Hiç dert değil tradutor Francês
115 parallel translation
Hiç dert değil.
Peu importe.
- Üzgünüm dostum. - Hiç dert değil.
- Désolé, mon vieux.
- Hiç dert değil.
Ce n'était pas grave.
- Hiç dert değil Bay Greenwood.
Vous pouvez entrer.
Bu hiç dert değil, tek bir kısmı hariç, sen.
Ce n'est pas grave, je l'accepte. Sauf une partie, celle te concernant.
Hiç dert değil. Hiç dert değil.
Il n'y a pas de quoi.
Hayır, hiç dert değil. Sabırlı bir adamım. Bekleyebilirim.
Ce n'est pas grave, je peux attendre.
Etrafında, hatta kendine ne gözle baktığın hiç dert değil... Beş para etmezin tekiyim.
Moi, je ne suis qu'une ordure aux yeux de tous, y compris moi.
Bir mürettebat bulmak hiç dert değil.
Trouver un équipage sera facile.
Hiç dert değil, Bayan Freeman. Hiç değil.
Pas d'ennui avec Hopper.
Hiç dert değil.
Si, j'insiste.
Hiç dert değil.
Pas de problème.
Hiç dert değil.
C'est pas un problème.
Hiç dert değil.
Bien sûr.
Hiç dert değil.
Mais... Je vous en prie.
- Hiç dert değil.
Sans problème.
Hiç dert değil. John Halligan bu arabayı bekliyor.
John Halligan l'attend, cette caisse.
Hayır, hiç dert değil.
Pas de problème.
Hiç dert değil. Bu aptal ok başını alabilirsin.
Je m'en fous, garde-la, ta merde.
Hiç dert değil.
Oh, laissez tomber.
Hiç dert değil.
C'est pas difficile.
- Eyvallah, saygı duyuyorum tabi. Dert değil hiç dert değil.
- On n'est pas preneurs.
- Hiç dert değil.
- Pas de problème.
Başka bir tane yazarız. Hiç dert değil.
Aucun problème.
- Getirdiğin için teşekkür ederim. - Hiç dert değil.
- Merci d'être venue.
- Hiç dert değil.
- De rien.
Teşekkür ederim. - Hiç dert değil.
- Pas de problème.
- Hiç dert değil.
Ce n'est pas un problème.
Hiç dert değil. Güzel.
S'il y avait quelque chose de valeur, je suis sûre qu'il serait revenu le chercher.
- Hiç dert değil Marie.
Pas de problème.
- Hiç dert değil.
- C'est simple comme bonjour.
Hiç dert değil. Merak etme.
- Pas de problème.
Böyle bir yumruğun, bir insanı öldürmesi onun için hiç dert değil.
Tuer quelqu'un n'avait pas l'air de la déranger.
Hiç dert değil.
- Sans problème.
- Hiç dert değil.
- Je sais, Ricky.
Hiç dert değil.
Pas de soucis.
Sorularınızın hiçbirini yanıtlamayacağız Amir Johnson. Hiç dert değil. Tğm.
Nous ne répondrons pas à vos questions, chef Johnson.
Hiç dert değil.
- Aucun problème, j'ai la charte déjeuner.
Yasal yollardan kazandığın sürece hiç dert değil.
Ça ne me pose aucun problème tant que ça reste légal.
- Dert değil. Hiç lafını etme.
Ne le mentionnez pas.
Hiç dert değil.
elle m'a chargé de vous gronder.
Hiç dert degil Bob. Hiç dert degil.
Pas de problème.
Hiç dert değil.
Toi aussi tu aurais eu peur!
Hiç dert değil.
Donc, je n'ai plus de problèmes.
Evet, tabi, hiç dert değil.
Pas de problème.
Ve bu da hiç dert edilecek bir şey değil.
Ce n'est pas si grave.
Ben parayı hiç dert etmem. Değil mi, Claire?
L'argent ne m'inquiète jamais.
Hiç dert değil.
C'est bon.
George, daha önce hiç içmediysen bu dert değil.
C'est pas grave si t'as jamais fumé, George.
Hiç dert değîl.
Pas de problème.
- Bu hiç aklıma gelmedi. Dert değil.
Je n'y ai jamais vraiment pensé.
dert değil 134
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25