English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Buradan çıkın

Buradan çıkın tradutor Francês

1,080 parallel translation
Buradan çıkın ve bunlarla ilgilenin.
Remue-toi le cul et occupe-toi de ça.
Hadi şimdi, buradan çıkın. Beyler evinize dönün.
Rentrez tous chez vous!
Buradan çıkın.
Sortez vos culs d'ici!
Çıkın buradan!
Allez, sortez!
Çıkın buradan!
Qu'est-ce que c'est?
Pislik çetesi çıkın buradan.
Sortez d'ici! Rentrez chez vous!
Çıkın buradan, serseriler. Evladım mutsuz değil.
Il est pas malheureux, mon môme.
Çıkın buradan aşağılık herifler!
Sortez de là, espèces d'abrutis! Allez!
Beyaz kıçınızı buradan ne kadar çabuk çıkaracağınızı görelim.
Voyons à quelle vitesse vous tirez vos culs blancs d'ici.
Çıkın buradan.
- Un autographe?
Pekala, çıkın buradan.
Vous tous, tirez-vous de là!
Buradan çıkıp tehlikeden kurtulana dek maskeyi çıkarmayın.
N'enlevez pas vos masques à gaz avant d'être hors de danger.
Hepimiz vurulmadan önce... o bembeyaz kıçını buradan uzaklaştırsan iyi edersin.
Virez votre joli petit cul d'ici ou on va tous y passer.
- Buradan nasıl çıkılacağını biliyordur.
- Il a prévu sa sortie.
Tanrım, çıkın buradan.
Allez! Dehors!
Çıkın gidin buradan. Manyak herifler!
Dehors, minables!
O yaşlı budalanın bana olan beğenisi... buradan çıkış biletim olacak.
Le fait que ce vieil idiot m'aime bien est ma chance de sortir d'ici.
Çıkın buradan.
Sors de là.
Eğer bu karı buradan gitmezse... motorumla kıçını ezeceğim!
Si cette conne ne se tire pas, je lui fourre ma moto dans le cul!
Sanki... bu trompetin ucundan içeri girip... buradan geçip... bu düğmelerin arasından... borunun ucuna doğru ilerleyip... tam dudaklarının oraya çıkıp... sana bir öpücük verebilirmişim gibi geldi.
Je voulais monter... voguer vers la fiîn de ce cornet, en descendant à travers, Ionger ce tube, venir près de vos lèvres et vous embrasser.
Kıçınız. Şimdi buradan hemen gidin.
Votre cul.
Buradan çıkıp hayatına devam edeceksin. Ama bize yardım etmekten kaçınıyorsun.
Vous pourriez partir d'ici, et reprendre vos affaires en cours, si vous ne refusiez pas de coopérer et de nous aider.
Bence kıçını kaldırıp hemen toz ol buradan yoksa gelip onu da götürür ha!
Remue-toi le cul avant qu'il vienne te faucher ça aussi!
Buradan da, bir kurt adamın saldırısına uğrayıp kurtulduysa... bir sonraki dolunayda kendisinin de kurt adam olacağı sonucu çıkıyor.
Et s'il a survécu à une attaque de loup-garou, ne deviendra-t-il pas lui-même un loup-garou à la prochaine pleine lune?
Kim bilmiyorum ; ama bu, buradan onurluca çıkıp sonra da dağılmak için son şansınız.
Qui? Je ne sais pas. C'est votre dernière chance.
- Haydi, çıkın buradan.
- Remonte.
Buradan çıkıp konuşabileceğimiz bir yere gidelim derdim ama burası kadar sessiz bir yer bulabileceğimizi sanmam.
On pourrait sortir pour aller dans un endroit tranquille, mais il n'y a pas plus calme qu'ici.
Sonra en kısa sürede buradan çıkmanın yolunu bulmalıyız.
Je vais devoir nous sortir d'ici le plus vite possible.
Ya yolumdan çekileceksin ya da Tanrı yardımcım olsun... senin kıçını buradan Newark'a kadar tekmelerim ve bu birçok tekme eder. Sen söyle.
Ecarte-toi de Ià, sinon je te fais valser jusqu'à Newark à coups de pied au cul!
- Hemen çık buradan ve nasihatını kendine sakla.
Foutez le camp, vous et vos conseils
Kıçını buradan götürmen lazım.
Tu dois foutre le camp d'ici.
Şimdi ne yapacaksınız? Buradan çıkıp ganimeti mi bölüşeceksiniz?
Maintenant, vous allez partager les gains?
Kaldır kıçını buradan!
- Fous le camp!
Seni, hiç bulamayıp devamlı ankesörlü telefondan arayıp durmak artık zor gelmeye başladı, o yüzden seni buradan aradıım.
C'est dur d'appeler d'une cabine, tu n'es jamais là. Alors, je t'appelle de chez moi.
Buradan asla çıkmayacağını, artık anlıyor musun?
Vous comprenez que vous ne sortirez jamais d'ici?
İstediğim tek şey, buradan giderken kıçınıza bakmak.
Ce que je veux, c'est voir ton cul filer d'ici.
Çık buradan! Çıkarın kıçınızı buradan!
Magnez-vous le cul!
Çıkın buradan!
Dehors!
Çıkın buradan!
Tirez-vous d'ici!
Sıska kıçını çek buradan.
Sors ta croupe de là.
Tanrım! Buradan çıkış yok.
Il n'existe pas de sortie!
- Buradan çıkıyorum. Bana ne yaptınız?
- Non, laissez-moi partir!
Hayır! - Çıkın buradan!
Sortez d'ici!
Çıkın buradan.
Dégagez.
Çık buradan yoksa belediye başkanını çağırıyorum.
Ecoutez, si vous ne venez pas... j'appelle le bureau du maire.
Onları buradan çıkarın! Acil çıkışlara yönelin.
Dégagez par les sorties de secours!
- Çıkın buradan.
- Dégagez d'ici!
Çıkın buradan, ya da ben...
Sortez d'ici, ou sinon...
Çıkın buradan hemen!
- On s'attendait à un tel discours.
Bir düzüne tanık az önce buradan çalıntı bir motorla son sürat çıktıklarını söylüyor.
Douze témoins m'ont dit qu'ils étaient partis sur une moto volée.
Çek kıçını buradan piç kurusu!
Casse-toi!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]