Dışarı çıkıyorlar tradutor Francês
93 parallel translation
Evet bayan. Bu akşamüstü dışarı çıkıyorlar. Uzun zamandır ilk defa.
Oh, oui, ils vont sortir cet après-midi... pour la première fois depuis longtemps.
- Dışarı çıkıyorlar!
- Regarde, ils sortent!
Dışarı çıkıyorlar.
Les voilà.
İşte dışarı çıkıyorlar.
Et voilà, ils partent.
Şu adamlara bak. Dışarı çıkıyorlar.
T'as vu tous ces gens qui sortent?
- Dışarı çıkıyorlar!
- Ils arrivent.
Merak etme. Dışarı çıkıyorlar.
Il va payer, soyez tranquille.
Walters, dışarı çıkıyorlar.
Ils sortent. Walters, ils sortent.
Hazır olun! Dışarı çıkıyorlar! Gözlerinizi ayırmayın!
Tenez-vous prêts, ils sortent!
Güpegündüz polisler varken dışarı çıkıyorlar baylar ve bayanlar.
En plein jour, avec des policiers partout.
Milan'da bunu giyip dışarı çıkıyorlar.
On en voit à Milan.
Dışarı çıkıyorlar, piknik alanına doğru yürüyorlar.
Ils sont sortis jusqu'à une aire de pique-nique.
- Evlerin duvarlarında yaşıyorlar. Yılda bir kaç kez dışarı çıkıyorlar.
- Eh bien, ils vivent dans les murs des maisons ils couvent plusieurs mois par an.
Evet, rehineler dışarı çıkıyorlar.
Les otages sortent.
Şimdi dışarı çıkıyorlar, sigara içiyorlar, pantolon giyip, kamp yapıyor ve hamile kalıyorlar.
J'aimerais... dieu que j'aimerais!
Gırtlağından hortum sokup tüm sıvıları dışarı çıkıyorlar.
On intube et on pompe les glaires et la bile.
Dışarı çıkıyorlar.
Ils vont vers la sortie.
Kız arkadaşlarım her gece dışarı çıkıyorlar.
Mes amies sortent tous les soirs!
Tookie ile Deuce Five aynı zamanda dışarı çıkıyorlar.
Tookie et Deuce Five sortent en même temps. - C'est une erreur?
İnsanlar dışarı çıkıyorlar.
Des personnes contaminées sortent.
Ve dışarı çıkıyorlar, ilk grupta 4 yarışmacı var ve o orada!
Les revoici! 4 nageurs font la course en tête!
Büyükler dışarı çıkıyorlar.
Les grands enfants sortent.
Yumurtalar tenimin altında. Yumurtadan çıkıyorlar, havaya ihtiyaçları oluyor, dışarı çıkıyorlar, yiyeceğe ihtiyaçları oluyor, geri dönüyorlar, yiyorlar.
Une fois éclos, il leur faut de l'air, ils sortent, puis reviennent pour se nourrir.
Dışarı çıkıyorlar.
Ils sortent tous.
Neden dışarı çıkıyorlar?
Pourquoi veulent-ils sortir?
Dışarı çıkıyorlar.
Ils sortent.
Plandan saptılar, dışarı çıkıyorlar.
Ils improvisent, ils montent.
Benimkiler dışarı çıkıyorlar!
Mes démons se libèrent!
Her Cumartesi gecesi dışarı çıkıyorlar.
Ils sortent tous les samedis.
Oh, dışarı çıkıyorlar.
Oh, ils sortent. Regardez ailleurs.
Hayır, hayır. - Geri dönün. - Dışarı çıkıyorlar.
Rebroussez chemin!
Dışarı çıkıyorlar. Gidelim! Gidelim!
Je rappelle pour l'adresse.
Hazır olun, dışarı çıkıyorlar.
Je pense qu'il sort. Tenez-vous prêts.
Dışarı çıkıyorlar. Evet, çıkıyorlar.
Ils sortent.
Evet, dışarı çıkıyorlar. Haydi gidelim.
Ouais, ils tentent de s'échapper.
Işık ve toz sanki kraterden dışarı çıkmak için kazıyorlar İşte gene belirdi!
On voit de la lumière et de la poussière. Ça recommence!
Dışarı çıkıyorlar. Cole Younger'ı görürseniz, ateş edin.
Tirez sur Cole.
Artık kafatasına kurşun sıkıp, sonra da dışarı çıkaran, kocaman bir hava tabancası kullanıyorlar.
Un fusil leur enfonce une balle dans le crâne puis la retire.
Niye dışarı çıkıp onu aramıyorlar?
Pourquoi ne cherchent-ils pas Jake?
Hadi gidelim! Dışarı çıkın. Kapıları kapatıyorlar!
Ils ferment les portes!
Artık insanlar eskisi gibi dışarı çıkmıyorlar.
Le gens ne sortent plus comme avant.
Dışarıya çıkıyorlar.
Ils sortent de terre.
Belki 5'inci katta değil ama burada böyle. Burada eğer paran yoksa bir bandaj takıyorlar ve kıçına tekmeyi basıyorlar. Sonra kapı dışarı ediyorlar.
Peut-être pas au 5e, mais ici, si t'as pas de fric, t'as un pansement et tu dégages.
Diğer cerahlar geceleri dışarı çıkmak için bütün işi üzerime yıkıyorlar.
Les autres chirurgiens se vengent parce que j'ai zappé la soirée.
Dışarı şimdi mi çıkıyorlar? Evet.
Ils sortent tout de suite?
Herşeyi elimizden alıyorlar. Özgürlük, kızlar, güneş ışığı. Çünkü dışarı çıkınca tekrar aynı aptallıkları yapmamızı istemiyorlar.
On te prive de tout, de liberté, de filles et de soleil pour être sûr que, quand tu sortiras, tu feras plus de conneries.
Artık eskisi kadar sık dışarı çıkmıyorlar.
Ils sortent moins qu'avant.
Dışarı çıkın! Ne yapıyorlar?
Mais que faites-vous?
TV seyrediyorlar ve dışarı mutlu bir şekilde çıkıyorlar.
Regarde la TV.
Sık dışarı çıkmadıklarından toz içinde kalıyorlar.
Ils ne sortent pas beaucoup, ils sont pleins de poussière.
Dışarıya çıkıyorlar.
Ils sortent.
çıkıyorlar 21
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkacağım 19
dışarı çıkalım 87
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkacağım 19
dışarı çıkalım 87
dışarı gel 90
dışarıdaydım 29
dışarı çıkma 37
dışarı çıktı 86
dışarı mı 28
dışarısı çok soğuk 29
dışarıda bekleyin 38
dışarıdalar 31
dışarıda mı 50
dışarı çıkarın 30
dışarıdaydım 29
dışarı çıkma 37
dışarı çıktı 86
dışarı mı 28
dışarısı çok soğuk 29
dışarıda bekleyin 38
dışarıdalar 31
dışarıda mı 50
dışarı çıkarın 30