English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Biliyor musun baba

Biliyor musun baba tradutor Francês

207 parallel translation
Biliyor musun baba, ben bu beyzbol kartı işine pek şans tanımıyorum. Arkadaşım Teddy'yi çağırıp, bakmasını isteyeceğim ondan.
Papa, je me suis pas beaucoup occupé de cette collection de cartes, alors mon copain Teddy va venir la voir.
Senin neyini seviyoruz biliyor musun baba?
- Tu sais ce qu'on aime chez toi?
Biliyor musun baba?
Tu sais, papa.
Biliyor musun baba, Bill bu geceye katılamayacağı için benden özür dilerken yüz ifademi düzgün tutmak için ne çok çaba sarf ettim.
J'ai eu du mal à garder mon sérieux quand Bill a dit qu'il viendrait pas.
Biliyor musun baba, annem ve sen birbirinize çok benziyorsunuz.
Tu sais papa, maman et toi vous étiez semblables.
Biliyor musun baba, gördüğümüz bir elbisenin aynını annem bana dikecek. Görsen öyle güzel ki.
Tu sais, Papa Maman va me faire une robe une copie d'une super belle que nous avons vue.
Biliyor musun baba? Mükemmel olmanı hiç istemedim.
Je n'ai jamais espéré que tu sois parfait.
- Pekâlâ. Biliyor musun baba, Melanie'yle tuvaletteyken bana, Celia'nın kız arkadaşın olup olmadığını sordu.
Tout à l'heure, au petit coin, Melanie m'a demandé si Celia était ta fiancée.
Biliyor musun baba, benim düzene ihtiyacım yok. Çünkü ben bu halimden memnunum.
J'ai pas besoin de stabilité, papa, parce que... je suis heureux comme je suis.
Biliyor musun baba bunu aslında Renee için yapıyorum.
Je vais te dire... Je fais ça pour Renée.
Bir keresinde bana ne demişti, biliyor musun baba?
Je t'ai raconté ce qu'elle m'a dit papa?
Biliyor musun baba, uzaylı görmememiz hiç önemli değil.
APPARTIENT À NED FLANDERS Peu importe qu'on n'ait pas vu l'extra-terrestre.
Biliyor musun baba, gerçekten eğleniyordum.
Oui, c'était bien.
Biliyor musun baba Chandler, Ross'un en iyi arkadaşlarından biri.
Chandler est un des meilleurs amis de Ross.
Biliyor musun baba, bugün çok ilginç bir şey gördüm.
Papa, j'ai vu quelque chose de très intéressant dans le garage.
Ne, biliyor musun baba?
Tu sais quoi?
Biliyor musun baba?
Tu sais quoi papa?
Baba, senin tarafından kovulmanın ne anlama geldiğini biliyor musun?
Père, sais-tu ce que cela signifie que d'être licencié par toi?
Baba, biliyor musun?
Bonsoir, papa. Alors, qu'en dis-tu?
Baba biliyor musun, yalan dünya herşey bomboş.
Il me semble que la vie n'est rien.
Baba kendini neye soktuğunu biliyor musun?
Père, tu réalises dans quoi tu t'embarques?
O baba olacak, bunu biliyor musun?
Savais-tu qu'il allait être père?
Biliyor musun, baba?
Tu sais, papa...
Tanımadıkları kimseye açmasınlar. Biliyor musun, baba.
Et de ne pas ouvrir aux inconnus.
Biliyor musun? Neyi baba? Çok eğleneceğiz.
Et je te le dis, cette fois... on va s'amuser.
Biliyor musun Kelly, uzun zamandır baba-kız oturup konuşmadık.
Kelly, cela fait longtemps qu'on n'a pas parlé, tous les deux.
Baba biliyor musun, dün akşam ki fikrin harikaydı : Sadece peynirlerini yiyip hamurunu bugüne sakladık.
Papa, super idée hier soir de ne manger que le fromage et de garder la croûte.
Bana ne dedi biliyor musun, baba?
Tu sais ce qu'il m'a dit?
Baba, onunla çıktığımız ilk akşam ne yaptı biliyor musun?
Tu veux savoir ce qu'il a fait lors de notre premier rendez-vous?
Baba, Üzgünüm. Bu içinden geçtiğim bir dönem, biliyor musun?
Je suis désolée, c'est seulement une phase que je traverse.
- Baba kimi gördüm biliyor musun?
Papa, vous savez qui j'ai vu?
- Sekiz! - Baba, retorik kelimesinin anlamını biliyor musun?
- Tu sais ce que ça veut dire?
Biliyor musun, baba? Belki de biraz tek başımıza takılsak iyi olacak.
Je crois qu'on va aller se promener un peu tout seuls.
- Babamın kimlerle savaştığını biliyor musun? Hangi baba?
- Tu sais contre qui mon père se bat?
Baba, biliyor musun Microsoft ve IBM gibi markalarla yarışmak nelere mal olur?
Tu sais ce que ça demande de concurrencer Microsoft et IBM?
Baba seni seviyor, biliyor musun? Baba seni gerçekten seviyor.
Papa t'aime beaucoup, tu le sais?
Baba, bu tipik bir ebeveyn problemi. Biliyor musun?
C'est un problème parental typique, mais, tu sais quoi?
Bİliyor musun, baba, bu oyunlara gelmek... veya benimle konuşmak zorunda değilsin.
Tu sais, tu n'es pas obligé de venir aux matchs. Ni même de me parler.
Ne diyorum biliyor musun, baba?
On s'en occupe, papa.
Baba, biliyor musun, bu program vitamine her ihtiyacın olduğunda bipliyor.
Il peut sonner quand c'est l'heure de prendre tes vitamines.
Şu Baba O'Riley şarkısını biliyor musun?
Tu connais la chanson Baba O'Riley?
Biliyor musun, dostum bugünlerde annen sana yeni bir baba bulacak.
Tu sais, bonhomme... un jour, ta maman te trouvera un nouveau papa.
Baba, biliyor musun, bazen bu tarz konuşman insanları gücendirebilir.
Tu sais quoi, Papa? Quand tu parles comme ça, - tu pourrais vexer certaines personnes.
- Biliyor musun, Baba?
- Tu sais quoi papa?
Biliyor musun, baba...
Tu sais, papa...
Biliyor musun... baba olmak kolay değil.
Tu sais... c'est pas facile d'être papa.
Baba burada başka kim evlenmiş biliyor musun?
Ca me plaît, ici.
Biliyor musun, baba...
Tu sais, papa.
Biliyor musun, Baba III'ü hiç görmedim.
J'ai jamais vu "Le Parrain Ill".
Biliyor musun, baba, bir şeyi fark ettim.
Je viens de me rendre compte.
Biliyor musun Noel Baba?
Tu sais quoi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]