Bu çok tuhaf tradutor Francês
1,165 parallel translation
Bu çok tuhaf bir durum oldu.
C'est si hallucinant.
Bu çok tuhaf, yani ben öyle buluyorum.
Je trouve cela très étrange, Ben.
Bu çok tuhaf olmaya başladı.
C'est de plus en plus étrange.
Söyleyeyim, Dr. Gottlieb, ama bu çok tuhaf.
Je dois vous dire, Dr Gottlieb, c'est bizarre.
Bu çok tuhaf.
C'est très spécial.
Bu çok tuhaf.
C'est ahurissant.
Bu çok tuhaf bir rica.
C'est une requête très étrange.
Bu çok tuhaf.
Y a de ces tordus.
Bu çok tuhaf.
C'est étrange.
"Bu çok tuhaf!" "Canavar bu çatlaktan içeri geldi."
"Le monstre est arrivé par cette fissure!"
- Bu çok tuhaf.
- C'est très inhabituel.
- Bu çok tuhaf.
- C'est bizarre.
Bu çok tuhaf.
C'est drôle.
Bu, bu çok tuhaf.
C'est... c'est trop étrange!
Bu çok tuhaf.
C'est gênant.
Bu çok tuhaf. Shizuku ilk defa hikâye kitabı dışında bir şey arıyor.
Il est inhabituel de voir Shizuku chercher autre chose que des romans.
- Bu çok tuhaf.
- C'est étrange.
Bu çok tuhaf.
C'est bizarre.
Bu çok tuhaf.
Quelle histoire!
Ya bu çok tuhaf.
C'est quand même dingue!
Bu çok tuhaf geliyor biliyorum ama... Demek istediğim, sanki orada hiçbir şey yoktu. Sonra bir anda Justin ortaya çıktı.
Chef, c'est bizarre, il n'y avait rien et puis Justin est apparu dans un truc liquide et le noyau est devenu solide.
O trendeydi. - Bu çok tuhaf işte.
- Vous voyez, c'est bizarre.
Bu çok tuhaf değil mi?
Curieux, non?
Bu çok tuhaf!
Vraiment bizarre.
Bu çok tuhaf, değil mi?
C'est curieux, non?
Bu çok tuhaf.
Tu parles d'une ironie!
- hadi, bu hoşuna gidecek. mesele gitmek istemem veya istememem değil. mesele çok daha tuhaf.
Vous regarder tous les deux me quitter et disparaitre dans un paysage que je m'apprête à photographier.
Bu çıkardığın sonuç çok tuhaf John Spartan.
Vous avez déduit une curieuse conclusion.
Tuhaf bir annen olmalı onun için kadınlardan bu kadar korkuyor ve bana çok az güveniyorsun.
Tu as une sacrée mère pour avoir si peur.. .. et faire aussi peu confiance.
Çok tuhaf bu.
C'est flippant.
Bu çok tuhaf bir durum.
Enfin, Hunter, c'est bizarre.
"Çok tuhaf, bu dal yoktu" dedi.
"C'est bizarre.", se dit-il.
İsmim Ryutarou. Bu olay çok tuhaf görünüyor.
Cette affaire est étrange.
Bu bana çok tuhaf geliyor, çünkü ne de olsa burası bir gazete.
Ce qui me frappe, puisqu après tout nous sommes un journal.
Hey, bu çok tuhaf.
Ça fait drôle.
Sızlanmalar, iftiralar, dedikodular "Bu adam psikopat", "Bu adam çok basmakalıp" sokacak bir kategori bulamadıkları kişiler için de "Çok tuhaf biri" derler.
Ils geignent, crachent, médisent... "Lui est psychopathe" ou "Lui c'est un phraseur!" Et un homme qu'ils ne peuvent compartimenter est qualifié d'excentrique.
Ben... Bu tuhaf anda vaktinde geldiğiniz için çok müteşekkirim, Hemşire çünkü oğlunuza yardım edebilmek için ihtiyacım olan birçok önemli bilgi var.
Je vous suis... je vous suis très reconnaissant ma sœur d'être venue... à cet étrange moment... parce qu'il y a tant d'informations primordiales... dont j'ai besoin pour aider votre fils.
Bu, onun herhangi bir ölüm nedeninden çok daha tuhaf bir durum.
C'est moins "naturel" que les causes de sa mort.
Bu adamın kafasında çok tuhaf bir şey var.
Cet homme a des choses étranges en tête.
Bu konudan uzak kalmayı başarabilmemiz çok tuhaf.
Curieux qu'on ait évité si longtemps le sujet!
Üzgünüm ama bu... Gerçekten... Tuhaf, böyle arkamı dönmem çok saçma.
Je suis désolée, mais ça me semble... bizarre comme ça!
Bu söyleyeceğim için kusura bakma Julian ama çok tuhaf bir fantezi.
Si je peux me permettre, c'est un drôle de rêve.
Sırtında, çok tuhaf bir şeyin büyüdüğünü tespit ettim. Bu güne kadar gördüğüm ve üzerinde çalıştığım tümörlerin hiç birisine benzemiyor.
J'ai découvert une grosseur étrange sur son dos, différente des tumeurs habituelles.
Sanırım, bu gemiye, çok tuhaf şeyler oluyor, sadece size değil.
Il se passe des choses étranges. Votre cas n'est pas unique.
Hastahaneden çıktığım gün... çok tuhaf bir şey hissettim. Sanki tüm bu arabalar... bilmediğim bir sebepten bir araya toplanmışlardı.
Le jour où j'ai quitté l'hôpital, j'avais cette bizarre impression que toutes ces voitures... se rassemblaient pour une raison spéciale qui m'était inconnue.
- Sanırım çok tuhaf bu.
- C'est drôle? Ça doit être drôle.
Tanıdığım bütün insanların verdiğim tüm kararların bu noktada bir araya gelmesi çok tuhaf.
C'est drôle de penser à tous les gens que j'ai connu... et à toutes les décisions que j'ai prise... pour en arriver là, ensemble.
Bu utanç verici ama baban çok tuhaf bir adamdı.
C'est honteux, * * * mais ton père était étrange.
Tuhaf, vücudunuzun bu organları... çok kırılgan.
Ils sont étranges, vos corps. Si fragiles.
Yapay bir varlıktan bu şeyleri duymanın çok tuhaf geldiğini biliyorum.
Cela peut vous paraître étrange de la part d'un être artificiel.
Çok tuhaf ama bu sefer o gerçekten temiz.
C'est juste marrant qu'il ait fini par avouer.
bu çok güzel 567
bu çok iyi 411
bu çok üzücü 63
bu çok 150
bu çok zor 90
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok hoş 216
bu çok heyecan verici 50
bu çok korkunç 105
bu çok iyi 411
bu çok üzücü 63
bu çok 150
bu çok zor 90
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok hoş 216
bu çok heyecan verici 50
bu çok korkunç 105
bu çok fazla 165
bu çok doğal 48
bu çok güzeldi 52
bu çok para 46
bu çok doğru 46
bu çok kötü oldu 29
bu çok ilginç 132
bu çok komik 209
bu çok eğlenceli 50
bu çok kolay 78
bu çok doğal 48
bu çok güzeldi 52
bu çok para 46
bu çok doğru 46
bu çok kötü oldu 29
bu çok ilginç 132
bu çok komik 209
bu çok eğlenceli 50
bu çok kolay 78
bu çok saçma 642
bu çok kötü 494
bu çok önemli 351
bu çok iğrenç 62
bu çok tehlikeli 167
bu çok gülünç 58
bu çok basit 58
bu çok garip 190
bu çok aptalca 126
bu çok komikti 16
bu çok kötü 494
bu çok önemli 351
bu çok iğrenç 62
bu çok tehlikeli 167
bu çok gülünç 58
bu çok basit 58
bu çok garip 190
bu çok aptalca 126
bu çok komikti 16