Herşeyi gördüm tradutor Francês
72 parallel translation
Herşeyi. Herşeyi gördüm.
- Tout, j'ai tout vu.
Hey, herşeyi gördüm.
J'ai tout vu.
- Herşeyi gördüm anne. - Sana uygun bir yer değil, Joey.
J'ai tout vu, maman!
Albay Saito, herşeyi gördüm ve duydum.
Colonel, j'ai tout vu et tout entendu.
Ben de ordaydım kızım, herşeyi gördüm.
J'étais là, ma chérie, je sais ce qui s'est passé.
Hatta hepsinde bulundum delikanlı, ve bütün herşeyi gördüm.
Je m'y suis même promené dans l'avenir et j'ai vu toutes ces choses là-bas.
Oh, evlat, ben bu ormanda herşeyi gördüm.
J'en ai pourtant vu dans ces forêts!
Her yerleri dolaştım, tüm 7 deniz gezdimi, herşeyi gördüm, herşeyi yaptım.
J'ai passé le cap Horn, parcouru les sept mers, j'ai tout vu, tout fait.
Herşeyi gördüm!
- En effet! J'ai tout vu!
Görmek istediğim herşeyi gördüm.
J'ai vu tout ce que je voulais voir.
Herşeyi gördüm.
J'ai tout vu.
Merhaba, herşeyi gördüm.
Ma sœur, j'ai tout vu.
Herşeyi gördüm.
J'ai tout vu!
Herşeyi gördüm. Regressifler, infazlar. Bütün bir halkı yok etme, ve bunun için onları suçlama.
J'ai tout vu, les Régressifs, les exécutions, l'extermination d'une population entière.
Kötü bir ruh halindeyim! - Herşeyi gördüm.
Je suis de mauvaise humeur.
Çavuş, dürbünden herşeyi gördüm.
Sergent, j'ai tout vu avec mes jumelles.
Herşeyi gördüm. Senin gibi birçok insanın gelip gittiğini gördüm, ne oldu biliyor musun?
Ils me donnent mal à la tête et me font de la mauvaise publicité.
Herşeyi gördüm!
J'ai tout vu.
Dediğim herşeyi gördüm.
J'ai dit tout ce que j'ai vu.
Herşeyi gördüm!
J'ai tout vu!
Oradayken geçmişe baktım ve Angelus'ken yaptığın herşeyi gördüm.
Quand j'étais la haut, je pouvais retourner en arrière et voir tout ce que tu as fait en tant qu'Angelus...
Herşeyi gördüm dostum. Brady Bunch evi.
la maison du BradyBunch.
Siz kediler, benim komutama girmemek için dua edin, çünkü herşeyi gördüm ben.
Priez pour ne pas être affectés dans ma caserne parce que j'ai tout vu.
Bu sefer, onlar çıplaktı, ve herşeyi gördüm.
Cette fois, ils étaient nus, et j'ai tout vu.
... ve herşeyi gördüm. Onlar...
Ils n'arrêtaient pas...
Fakat o, bunu birisiyle paylaşmaya karar verdi, onun güvendiği birisi. Bu sefer, onlar çıplaktı, ve herşeyi gördüm. Onları yine öpüşürken gördüm.
Mais elle a décidé de le partager avec quelqu'un, quelqu'un à qui elle faisait confiance.
Bu sefer, onlar çıplaktı, ve herşeyi gördüm.
Cette fois ils étaient tout nus, et j'ai tout vu.
Herşeyi gördüm.
Je l'ai vu.
Her... herşeyi gördüm.
J'ai vu... J'ai tout vu.
Eh, sanırım görmem gereken herşeyi gördüm.
Bien, j'ai vu tout ce que je voulais voir.
Herşeyi gördüm.
Je vous ai vus.
- Herşeyi gördüm. - Aynen söylediği gibi oldu.
Ça s'est passé exactement comme il l'a dit.
Herşeyi gördüm...
J'ai tout vu.
Ben herşeyi kendi gözlerimle gördüm.
J'ai tout vu de mes propres yeux!
Herşeyi berrak bir şekilde gördüm.
C'était tellement réel.
Herşeyi... gördüm... ve herşeyi yaptım.
J'ai tout vu... et j'ai tout fait.
- Herşeyi aynada gördüm.
- J'ai tout vu dans le miroir.
DAVID : Peki karşılığında ne gördüm ha? Sizin için herşeyi yaparken...
Quand tout allait bien pour nous...
- Seni çocuğunla birlikte gördüm. Onun için herşeyi yapacağını biliyordum.
Je vous ai vu avec votre fille, j'ai su que vous seriez parfait.
Ne kandırması? Benim için herşeyi yapacağını söyledin. Ben sadece blöfünü gördüm.
Tu as dit que tu ferais tout pour moi, je t'ai pris au mot.
Demarest'e kim olduğunu sordoğumda, o görüntüleri gördüm. Bu Cehennemi ve herşeyi, bana bakan...
Quand j'ai interrogé Demarest, j'ai eu une sorte de vision de cet enfer... de cette chose.
Çünkü herşeyi onun gözlerinden gördüm.
Je vois par ses yeux.
- Herşeyi gördüm.
- J'ai tout vu.
Herşeyi gördüm.
T'as vu... ou entendu?
Ne bir melek ne de kutsal beyaz bir ışık gördüm. Kesin olan şey, artık hayatım değişmişti. Sonra herşeyi farklı görmeye başladın, değil mi?
Quand j'ai eu mon premier choc, mon coeur s'est arrêté, je n'ai vu ni anges ni lumière blanche mais ça a changé ma vie.
Bilirsin, çocukken ben - seni sahnede gördüm, düşündüm ki, "Bu benim kızkardeşim,... o herşeyi yapabilir."
Tu sais, quand j'étais petite, je t'ai vu sur scène et j'ai pensé "c'est ma soeur, elle peut tout faire"
Yaptığın herşeyi, açıkça gördüm ve hatırlıyorum.
Je vois clair dans ton jeu.
Belkide herşeyi ben yanlış gördüm.
Peut-être que j'ai mal vu.
Ben herşeyi gördüm.
- Selon moi. J'ai tout vu.
Orduda herşeyi gördüm.
J'ai fait mon service.
sen burdayken, onun yüzünde bunu gördüm bunu hissediyorsun, bu şeyi, insanlara yardım etme sebebimizi bu kız masanda ölebilirdi belki, belki de değil ama şimdi inşa ettiğimiz herşeyi biliyorsun, bütün hepsini harcayacaklar çünkü sen çok ileri gittin
Je le vois sur ton visage quand tu es là. Tu le sens, ce truc, la raison pour laquelle on aide les gens. - Cette fille allait mourir.
gördüm 831
gördüm seni 25
gördüm onu 79
gördüm onları 17
herşey 150
herşey yolunda mı 236
herşey iyi olacak 43
herşey tamam 39
herşeyi 155
herşey yolunda 454
gördüm seni 25
gördüm onu 79
gördüm onları 17
herşey 150
herşey yolunda mı 236
herşey iyi olacak 43
herşey tamam 39
herşeyi 155
herşey yolunda 454