English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Y ] / Yukarıdan

Yukarıdan tradutor Espanhol

2,107 parallel translation
şeytan, duygularına işkence eder yukarıdan.
# El diablo se lleva tu tortura emocional del cielo.
Yukarıdan bizi izliyor.
Ella nos mira desde arriba.
Yukarıdan gelen emirle geleneği bozmasaydık, kutsal topraklar dışında yatacaktı mahşer gününe kadar.
Y de no haberlo impedido una orden superior, yacería en suelo no santificado hasta el Día del Juicio Final.
- Belki yukarıdan görebiliriz.
- Tal vez podamos ver desde allí arriba.
Aslında yukarıdan geldim.
Estoy en el piso de arriba.
Bazılarına göre 3'cü, yukarıdan gelecek bir tufanı temsil etmekte. Eğer öyleyse, bu tekrar yaklaşan galaktik dizilimi işaret ediyor olabilir.
Algunos creen que el tercer sacudón indica un cataclismo desde arriba y si es así, podría ser otro lazo a la futura alineación galáctica.
Yukarıdan.
¡ Choca!
Sanki atış yukarıdan yapılmış ve vücutta aşağı doğru yol almış gibi.
Como si el disparo hubiera sido desde arriba y recorrió el largo del cuerpo.
Yukarıdan!
¡ Arriba!
Kaderinle yüzleş çünkü yukarıdan... geliyorum.
Es una suerte, sabes, porque ahí voy, En la cima.
Yukarıdan gelen emirlere göre hareket ediyorum.
Actué por ordenes de allá arriba.
Yukarıdan bakmak genelde işe yarar.
Una perspectiva más alta suele ayudar.
Hayır, bu sadece geçen sefer, yukarıdan bir şey attığımda sekti ve masum bir seyirciyi yaraladı.
No, es sólo que la última vez que tiré algo desde esta altura rebotó y lastimó a... una persona inocente que estaba parada.
Yukarıdan görüş açımız iyi olur.
Ahí hay buena visibilidad.
Yol da yukarıdan geçiyordu.
El camino estaba allá arriba.
Bakalım onu yukarıdan görebilecek miyim?
Voy a ver si la veo desde aquí arriba.
Boya, ve yukarıdan geçen sürat tekneleri, ağ duvarı kapatılırken balıkların kaçmaya yeltenmeleri için heveslerini kırıyor.
El tinte y lanchas rápidas encima, Desalientan al atún de hacer una escapada a través de la brecha que se cierra. En la pared de la red.
Yukarıdan düştü.
Cayó desde allá arriba.
Gücü yukarıdan ben veriyorum çünkü ben olmazsam işler yürümez.
Sólo porque desprendo tanto poder desde arriba que él necesita ejercer poder para aceptarlo.
Nişancı yukarıdan bir yerden ateş etmiş.
El tirador estaba disparando desde arriba.
Kurşun sağdan gelmiş, yönü yukarıdan aşağıya doğruydu.
La bala va de derecha a izquiera y con trayectoria descendente.
Yani parçaya başlarken yukarıdan aşağıya doğru mu çekeyim?
¿ Debo empezar la pieza desde fuera hacia el arco?
Sözler yukarıdan aşağıya gelir. Beni yüzbaşı yapıyorlar.
Se rumorea desde lo más alto que van a nombrarme Capitán.
Tamam, orada kahve hazırlayan biri var, sabahları çalışıyor, kızıl saçlı, saçlarını yukarıdan topluyor?
Bien, ahí hay una camarera que trabaja por las mañanas, pelirroja y con el cabello alborotado.
Motivasyonu arttırıyorum, benim de işim bu. - Beni de yukarıdan sıkıştırıyorlar.
Estoy incrementando la motivación, es mi trabajo, mis superiores me fuerzan.
Yukarıdan ateşlenen tek kurşun kaburgaları sıyırarak diyaframı deldi.
Una bala, disparada desde arriba rozando 3 costillas, tocando el diafragma...
Bu kan izleri onun yukarıdan geldiğini gösteriyor.
Este rastro de sangre indica que vino desde alguna parte de arriba.
Hatta yukarıdan aşağıya sol baştaki harflere baktığında, "Bu da sana girsin Max Silver." yazıyor.
Y si miras verticalmente el lado izquierdo de la columna, las letras dicen "Chupate esa, Max Silver"
Ufak bir çocuğu mısırların arasında yukarıdan göremezsin.
No se puede ver a un niño desde lo alto de una cosechadora.
Vücutlara giriş açıları hepsinin de direk yukarıdan.
Las trayectorias que tienen através de los cuerpos, todos directos hacia abajo.
Yukarıdan bir anlaşma daha mı geldi?
¿ Otro encargo de las alturas?
Daha yukarıdan ateş et.
Sigues disparando arriba a la derecha.
Yukarıdan bir yerden ateş edilmiş olmalı.
El tiro fue hecho desde un punto alto.
Pek çok terörist.. .. sanki onlara yukarıdan emredilmiş.. .. gibi davranırlar.
Muchos terroristas sienten que están actuando bajo instrucción divina.
Yukarıdan aşağıya 1-4'e takıldım.
¿ estás bien? 14 vertical.
- Bir bulmaca çözüyordum ve yukarıdan aşağıya 1-4'ü bulamadım : "Geleceğin avcısı."
No sé contestar el 14 vertical. - Lo siento.
Beni deli falan sanabilirsin. Ama şu an en iyisi yukarıdan aşağıya 1-4'ü düşünmem.
Sé que si te miro, tú sólo... pensarás que soy una especie de mujer loca o algo.
Yukarıdan aşağıya 1 4'ü düşünmezsem sinir krizi geçireceğim.
Yo... pero confia en mi, quieres que piense sobre el 14 vertical.
- Yukarıdan aşağıya 1-4.
14 abajo, "Futuros cazadores"
Aşağıdan mı konuşuyoruz, yukarıdan mı?
¿ Estamos hablando de arriba y abajo?
Yukarıdan bakınca, hiçbir şey aynı gözükmüyor.
Desde ahí arriba no parece nada
Babam onu dünyaya yukarıdan bakabilelim diye aldı.
Mi padre la compró para que pudiéramos mirar hacia abajo en el mundo.
Yukarıdan yükselen iğrenç, sinsi tezahüratların leş kokusu cenneti bile kirletiyordu.
Y de la cubierta arriba salió un grito de alegría asqueroso y negro, su hedor confrontaba el cielo.
... Zaman doldu ölme vakti geldi Seni almaya geliyorum Seni almaya geliyorum Seni almaya geliyorum Yukarıdan...
# El tiempo es uno perdiendo " # Es tiempo de morir # Voy a buscarte Veintiséis 00 : 02 : 48,601 - - 00 : 02 : 52,219 # Voy a buscarte
Bakınca yukarıdan derinlere, Uğultusunu duyunca denizin?
... y arrojaros a la locura?
Galaksimiz kenarları yukarı doğru kıvrık bir şekilde düz, ona sarmal biçimi verende budur.
Nuestra vía Láctea es plana con brazos curveados hacia afuera, lo que le dan su forma de espiral.
Bana, evimizde kahvaltıdan sonra, merdivenlerden yukarı çıkarken akciğerlerinde bir sorun olduğunu söyledi.
Me dijo que... que había algo en sus pulmones, que estaba en las escaleras, en nuestra casa, después del desayuno, casualmente, mientras caminaba por en las escaleras.
İki pantolon var, yukarıya eşitleyerek giy.
- Lo sé. Y te dan dos pares de pantalones para que se gasten por igual.
Görünüşe bakılırsa yukarı doğu yakası da senin için aynı şeyi hissediyor. N'aber, Dan, Vanessa?
Aparentemente el Upper East Side siente lo mismo por ti.
Dan Otey'in ailesini yukarı çıkarıp Schrader'dan korudu.
Llevó a la familia de Dan Otey arriba, los protegió de Schrader.
Hayır, çok yukarıdan başlıyorsun.
Te vas muy arriba.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]