Herşeye rağmen tradutor Francês
253 parallel translation
Neyse. Herşeye rağmen harika bir gece geçirdim. - Umarım senin de hoşuna gitmiştir.
En tout cas, j ´ ai passé... une soirée merveilleuse.
- Herşeye rağmen. - Önceden yani. Saçmalama.
Des gens du monde, ça, c'est des gens.
Herşeye rağmen Lord Henry ile tanışmana sevindim. Siz de memnun musunuz bay Gray?
Après tout, je suis content que vous ayez vu Lord Henry.
Herşeye rağmen Dorian yaptığı için tedirginlik duyuyordu.
Malgré lui, Dorian était troublé par ce qu'il avait fait.
Herşeye rağmen biz düşman değiliz.
Nos destins se sont croisés.
Herşeye rağmen evet. - Acaba...
- Vu les circonstances, oui.
Ama herşeye rağmen, ölü adamın kimliğini bilmiyoruz.
Je ferai ce que je peux.
- Ve sende herşeye rağmen hayır dedin.
Croyez à ma reconnaissance.
Evet herşeye rağmen?
Oui, hein?
Herşeye rağmen benimle karşılaşmayı tercih ediyor.
Après tout, il est plus amoureux de son sabre que de moi.
Ama Mr. Bledsoe öyle olduğumu düşünüyor ve herşeye rağmen düşüncelerine saygım var.
- Pardon? M. Bledsoe semble le croire, et je respecte énormément ses opinions.
Herşeye rağmen, birlikteyiz.
Après tout, on a eu ce qu'on voulait - l'un l'autre.
Şimdiyse, herşeye rağmen bana dönüyorsunuz ve suçu üzerime atıyorsunuz. Tüm istediğim çocukları kurtarmak, yoketmek değil. - Bunu bilmiyor musunuz?
Et malgré tout, c'est moi que vous blâmez, alors que je ne cherche qu'à sauver ces enfants!
"herşeye rağmen sanırım bu muhabbet kuşlarına ihtiyacınız var. Kişiliğinizi geliştirmeye yardım ederler."
"La vue de ces tendres oiseaux vous rendra moins intransigeant."
Herşeye rağmen duvarın içinde kayboldu.
S'il a disparu dans le mur!
Herşeye rağmen, siz polis değilsiniz.
Vous êtes plus que des policiers.
Harika bir geceydi... herşeye rağmen...
Une nuit merveilleuse en dépit de tout.
Herşeye rağmen abine yaptığım şeyi aklından çıkaramayacaksın.
Quoi que je fasse, vous ne pourrez jamais oublier ce que je lui ai fait.
Herşeye rağmen, kızlar bunu bilmemeli. Aksi halde, dans grubunun ahlakı yerle bir olur.
.. si les filles savent, la morale du ballet est fichue.
Herşeye rağmen, ordunun en üst düzey komutanı sizsiniz.
APRÈS TOUT, C'EST VOUS LE CHEF SUPRÊME DES FORCES ARMÉES.
" Herşeye rağmen, Tanrı, tüm zorlukları yenmeniz için size yardım etsin.
"QUE DIEU VOUS PROTÈGE. JE VOUS SOUHAITE BON VENT."
- Herşeye rağmen nasıl kaçtı?
Comment s'est-il échappé?
Herşeye rağmen, buradasın.
De toute façon, vous êtes là.
Herşeye rağmen onu severdim, ama artık yok.
Je l'aimais malgré tout. Et elle n'est plus là.
Belki herşeye rağmen başarırız, ha?
Et si on réussit quand même à passer?
Masumdu, Herşeye rağmen çiçek gibi açmıştı.
grandissait sans souci, grandissait trop vite.
Herşeye rağmen bu fikrin peşinden gitsek bile sonraki soruyu sormamız gerek : Tanrı nereden geldi?
Si l'on veut poursuivre ce raisonnement... il nous faut nous poser cette autre question... d'où vient Dieu?
Herşeye rağmen Stanley adını bulmadımı?
Stanley a fini par retrouver le Dr. Livingstone.
Herşeye rağmen, o hala senin karın.
Après tout, c'est encore ta femme.
- S..... et. Herşeye rağmen çıkıyorum.
J'y vais quand même.
Herşeye rağmen o sensin demek.
C'était donc bien vous, après tout.
Herşeye rağmen eviniz burası.
C'est ici, votre vraie maison.
Herşeye rağmen, çocuklar buradaki öldürücü kışları atlatmayı başardılar ama anne.
Ce soir, je vais vous préparer un bon petit plat maison. Maman, c'est moi qui fais à manger ce soir. Oui, bon, on en parlera plus tard.
Diyordu ki : "Herşeye rağmen, hayat hep mutluluk demek değil."
Il disait : Finalement, le bonheur n'est pas l'essentiel.
Herşeye rağmen sen de sadece bir insansın.
Après tout, tu n'es qu'un homme, aussi.
Fakat herşeye rağmen, ben bir zavallı değilim, ben ve benim gibiler, hayallerine ulaşamasalar da, haftanın her 40 saatini istemedikleri ama yaşamak zorunda oldukları bir yerde geçiriyorlar.
Mais je ne suis pas un raté. Car en dépit de tout ça, moi et les types qui ne seront jamais ce qu'ils rêvaient d'être, nous sommes encore là, 40 heures par semaine, pour l'éternité.
Biliyorum, biliyorum, ama bütün herşeye rağmen, hala onun kızıyım.
Je sais, mais je reste sa petite fille.
Gideceğiz ve herşeye rağmen harika vakit geçireceğiz.
Allez, on part quand même. On va bien s'amuser.
Ama siz de kendinizi iyi savundunuz Dr. Fleischman, ve herşeye rağmen çok şey öğrendim bu gece.
Mais vous avez vraiment tenu bon, Dr Fleischman, et, malgré tout, je pense que tout le monde a appris beaucoup de choses.
Herşeye rağmen yılbaşı partisi vermeleri inanılmaz.
C'est incroyable qu'ils maintiennent cette fête.
Herşeye rağmen, o benim amcam.
Après tout, c'est mon oncle.
Herşeye rağmen, bayım henüz başarmış sayılmazsın.
Sauf votre respect... vous ne pigez toujours pas.
Genelde sessiz bir bölgedir, ama herşeye rağmen bana ait.
C'est un quartier tranquille, en général, mais en tout cas, c'est le mien.
Asla teslim olmadı. Herşeye rağmen devam etti.
Elle n'a jamais craqué malgré toutes les épreuves qu'elle a dû traverser.
Herşeye rağmen ayakta kaldığına göre bu ev gerçek.
Finalement, cette maison a bien résisté.
Testlerim orijinal panzehirin herşeye rağmen işe yaradığını gösteriyor.
D'après mes tests, le premier antidote a marché.
Herşeye rağmen çok komikti. Desene benden daha iyi zaman geçirmişsin.
Tu n'as pas été plus heureuse que moi.
Herşeye rağmen güzel bir yaz geçirdik.
Nous avons passé un bel été.
Sanırım herşeye rağmen sen de duygusalsın.
Je crois bien que tu es sentimental, après tout.
Herşeye rağmen o sadece kör bir adam.
Ce n'est qu'un aveugle.
Herşeye rağmen, bugün Aziz Leonardo günü biraz eğlence olması gerekiyor! Mükemmel!
Magnifique.
herşey 150
herşey yolunda mı 236
herşey iyi olacak 43
herşey tamam 39
herşeyi 155
herşey yolunda 454
herşey bitti 79
herşey iyi 21
herşey için teşekkürler 44
herşeyi yaparım 20
herşey yolunda mı 236
herşey iyi olacak 43
herşey tamam 39
herşeyi 155
herşey yolunda 454
herşey bitti 79
herşey iyi 21
herşey için teşekkürler 44
herşeyi yaparım 20