pazartesi sabah onda görüşürüz.
Hasta el lunes, a las 10 : 00.
sabahın 4 22
sabahın 3 17
sabahın 5 20
sabahın 2 27
pazar 161
pazartesi 216
pazar günü 59
pazarlık 23
pazartesi mi 18
pazartesi görüşürüz 74
sabahın 3 17
sabahın 5 20
sabahın 2 27
pazar 161
pazartesi 216
pazar günü 59
pazarlık 23
pazartesi mi 18
pazartesi görüşürüz 74