English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Bu çok doğru

Bu çok doğru tradutor Francês

849 parallel translation
İşte bu çok doğru.
Il a raison.
Bu çok doğru.
- Ça, c'est bien vrai!
- Oh, haklısın hayatım. Öyle. - Oh, bu çok doğru.
Vous avez raison, ma chère.
Bu çok doğru Bay Stevenson.
C'est vrai, M. Stevenson.
Bu çok doğru. Ama oktaki kabile işaretine bakın.
Mais voyez l'insigne du clan sur cette flèche.
Bu çok doğru. Bayan elbette zevk aldığı şeyleri yapacak.
Il est bon que Madame s'amuse tant qu'elle ne perd pas la tête.
- Bu çok doğru bir yaklaşım.
- Tout à fait.
Bence bu çok doğru bir istek.
C'est une ambition louable.
Bu çok doğru.
Tu as tout à fait raison.
Bu çok doğru. Çok keskin bir gözlem.
Exactement.
- Bu doğru. - Çok mutluyum Bayan Flaemm.
Je suis heureux.
Doğru. Bu kamptaki herkesten daha çok.
Plus que n'importe qui ici.
Çok doğru, Majesteleri ama bu çok değerli insan etinin ziyanı olur. Nasıl yani?
Certes Majesté, mais quel gâchis!
Bu çok doğru.
- Absolument.
Gökten indiğini gördüğümde hükümet binasına doğru yürüyüşünü gördüğümde "Bu adam çok daha büyük bir dünyada yaşıyor" dedim.
Je ne suis pas comme les gens de la jeune génération. J'ai beaucoup appris avant la fermeture des écoles.
Ama eğer doğru insanları beslersen yakalanmazsın. Ve bu iş büyük. Çok büyük.
C'est une três grosse affaire.
Yani aslında evlisiniz ve bu doğru. Ama küçük bir teknik sorun var. Anlayacağınız, bu çok normal bir durum.
En fait, vous l'êtes, mais il y a un vice de forme.
Gereken tek şey doğru insanla tanışmak. Bu çok zor Albert.
Je n'ai pas ta chance.
Üzgünüm ki bu çok doğru.
Ce n'est que trop vrai.
Bu görüntünün de... çok doğru olmadığına eminim.
Et votre teint... Encore du faux.
Bayan Mizushima, bu gün çok önemli bir şey oldu. Doğru.
Mme Mizushima, quelque chose de grand est arrivé.
Evet, çok doğru. Ben de biraz bu durumdayım.
C'est vrai, pour moi aussi c'est comme ça.
Dün gece çok yoğun bir sis vardı. - Bu doğru değil mi?
Hier soir il y avait bien un brouillard épais?
Bu doğru dostum. Yalnızlık çekerler. Ama çok şey bilirler.
Oui, c'est vrai mais on s'instruit.
Bu doğru. Ama aynı şekilde hiç kimse onun hakkında çok şey bilmez.
Certes, mais en fait, personne n'en sait beaucoup.
- Bak Judy- - - Tony, bu doğru. Çok doğru.
C'est la vérité et il faut que quelqu'un vous ouvre les yeux.
Bu doğru, daha çok istiyorum!
Toujours plus!
Çok hızlı ilerliyor. - Bu tabii ki doğru tempo.
Le mouvement est bon.
Bu atasözünde çok doğru anlamlar var.
Ce dicton a du vrai.
Bu çok iyi. Tatil için doğru yerdesiniz.
- Alors vous êtes au bon endroit.
Eğer bu doğru olsaydı, annem öldüğünde daha çok çaba harcardı.
Dans ce cas, il aurait mieux fait d'être là quand maman est morte.
Dünyaya bu kadar sert çarptığına göre çok hızlı hareket ediyor olmalı. Doğru!
Il filait plutôt vite pour frapper la Terre si fort et rester entier.
- İşte bu yüzden, bana çok kızgın. - Doğru mu söylüyorsun? Bütün bu olanların acısını çıkarmak için bu gece geleceğinden eminim.
Alors, en colère, le Maître... je suis sûre que, pour se venger, il viendra ici ce soir.
Bu çok doğru, ama kapıyı açarsa...
Je sais bien.
Bu çok doğru.
C'est bien vrai.
Bu doğru, çok güzel olanları, oldukça fazla.
Mais oui, Helen! Des belles! Et des quantités de belles!
- Bu doğru bayan. Ben de müziği çok severim.
La musique, j'aime ça.
Evet, bu doğru. o formların bazıları çok karmaşıktır.
Oui, ces formulaires sont compliqués.
- Bu çok ilginç. - Bu doğru.
- Très intéressant.
Korkarım, bu elbiseleri değiştirmek için çıkarttığında, seni seyretmemiz çok doğru birşey olmaz.
J'avais peur qu'une fois que tu aurais quitté ta belle robe tu n'aies plus si belle allure.
Bu çok doğru.
Exact.
Bu soruya doğru cevap vermeniz çok önemli.
Il est important que vous répondiez juste à cette question.
Bu doğru, çok pahalıyım.
C'est vrai, je suis cher.
- Belki, fakat sen hiç düşünmüyorsun..... ki bu tamamen doğru, çünkü eğer konuşurken çok içersen, biz yapmak için başka şeyler bulacağız.
- Vos propos sont sans queue ni tête, mais si vous avez trop bu pour parler, nous ferons autre chose.
Bu doğru değil, senden çok hoşlandığımı biliyorsun.
C'est pas vrai, je t'aime bien.
- Bu doğru değil. Çok cesurdurlar filan.
Ils étaient très courageux...
Bu çok doğru.
C'est vrai.
Bu sözlerde doğru olan çok şey var, Heck.
Ces paroles sont très vraies, Heck.
Ayrılık çok zor, bu doğru.
- La séparation est cruelle, en effet.
San Francisco Bankası bile bu kadar iyi korunmuyor. Çok doğru.
Même la banque de San Francisco n'est pas mieux protégée.
Vardığım sonuç şu ki... bu kadar çok bağışı bir şapel için kullanmak pek doğru olmayacaktır.
J'en viens à la conclusion qu'une si grosse somme ne peut servir à construire une chapelle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]