Şin tradutor Espanhol
251,660 parallel translation
Bu Ekim'de olan Code / Rag'den bir röportaj buldum. Dediğinize göre sen ve Gavin Belson, diyorsunuz ki, "Jack Barker'ı işinden edeceğiz."
Es una entrevista de Code / Rag de octubre de este año donde dijiste que tú y Gavin Belson, cito : "Dejarían sin trabajo a Jack Barker".
Ders materyalimin bir süre sonra biteceğinden korkuyorum.
Estoy nervioso, quizá me quede sin material.
O ve o at hırsızı, zalim ekibi seni anında harcayacak.
Él y su séquito de bandidos implacables te traicionarán sin pensarlo.
Tabii ki de olur, anında işe alırdım ama asla kabul etmez.
Lo contrataría sin pensarlo, pero no quiere.
Artık bensiz devam et.
Sigue adelante sin mí.
Pekala, Gilfoyle, adayları değerlendirdim ve şirketin, senin eşsiz sistem mühendisliği yeteneklerin olmadan başarılı olamayacağına ikna oldum.
Bien, Gilfoyle, revisé los candidatos y salta a la vista que nuestra empresa no puede tener éxito sin tu inigualable talento como arquitecto de sistemas.
Ben olmadığım sürece Gavin'le yaptığınız iş yürümez.
Esta empresa no funcionará sin mí.
Sonuç olarak Jian-Yang, fallik nesneleri gerçek zamanlı tespit etmek ve filtrelemek için muazzam bir uygulama üretmiş.
El punto es que Jian-Yang, sin querer, ideó una herramienta para la detección y filtro de imágenes de genitales en tiempo real.
Ve hala kira ödemiyorum.
Y sigo sin pagar renta.
Sonucunda, Ed Chen ve Aarush ölümüne kanka oluyorlar.
Sin embargo, Ed Chen y Aarush están hablando.
Planlarımızda yavaş yavaş büyüyeceğini varsaymıştık. hatta asıl hedefimiz hakkında da pek konuşmamalıyız.
No, planeamos esto para lanzarlo silenciosamente y sin decir nuestras intenciones ocultas.
Ama şu anda Gavin'e iki seçeneği de gösterebiliriz. Ve hala alan arttırıcı uygulamamızı yayınlayabilir ve yeni internet hazır olana kadar hakkında konuşmayabiliriz.
Y podemos impulsar la app para ahorrar espacio sin hablar de la nueva Internet hasta que estemos listos.
Neyse ki, bu durumu karşılayıp...
Sin embargo, lo contrarresté...
Eğer sana verseydim, şu kapıdan çıkar, bir daha arkana bakmazdın.
Si te la hubiera dado, te habrías ido sin mirar atrás.
Tanrım... Sonucunda TechCrunch'ta juri olduğu panelden bir gece önce Dan'in son karısını siktin. Hem de bunun şirket için anlamını düşünmeden.
Cielos, te cogiste a la última esposa de Dan la noche anterior a que él nos juzgara en TechCrunch sin importarte cómo eso nos afectaría.
Merhaba, ikiniz de burada olduğunuza göre,
Hola. Bien, ahora que ambas están aquí, podemos evitar la cháchara sin sentido.
Sen... sen bizim kodumuzu insanlara sormadan onların telefonuna mı yerleştirmek istiyorsun?
Perdón, ¿ hablas de poner nuestro código en los teléfonos de la gente sin que ellos sepan?
- Pazar günleri kütüphanede boş duran bir bilgisayar var.
Hay una computadora en la biblioteca sin supervisión los domingos.
Küçük düşürülmüş, arkadaşsız kalmış, içi genç bir şarlatanın kanı dolmuş halde.
Desgraciado, sin amigos e hinchado con la sangre de un charlatán joven.
"Sanal evsizlere sanal para bağışlayın."
Mira su página. " Dale monedas virtuales a gente virtual sin hogar.
Hadi birkaç tane de ayakkabısız fotoğraf çekelim.
Tomemos unas sin los zapatos.
Yazmış olduğun çalışan kılavuzuna göre, bir çalışan iki hafta önce bildirmeden işten ayrılamaz.
No estoy suplicando. Según el manual del empleados que tú mismo escribiste, un empleado no puede irse sin las dos semanas de preaviso.
O kadar veriyi depolamamız için, son performansta yedekleme olmadan çalışmamız lazım, eğer bir birimi bile kaybetsek,
Para almacenar tantos datos tendríamos que hacerlo sin red. Sin respaldo.
Bak ordan buraya taa Tibet'e kendi paramla geldim. Pilimi bitirdin. Ve üstelik biraz bile ruhani hissetmiyorum.
Vine hasta aquí, hasta el Tíbet, con mi propio dinero, me dejaste sin batería y no me siento para nada más espiritual.
Hain bir iman yanılsaması olmayan dünyaya ne oldu?
¿ Qué le pasó al mundo sin la ilusión traicionera de la fe?
Bu düzenlerin yok olması, evden uzakta, bilinmeyen yıldızların altında uyumak...
Sin esos patrones.
Onun kampçı vagonu da vardı.
Con capota. No, esta es sin duda roja.
Partiyi arkadaşların gelmeden başlatamayacağını biliyor olmalısın.
Ya sabes que no puedo empezar la fiesta sin amigos.
Ve Meghan olmadan bunu durdurabileceğimi sanmıyorum.
Y creo que no puedo parar, - no sin Meghan.
Çünkü sen olmadan ben ne yapardım bilemiyorum.
Porque no sé lo que haría sin ti.
Hendrix'ler olmadan sonbahar eğlence fuarı nasıl bir şey olur ki?
¿ Qué es el festival de otoño sin el equipo Hendrix?
Kesinlikle ayrıca bize ordumuz olmadan nasıl savaşabileceğimizi de söyleyebilirisn.
Claro, si también pudieras aconsejarnos sobre cómo luchar una guerra sin ejército.
ve ona göre daha sağlıklı bir yaşamım var. teknolojisiz ve iyi şarapsız bir hayatı var
Y estoy bastante cachas con todo esto de vivir sin tecnología ni vino decente.
Alicesiz bir dünya istemiyorum.
No quiero conocer un mundo sin Alice.
- Çünkü ona soru sordun, Mevcut anlaşma kabul edilecek veya hiç anlaşma olmayacak.
- Porque le ha cuestionado, solo hará honor a la oferta actual sin más modificaciones, o no habrá ningún trato.
Bilirsin, güçlerini bilmeden seni yaratmak için kullandılar.
, utilizaste tus poderes incluso sin saberlo para hacerte a ti mismo.
Silahsız kalır
Sin magia, está básicamente desarmado.
Sihirsiz.
Sin magia.
Sihir olmadan nasıl savaştığını gördükten sonra, evet.
Habiéndote visto cómo peleas sin magia, sí.
Stres yok, olay yok.
Sin estrés, sin dramatismos.
Olay yok.
Sin dramatismos.
Sadece takılsak olur mu?
¿ Te importa que estemos aquí sin más?
Bunu içmeden çözme imkânın var mı?
¿ Hay alguna posibilidad de que lo arregles sin beber?
Kendimi zorlamadan bile senden daha iyi atıyorum.
Incluso sin intentarlo, tengo mejor puntería que tú.
17 devrede bir kere bile kalkmadım.
Vi las 17 entradas sin levantarme.
Benimle konuşmadan Horoz'a kulübede oturmasını söylemen büyük cüret.
Hace falta tener cara para decirle a Rooster que viva en la cabaña sin decírmelo.
-... korunmasız seks yapıyorsun, emniyet kemerini takmıyorsun, fişek patlatıyorsun,
- Vale. - Tienes sexo sin protección, conduces sin ponerte el cinturón y sigues tirando petardos
Bunca şeyden sonra bir de bizim saçmalıklarımızı çekmek zorunda değilsin.
Ya tienes bastante sin nuestras gilipolleces.
Colt'la kavga ettiğimiz anda onunla korunmasız yatmışsın.
En cuanto Colt y yo nos peleamos, te acostaste con él sin protección.
İki gündür uyumadım.
Llevo dos días sin dormir.
Burada sensiz hiçbir şey aynı değil.
Las cosas aquí no son iguales sin ti.
sinirli 34
sinirliyim 21
sing sing 20
sinemada 18
sincap 24
sinirlisin 23
sinsi 29
sinirlenme 148
sinir bozucu 26
sinek 53
sinirliyim 21
sing sing 20
sinemada 18
sincap 24
sinirlisin 23
sinsi 29
sinirlenme 148
sinir bozucu 26
sinek 53