Biliyormusunuz tradutor Francês
277 parallel translation
- Biliyormusunuz?
Vous la connaissez?
Nerede yediğini biliyormusunuz?
Vous savez où il mange?
Endicott çevresindeki yeri biliyormusunuz?
- On t'a parlé des environs d'Endicott?
Sen lujo.Seras a söyleyebilirsin yakında o milyoner olacak. Buna içiyoruz. Neden biliyormusunuz?
[accent irlandais] bientôt tu vas les retrouver tu seras riche je bois à ma fortune pour les justes causes et les rébellions que sais-tu des justes causes?
- Gemiye ne zaman binebilirim biliyormusunuz?
- Quand puis-je embarquer?
Beyazlara ne dediklerini biliyormusunuz?
Vous savez comment ils appellent les Blancs?
Düşünemedim. Biliyormusunuz, sizi gerçekten anlayamıyorum, Bayan Page.
Je ne vous comprends pas, Mlle Page.
Biliyormusunuz? Şüphesiz diğerleride keyiflidir.
Je ne peux manger autrement.
biliyormusunuz, ilkönce paradan bahsetmiyorlar.
Pas une seule fois, ils ont parlé argent.
Bu nedir biliyormusunuz?
Vous savez ce que c'est?
... hatırlıyor olmalısınız, nedenini biliyormusunuz?
À votre avis, pourquoi ne sont-ils jamais réapparus?
Bay Brooks, taahhüt ile koşula bağlı taahhüt... arasındaki farkı biliyormusunuz?
M. Brooks, connaissez vous la différence Entre une promesse et une promesse conditionnée?
Bay Ford... taahhüt ile koşula bağlı taahhüt... arasındaki farkı biliyormusunuz?
M. Ford... Connaissez-vous la différence entre... Une promesse et une promesse conditionnée?
Bunu biliyormusunuz...
Vous saviez?
siz çocuklar Rogers'ı biliyormusunuz?
Vous connaissez Roger, non?
33 yıldır kaç kişiyi yakalayıp, onları içeriye tıktım biliyormusunuz?
Ça fait 33 ans que je recherche les gens et que je les fais coffrer.
Bir insanın zihnine girebilmek için ne kadar uğraştığımızı biliyormusunuz?
Vous voulez savoir à quel point nous comprenons l'esprit humain?
Pardon, acaba Manyoca adında bir köy biliyormusunuz?
S'il vous plaît? Vous savez où se trouve un village appelé Manioca?
Trafik lehvasını geçtiniz! Cezasını biliyormusunuz?
Griller un stop, vous connaissez le tarif?
Bungaya başbakanının ismini biliyormusunuz?
Vous savez comment il s'appelle?
Fransaya nekadar petrol temin ettiklerini biliyormusunuz?
Vous savez combien il nous fournit de pétrole?
Size ne oldu biliyormusunuz, Ryan?
Tu sais ce qui t'est arrivé, Ryan?
Biliyormusunuz, iyi bir çift oluyorsunuz.
Vous faites un sacré duo, vous deux.
Ama biliyormusunuz?
Et vous savez quoi?
Bu ne demek biliyormusunuz.
Tu sais ce que ça veut dire?
3 milyon nakit paranın ne kadar çok olduğunu biliyormusunuz?
Tu sais combien ça représente? lmpossible de se balader avec ça!
Biliyormusunuz doktor olabilirmişiniz.
Vous auriez pu être médecin.
Biliyormusunuz, karımda söyledi,
- Ici. Dave. Ici même.
Biliyormusunuz bazı yerlerde....... yemekten sonra geyirmek saygı olarak karşılanıyor.
Allez, Larry, jetez-vous sur la nourriture.
Bunlardan bir tane nerede bulabilirim, biliyormusunuz?
Vous savez où en trouver une comme ça?
Müvekkiliniz solak mı, değil mi, biliyormusunuz?
Savez-vous si votre client est droitier ou gaucher?
Kanamanız olduğunu biliyormusunuz?
Vous saignez.
Biliyormusunuz, Bay Bundy... 44 sene bu kütüphanede çalıştım,
Vous savez, M. Bundy, je travaille ici depuis 44 ans.
3 sene önce emekli olabilirdim. Neden kaldım biliyormusunuz?
Je pouvais prendre ma retraite anticipée, mais je suis restée.
Biliyormusunuz, eskiden, adamlar dışarı çıkardı, ayılarla dövüşürler, bir kilim ve akşam yemeği ile geri dönerlerdi.
Dans le temps, les hommes n'auraient pas hésité à affronter cet ours et à revenir avec le dîner et un jeté de lit.
Biliyormusunuz, bu inanılmaz.
C'est incroyable.
Ama biliyormusunuz?
Mais vous savez quoi?
Onun kim olduğunu biliyormusunuz?
Savez-vous qui il est?
Biliyormusunuz! Kuato'nun yakınına hiç kimse gelemedi.
Vous voyez, Quaid, nous n'avions jamais pu approcher Kuato.
Yargıça anlatmadığı babasıyla olan şu kavgası hakkında bir şeyler biliyormusunuz?
Cette dispute avec son père, dont il refuse de parler au Coroner, en savez-vous quelque chose?
Biliyormusunuz olay gününe, günden güne, günden güne kafamda gidiyorum.
Voyez-vous, chaque jour, je repense à la scène encore et encore...
Sanırım siz ölene kadar birbirinizi destekliyorsunuz. Biliyormusunuz?
Les autres sont peut-être solidaires.
Biliyormusunuz, geçen sene North Stars uğur olsun diye tüm... play-off maçlarına aynı iç çamaşırıyla çıkmış. O yüzden bende aynısını yapıyorum.
Les Northstars ne changent pas de sous-vêtements de toute Ia saison, par superstition...
Biliyormusunuz, bence hepimiz bu akşamki festivale gidebiliriz diye düşünüyorum.
Pourquoi on n'irait pas au festival, ce soir?
- Will'in nerede olduğunu biliyormusunuz?
- Savez-vous où est Will? - C'est difficile à dire.
Biliyormusunuz, bütün hayatım boyunca o isimden kaçtım.
Toute ma vie, j'ai voulu lui échapper.
Nasıl yaptıklarını biliyormusunuz?
Vous connaissez? L'lntegra.
Ve nedenini biliyormusunuz?
Vous savez pourquoi?
Bunun ne olduğunu biliyormusunuz?
Vous savez ce que c'était?
- Ve biliyormusunuz, Doktor
- Et vous savez... - Pitié!
Biliyormusunuz?
Tu sais, Youssouf!
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorsunuz ki 33
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorsunuz ki 33
biliyor musunuz 1377
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyor musun al 19
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyordum 1178
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyor musun al 19
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyordum 1178