English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ G ] / Geldim

Geldim tradutor Francês

34,927 parallel translation
Yüce tanrıçamızın durumuna bir bakmaya geldim.
Je suis venue voir comment la déesse suprême s'acclimatait.
- 24 saatinin kaldığını söylemeye geldim.
Je suis venu te dire que tu as 24 heures.
Yardım etmeye geldim.
Je suis ici pour aider.
- Hayır, seni kontrol etmeye geldim.
Je suis venue prendre de vos nouvelles.
Elbette biliyordum. O yüzden sizi desteklemeye geldim.
C'est pour ça que je suis là pour vous soutenir.
Buraya nasıl geldim?
Comment je suis arrivé ici?
Sana yardım etmeye geldim Patrick.
Je suis venu pour t'aider, Patrick.
Evet, buraya George'u görmeye geldim.
Oui. Je suis venue voir George.
Baksana! Çocukların oyununu görünce dayanamadım geldim. Diyeceğim şu ki insanları vurmak hoş bir şey değil.
Je voulais juste venir, parce que j'ai vu ça, et je voulais vous dire... que tirer sur des gens, c'est pas cool.
Doğrusu çok pis g.te geldim.
Non, non, en fait, je suis baisé, là.
Üzgünüm, Haley'in vekalet kağıdı için geldim.
Désolée, je viens chercher l'appareil dentaire de Haley.
Ben de bu yüzden geldim.
C'est pour ça que je suis venu.
Buraya kendim geldim, hatırlatırım.
C'est moi qui suis venue, vous vous souvenez?
Böyle birden gizlice kapınızı çaldığım için üzgünüm. Arka kapıdan geldim çünkü...
Je suis désolée de venir en secret, comme ça.
Geldim.
Je suis là.
Brad'e yardımcı olmak için geldim.
Je suis juste venue pour soutenir Brad.
Araba için geldim.
Je viens pour la voiture.
Sana yardım etmeye geldim, ama hapisteyken deli gibi davranıyordun bizi yalnız bıraktın ağzından çıkacak bir kelimenin neler yapabileceğini biliyordun.
Je suis venu pour t'aider. mais tu faisais le fou en prison, et tu nous a laissés seul, quand tu savais très bien qu'un seul mot à toi aurait suffit.
- Kanada'dan işten geldim. Kanada mı?
- J'étais au Canada pour le boulot.
Merhaba, ben geldim.
Coucou, je suis rentrée.
Selam. Ben geldim.
C'est moi.
Bak, Kolombiya'ya geldim geleli 20 saniye falan olduğunun farkındayım.
Je sais que je viens tout juste de débarquer en Colombie.
Yalnızca benim sahip olduğum çok önemli bir bilgiyi vererek kardeşimi ve kocamı öldüren adamı öldürmenize yardım etmeye geldim.
Pour vous aider à tuer celui qui a tué mon mari en vous donnant des infos précieuses que je suis seule à connaître.
Dün gece olanları konuşmak için geldim.
Qu'est-ce qui s'est passé, ce soir?
Gerçekten üzgünüm ve buraya yardım etmek için geldim.
Si je suis venu, c'est pour t'aider.
Buraya sizi müdafaa etmeye geldim.
J'interviens pour vous.
Geldim sayılır, patron.
J'arrive bientôt.
Sizlerle konuşmaya geldim.
Je suis venu vous parler.
Bisikletimle geldim.
Je suis à vélo.
Elim boş geldim.
Je suis venu les mains vides.
Sadece senin için geldim. Sadece senin için geldim!
Je suis venu seulement pour toi, seulement pour toi, je suis venu!
Bu klübe sadece senin için geldim.
J'entrerai dans ce night-club pour toi.
Nereden geldim?
D'où je viens?
Buraya sadece Taran bana o gün ne istediğini söylediği için geldim.
Je suis venu parce que, ce jour là Taran m'a dit ce qu'elle voulait.
Ferrous heyetiyle geldim.
Je suis avec la délégation Ferrous.
"Buraya patron gibi iş halletmeye geldim." diyerek gösteriş yapıyorsun.
Et là tu frimes en faisant comme si tu étais venu ici pour faire des affaires comme un boss.
Amy, Geri geldim!
Amy, je suis rentrée!
Bugün buraya gözlerinin içine bakıp, bunları söyleyip, sonra da lüks arabama binip gitmek için geldim.En nihayetinde sana ihtiyacım olmadığını, kendime, sana ve beni seven aileme ispatlamak için geldim. Kim olduğunu bildiğim halde, senden gelecek bir şeye ihtiyacım olmadığını göstermek için geldim.
Je suis venu aujourd'hui pour vous regarder dans les yeux, vous dire ça remonter dans ma belle bagnole et enfin me prouver, vous prouver et prouver à ma famille que je n'ai aucun besoin de vous, même en sachant qui vous êtes.
Hayır, haklıydın. Buraya sana küfürler edip çekip gitmek için geldim.
J'étais venu vous dire d'aller vous faire foutre.
Günlük kıyafetlerimle geldim zaten.
Quoi? Je suis simple.
Evet, neden geldim bilmiyorum.
J'ignore pourquoi je suis venue.
Sonra da geri geldim.
Et je suis revenu.
Adım Bristol Windows. Buraya ta Londra'dan geldim.
Je m'appelle Bristol Windows et je suis venue de Londres jusqu'ici.
Çağırdınız, ben de geldim.
Vous avez appelé, et me voilà.
Dr. Robbins'le randevuma erken geldim.
Je suis venue en avance pour mon rendez-vous avec le Dr Robbins.
Charlotte Richards'dan bahsetmeye geldim.
Mais pour Charlotte Richards.
Evet, tek geldim.
Oui, il n'y a que moi.
Eve daha yeni geldim.
Je viens d'arriver.
Şey için geldim.
Non, je viens voir... M. Fogle, déplacez votre voiture.
Erken mi geldim?
- Salut!
Bu hale nasıl geldim?
Comment j'en suis arrivée là?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]