Sen nasıl tradutor Espanhol
9,294 parallel translation
Violette! Ama sen nasıl iki uzun sarışınla... ilgileneceğimi düşünüyorsun ki, 20 yaşındalar!
Violette, ¿ cómo se te ocurre pensar que me atraen dos rubias de veinte años?
Seni 13 kere arayıp 8 kere ziyaret etmiş, sen nasıl tanıştığınızı mı unuttun?
- Me olvidé. Te llamó trece veces y te visitó en otras ocho oportunidades.
Sen nasıl istersen.
Haré como pidáis.
Sen nasıl hissediyorsun annecik?
Entonces, ¿ cómo te sientes, mamá?
- Johnny bulamazken sen nasıl bulacaksın?
- ¿ Cómo podrías tú si no puede Johnny?
Sen nasıl oluyor da kocanı hatırlıyorsun?
¿ Cómo le recuerdas a tu marido?
Annenin aşk hayatı hakkında sen nasıl hissediyorsun?
¿ Cómo te sientes con respecto a la vida amorosa de tu madre?
- Sen nasıl zombi oldun?
Entonces, ¿ cómo llegaste a ser un zombi?
Asıl soru sen nasıl biliyorsun?
La cuestión es, ¿ cómo lo sabes tú?
Tanışma randevusunda ekilsen sen nasıl hissederdin?
¿ Cómo te sentirías si te plantaran en una cita a ciegas?
Sen nasıl hala hayattasın?
¿ Cómo es que estás vivo?
Sen izin vermezsen nasıl yardım etsinler?
¿ Y cómo lo van a hacer si no les dejas?
Sen nasıl onunla bu şekilde konuşursun!
¿ Cómo te atreves a hablarle así?
Darrell, sen nasılsın asıl?
Darrell, ¿ cómo estás tú?
Sen nasıl...
¿ Cómo has...?
Sen nasıl bir rahipsin?
¿ Qué clase de cura eres tú?
- Sen nasıl...
- ¿ Cómo ustedes...
Sen nasıl adlandırmak istersen.
Bueno, si así es como quieres llamarlo.
Peki sen nasıl zengin oldun?
Entonces, ¿ cómo te hiciste rico?
Güvenliği nasıl geçtin sen?
¿ Cómo pasaste por seguridad?
Sen bunu nasıl biliyorsun?
- ¿ Cómo lo sabes?
Sen makinelerle nasıl oynandığını hiç anlayamadın.
Nunca entendiste cómo jugar a las máquinas.
Sen kendi aileni nasıl seçiyorsun?
¿ Cómo escogiste a los tuyos?
Sen evde çocuklarla kalabilesin diye. Nasıl yani?
Para poder estar en casa con lo niños Que dices?
Ama sen nasıl...
Pero, ¿ cómo estás...?
- Hadi ama işlerin nasıl yürüdüğünü bilirim. Sen onların mallarını saklarsın onlar da sana iyi davranır.
Esconda sus bártulos, serán amables con usted.
Nasıl yani, sen ve Vincent ayrıldınız mı?
¿ Qué quieres decir, Vincent y tú separados?
Nasıl bir insansın sen, Maui?
¿ Qué clase de persona eres tú, Maui?
Nasıl girdin sen buraya?
¿ Cómo demonios ha entrado aquí?
Ve sen Foggle, seni unutmuştum. Şu nasıl? Blue Oyster Cult'ın Solisti.
Me olvidé de ti, Foggle. ¿ Qué te parece Cantante de Blue Oyster Cult?
Yani kendini hiç yalnız hissetmedin mi? Sen ve Jane varken nasıl yalnız hissedebilirim ki? Demek istediğim o değil, anne.
Quiero decir, ¿ nunca te has sentido sola? No me refiero a eso, mamá. ¿ Pero por qué? Mamá...
Sen ondan uzak olsan nasıl hissederdin?
¿ Cómo te sentirías si estuvieses lejos de ella?
Peki... Sen Esteban'ın altında çalışmakla ilgili nasıl hissediyorsun?
Entonces... ¿ como te sientes sobre lo de trabajar con Esteban?
Buraya nasıl girebildin sen?
¿ Como diablos te las has arreglado...
Eğer geldiğim yerin nasıl olduğunu bilseydin gördüklerimi görseydin, sen de hak verirdin.
Si supieras lo que pasó, si lo hubieras visto, lo entenderías.
Sen ve şu kundakçı arkadaşın o güzel silahlar olmadan nasıl yapacak bunu?
¿ Qué demonios vais a hacer tú y tu amigo pirómano sin vuestras sofisticadas armas?
Sen ve şu kundakçı arkadaşın o güzel silahlar olmadan nasıl yapacak bunu?
¿ Qué demonios van a hacer tú y tu amigo Pyro sin sus armas de fantasía?
Sen kocanla nasıl tanıştın?
¿ Cómo conociste a tu marido?
Nasıl arkadaşsın sen?
¡ Eres una compañía horrible!
Sen kendini nasıl bir kraliçe sanıyorsun?
¿ Qué tipo de reina te crees que eres?
Nasıl? Sen neden bahsediyorsun?
De qué estás hablando?
- Eğer sen yapmadıysan o zaman o şey nasıl var oluyor?
Si no lo hiciste tú, entonces ¿ cómo es qué existe? Detente.
- Nasıl oluyor da sen yapamıyorsun?
- ¿ Cómo es que usted no puede?
Ichabod, sen ve ben bu savaşta nasıl karşı taraflarda yer aldık.
Cómo tú, Ichabod y yo terminamos en lados opuestos en esta guerra.
Yapma hayatım, bu bacakların mayoyla nasıl görüneceğini sen de biliyorsun.
Nena, ya sabes cómo lucen estas piernas... en traje de baño.
Seni dönüştürdüğü şu kendine acımaktan bir hâl olmuş pislik yerine tekrar bir insan evladı olmanın nasıl bir şey olduğunu hatırlayıp bir kere de sen beni kurtarsan ne olur?
¿ Por qué no recuerdas cómo volver a ser un maldito ser humano en vez de esta mierda autocompasiva en la que te convirtió y me salvas a mí?
Peki sen borcunu nasıl ödedin?
Y ¿ cómo me pagas?
Yatağını hazırlayayım. Nasıl bir canavarsın sen? Leo.
Prepararé una cama para ti. ¿ Qué clase de bestia eres? Leo.
Sen Kanan'ın bana varoşluktan nasıl kurtulacağımı öğretmeyeceğini söylüyorsun.
Supongo que diciendo Kanan no me puede enseñar cómo salir de la capilla.
Ve sen de Lobos buluşmasının yerini nasıl bulduğunu açıklamak zorunda kalacaksın.
Y tú tendrás que explicar cómo hallaste la ubicación de la reunión de Lobos.
Doğru. Nasıl gidiyor sen ve Holbrooke?
Exacto. ¿ Cómo van las cosas entre Holbrooke y tú?
sen nasılsın 397
sen nasıl istersen 91
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
sen nasıl istersen 91
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221