Benimle gelebilirsin tradutor Francês
262 parallel translation
Benimle gelebilirsin.
Tu peux venir avec moi.
İstersen benimle gelebilirsin.
Viens, si tu veux.
Bana güvenmiyorsan, benimle gelebilirsin.
Si tu n'as pas confiance en moi, viens avec moi.
Dobie, Losworth'a vardığımızda, benimle gelebilirsin.
Dobie, quand on repartira de Lordsburg, tu pourrais m'accompagner.
Benimle gelebilirsin.
tu viennes avec moi.
Belki sen benimle gelebilirsin.
Viens avec moi.
İstersen Shake ve benimle gelebilirsin.
- Venez avec Shake et moi
Benimle gelebilirsin. Kimseye söylemem.
Je ne dirai rien à personne.
Benimle gelebilirsin ama umutlarını çok yüksek tutma, çünkü kirli bir yaşam bu.
Mais ne te fais pas d'illusions, c'est une sale vie.
Şayet istersen, sende benimle gelebilirsin.
Viens avec moi, si tu veux.
İstersen, benimle gelebilirsin.
Viens, si tu y tiens tant.
Benimle gelebilirsin. Acilen bir hizmetçi ihtiyacımız var.
Tu pouvais lui dire de venir chez nous, nous avons toujours besoin d'aide.
Kaşağılamayı öğrenmek istiyorsan, benimle gelebilirsin.
Si tu veux savoir étriller... tu peux venir avec moi.
Sen kazandın! Benimle gelebilirsin.
Tu peux venir avec moi.
İstersen benimle gelebilirsin. Keşke beni özgürlüğüme kavuşturduğun için başka bir karşılık isteseydin.
Tu peux venir avec moi si tu le désires, même si j'aurai préféré que tu me demandes une autre récompense pour m'avoir sauvée.
Benimle gelebilirsin.
Vous ne vous entendez pas du tout.
Belki benimle gelebilirsin.
Tu pourrais venir avec moi.
İstersen benimle gelebilirsin.
Tu peux venir si tu veux.
Öyleyse benimle gelebilirsin.
Alors vous pouvez venir avec moi.
Benimle gelebilirsin.
Tu pourrais venir avec moi.
Benimle gelebilirsin.
Vous pourriez venir avec moi.
Sen de benimle gelebilirsin.
Allons-y ensemble.
İstersen benimle gelebilirsin.
Tu peux m'accompagner si tu veux.
Peki, Los Angeles'a kadar gidiyorum. İstersen benimle gelebilirsin.
Je vais jusqu'à L.A. Je peux t'emmener.
Saat 2 : 45'te ekspres bir tren var. - İstersen benimle gelebilirsin.
Il y a un train à 14h45, tu viens avec moi ou pas, comme tu préfères.
İstersen benimle gelebilirsin.
Si vous voulez, vous pouvez venir avec moi.
Peki Thomas. Parana ihtiyacım var ve benimle gelebilirsin... Fakat, birkaç kuralım var.
Ok, Thomas, J'ai besoin de l'argent, et tu peux venir avec moi... mais il y a quelques règles.
istersen benimle gelebilirsin.
Tu peux venir avec moi si tu veux.
Benimle gelebilirsin.
Toi, viens avec moi.
Tabi, pekala ya da bu akşam beraber olduğun budalayı ekip benimle gelebilirsin.
Oui, d'accord. Ou alors, tu n'as qu'à annuler l'autre connard et sortir avec moi.
Eğer yapacak bir işin yoksa, bir bağlantı, bakır sülfür ya da onun gibi şeyler bulabilir miyiz diye benimle bakmaya gelebilirsin.
Si vous n'avez rien d'autre à faire, vous pouvez m'accompagner pour voir si on arrive à trouver un contact, ou du sulfate de cuivre, ou autre chose.
Benimle gelebilirsin. - Beni istediğine emin misin?
Vous voulez bien?
Benimle birlikte Anamita'nın kralının mezarını ziyarete gelebilirsin.
Vous pourriez venir avec nous visiter la tombe d'un roi Anamita.
Tabii ki benimle gelebilirsin.
Viens donc, si tu veux.
Sonra, istersen, benimle birlikte Roma'ya gelebilirsin.
Puis, si tu veux, je t'emmènerai à Rome.
Evlat, istedigin zaman benimle Houston'a gelebilirsin.
Vous pouvez toujours repartir pour Houston avec moi, ma petite.
Benimle birlikte Phoenix'e gelebilirsin, neden bu şansı almak istiyorsun?
tu peux venir avec moi à Phoenix,
Yada, istiyorsan, benimle gelebilirsin. İstediğini yapmakta serbestsin.
Tu es libre de faire ce que tu veux.
Eğer şurdaki yaşlı Harriet'i sağmayı bitirirsen... içeriye gidip üzerimi değiştireceğim ve sen de benimle şehre kadar gelebilirsin.
Si vous trayez Harriet, je me change et je vous conduis en ville. - Épatant.
Bazen benimle Mexico City'ye gelebilirsin.
Viens avec moi un de ces jours.
Benimle gelmek istersen gelebilirsin.
Oh, mais, si tu veux venir avec moi, tu peux.
Benimle gelebilirsin.
Tu peux pas venir avec moi.
- Benimle bizim eve gelebilirsin.
Tu peux venir chez moi.
Düşünüyordum da, bugün cumartesi yapacak başka bir işin yoksa benimle araziye gelebilirsin.
Je me disais que comme on est samedi, tu voudrais peut-être m'accompagner dans la lande.
- Benimle devamlılığa gelebilirsin...
- Soit vous venez au Continuum...
Tabi sen de kendi görevinden istifa edip, benimle bir yıldız üssüne gelebilirsin.
Vous aussi pourriez le faire et venir sur une base stellaire avec moi.
Benimle eve gelebilirsin.
T'as qu'à venir à la maison avec moi.
Benimle gelmek istiyorsan, gelebilirsin.
C'est ton choix si tu viens avec moi.
- Belki, sende benimle birlikte gelebilirsin.
Viens avec moi.
Her an Boston'dan kurtulup benimle New York'a gelebilirsin.
Tu peux laisser tomber Boston et venir à New York.
Eğer seni daha iyi hissettirecekse, benimle gelebilirsin.
Vous pouvez toujours m'accompagner.
gelebilirsin 57
gelebilirsiniz 21
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
gelebilirsiniz 21
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32