Burada değil mi tradutor Francês
3,147 parallel translation
Burada olmazsam beni kovamaz değil mi?
Mais quand je suis pas là, ils peuvent pas me virer!
Bizi orada burada gezen, kafası kıyak hippiler sandın değil mi?
Vous, vous pensez qu'on était tous qu'une... une bande de hippies défoncés qui passaient leur temps à batifoler.
Burada çene çalmamızın kimseye faydası dokunmayacak, değil mi?
En bavassant, on sauvera personne.
Kaptan, bizim burada gördüğümüzü senin orada görmediğin çok belli ama gördüysen kahrolası sinyalden falan bahsetmezdin değil mi?
Commandant, vous ne devez pas Voir ce qu'on voit ici. Sinon, vous parleriez pas d'un écho.
Burada yapılacak çok işim var. - Planlamamız gereken bir parti var, değil mi?
J'ai bien trop à faire avec cette fête.
Sanırım bir kaç gün daha burada kalmalıyız, değil mi?
On devrait rester ici quelques jours, tu ne trouves pas?
Benjamin'i arıyoruz. Burada oturup saçma sapan konuşmak yerine gidip arasak daha iyi değil mi?
- Chercher, pas papoter.
- Burada bir kaçak durumu var, değil mi?
- Il s'agit d'un fugitif. - Au boulot.
- Burada olması gerek, değil mi? - Öyle olması lazım.
- Il est forcément là!
Burada ama, değil mi?
- Elle est ici, n'est-ce pas?
- Pekala, burada değiller, değil mi?
- Ils ne sont pas là.
Babaannen burada, değil mi?
Ta grand-mère est là?
Hey, benim burada olmamın bir sakıncası yok, değil mi?
Tu m'étonnes!
Burada olmam sorun çıkarmıyor, değil mi? Vampirin sevgilisi olmam falan.
Quelqu'un veut que je lui remue la salade?
Burada değil, değil mi?
Est-ce qu'elle est là d'ailleurs?
Sevgili arkadaşının burada olmaması çok kötü değil mi?
Dommage que ton copain taupe soit pas là.
- Burada yaşamak zorunda değiliz, değil mi?
- On est pas obligés de vivre ici.
- O burada değil ama, değil mi?
Il y est pas, non?
Ve çıktığın şu kız, burada takılıyor olmanın gerçek sebebi, değil mi?
La fille que tu fréquentes, c'est pour elle que tu restes en ville, non?
Bak, Biliyorum beni her zaman burada görüyorsun, bunu istemiyorsun değil mi?
Tu me vois tout le temps et tu fais comme si tu refusais mon chorizo.
Burada bir misafir daha var, doğru değil mi?
Il y a quelqu'un d'autre ici, n'est-ce pas, messieurs?
Demek istediğim, Amerika'da olmak burada olmaktan çok daha eğlenceli değil mi?
Je voulais dire qu'être en Amérique est plus sympa qu'être ici.
Okula burada gitmiyorsun, değil mi?
Tu ne vas pas à l'école ici, non?
Problemlerini kendine sakla, seni pis sapık! Çok zor birşey değil di mi? - Neler oluyor burada?
Gros dégueulasse, tu fais plus le malin!
Şimdi, ikimizde neden burada olduğunu biliyoruz değil mi?
Toi et moi, on sait ce que tu es.
Burada böceklerden ürün topluyorlar, değil mi?
Ils moissonnent les insectes ici, non?
Bebeğim, burada da bir sürü denemeye gidebilirsin, değil mi?
Et bien, bébé, tu peux encore auditionner ici en attendant, oui?
Neden burada olduğunu... biliyorsun değil mi, Charlie?
Tu sais pourquoi tu es là, n'est-ce pas, Charlie?
Ve burada korkacak hiçbir şey yok, değil mi?
Et il n'y a pas de quoi avoir peur.
İkincisi, burada erkeklerin doğasından konuşuyoruz değil mi?
Ensuite, on plaidera "mens rea", d'accord?
Fakat burada olan böyle bir şey değil, değil mi?
Mais ce n'est pas ce qui se passe ici n'est ce pas?
Burada başka kimse yok, değil mi?
Il n'y a personne d'autre ici, n'est-ce pas?
Sen burada değilken baban üzgün oluyor, biliyorsun değil mi?
Ton papa est triste quand tu n'es pas là.
Ancak sen ve ben yine de burada yasabiliriz, degil mi?
Mais toi et moi, on peut rester ici, non?
- Ben burada yaşamıyorum, değil mi?
- Je ne vis pas ici.
Yani Serena burada yalnız, değil mi?
Serena est seule?
Şu an burada kalıyorsunuz, değil mi?
C'est votre lieu de résidence habituel, c'est ça?
Bir sürü bilgi var burada bazıları aptalca ama bir yardımı dokunur, değil mi?
Il y a pas mal de choses intéressantes ici, Certaines d'entre elles sont du genre un peu dingue, mais ça peut aider, pas vrai?
Burada kal demem bir işe yaramayacak, değil mi?
C'est utile de te dire de ne pas bouger?
- Burada mutlusun, değil mi?
- Tu es heureux ici, non?
Neden burada olduğumu biliyorsun, değil mi?
Tu sais pourquoi je suis là, non?
Tanrım, burada olduğuma şaşmamalı, değil mi?
- Pas surprenant que je sois ici, hein?
Hiçbir şey mantıklı değil mi burada?
Est-ce-que quelque chose a un sens?
Annemin artık burada yaşamadığını biliyorsun değil mi?
Tu te souviens qu'elle n'habite plus ici?
Burada olmak ve havayı solumakta bir sorun yok değil mi?
L'air qu'on respire est bon?
Birileri burada olduğumuzu biliyor, değil mi?
Quelqu'un sait qu'on est là?
Dev ahtapotlar burada nadir bulunan bir şey değil mi?
Je veux dire, un... poulpe géant ce n'est pas rare dans les environs?
Burada ayıp bir şey olması mümkün değil, değil mi?
Pas moyen qu'il se soit passé quoi que ce soit de cochon, pas vrai?
Bobby burada mı değil mi?
Bobby est là ou pas? !
En azından annenin burada olduğunu biliyoruz değil mi?
Et, au moins, maintenant nous savons que ta mère est ici, ok?
Burada olanların hiç bir satırlarda geçmeyecek ve bu randevu yüzünden kimsenin canı yanmayacak değil mi?
Ça se rafraîchit.Tu devrais rentrer. Pourquoi?
burada değil 773
burada değilim 34
burada değiller 85
burada değildim 23
burada değildi 20
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
burada değilim 34
burada değiller 85
burada değildim 23
burada değildi 20
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24