English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ I ] / Istedigim

Istedigim tradutor Francês

43,303 parallel translation
Demek istediğim iyi görünüyorsun.
- Toi aussi. Non, sérieusement. Tu... vas vraiment mieux.
Demek istediğim hepsini o yapabilir.
Je dis qu'il peut faire tout ça.
Demek istediğim, örnek olarak MacMillan Hizmetleri'nde olanlara bakın.
Regardez simplement ce qui est arrivé à MacMillan Utility.
Güzel. Çünkü sana sormak istediğim çok tuhaf bir soru var.
Tant mieux car j'ai un truc vraiment bizarre à te demander.
Hayır, yani demek istediğim...
Non, je veux dire...
Demek istediğim, biraz daha geriden bakalım.
Je dis : faisons un pas en arrière.
Senin için hep istediğim buydu.
C'est tout ce que j'ai toujours voulu pour toi.
Demek istediğim, birisi oraya girmeden önce yıllar geçmesi gerek...
Enfin, il va falloir des années avant que quelqu'un puisse... y retourner.
Tek istediğim telaşsız bir gün.
J'aspire à la monotonie.
Umurumda değil, tek istediğim seninle olmak.
Je m'en fous, je veux être avec toi.
Evet ama demek istediğim birisi listenin en üstünde olmalı değil mi?
Il y aura toujours un premier sur la liste, non?
- Cooper, tek yapmak istediğim...
- Cooper, je veux que...
Daha önce de istediğim gibi, bakıverir misin?
Tu peux jeter un œil, comme je t'ai demandé?
Evet ama benim istediğim şey unisex tuvalet değil.
Oui, mais je veux pas de toilettes mixtes.
Tek istediğim erkekler tuvaletini kullanmak.
Je veux utiliser celles des garçons.
Demek istediğim, onu bulduğumuzda başka kim orada olacak?
Je veux dire, qui d'autre va se pointer quand on l'aura repéré?
Tek istediğim o orospu çocuğu Escobar'ı yakalamak.
Ce que je veux, c'est coincer Escobar.
Tek istediğim bu, Peña.
C'est tout ce que je veux.
Tek istediğim her şeyin bitmesi ve senin o ailenin çektiği acıyı anlaman.
La famille d'Escobar souffre trop.
- Seninle konuşmak istediğim bir şey var.
Je voulais te parler d'un truc.
Mükemmel bir erkek ve istediğim bir iş...
Un gars incroyable et le travail que de mon choix et je suis...
Tüm tutkularımın peşinden koştum başarmak istediğim her şeyi başardım ve oyunum en üst aşamasındayım.
J'ai suivi chacune de mes passions, j'ai achevé tout ce que je voulais achever, et je suis au top dans mon secteur.
Sana söylemek istediğim istediğin şeyden tamamen farklı davranıyorsun, Taran.
Je veux juste te dire que... tu fais tout le contraire de ce que tu veux, Taran.
Demek istediğim sakin kalmalıyız.
Je veux dire que nous devrions tous rester calme.
Bebeğim, açıklayabileceğim bir şey değil, sanki bu adama söylemek ya da yapmak istediğim şeylerin, tam tersini yapıyor gibiyim. Kötü yazılmış bir komedi gibi.
Je veux dire ou faire un truc, avec lui, et je fais le contraire.
Ben garajda olmasını istediğim için telsiz garajda.
La radio est dans le garage car je la veux ici.
Demek istediğim, evet, bazı teoriler var, tamam mı?
Certainement, des théories existent, d'accord?
Demek istediğim...
Le truc c'est...
Tek istediğim bu.
C'est tout ce que je te demande.
İstediğim gibi hareket edemiyorum. Öylece oturup boş boş bakmak zorunda kalıyorum.
Je ne peux pas bouger autant que je le voudrais, donc on s'assoit et on regarde et on regarde et on regarde.
Bütün gün boyunca kardeşlerin konuşup mızmızlanmalarını dinledim. Konuştular ve mızmızlandılar. Şu anda istediğim tek şey bir şeyler yemek.
Tu sais, la seule chose que j'ai faite aujourd'hui c'est écouter des frères et sœurs parler et se plaindre et parler et se plaindre, et tout ce que je veux faire c'est aller chercher quelque chose à manger.
Söylemek istediğim işte bu.
Justement non.
Sormak istediğim çok soru var. Herkes öğrenmek için can atıyor.
J'aimerais vous poser beaucoup de questions, tellement de choses que le tout le monde veut savoir.
Gelmek istediğim son yer burası.
C'est le dernier endroit où je veux être.
İstediğim bu.
C'est ce que je veux.
Bir sürü şey oluyor ve bu sürpriz... Oldukça düşünceli. Ama sadece şu anda istediğim bir şey değil.
J'ai beaucoup de choses à régler, et cette surprise, aussi gentille qu'elle était, ce n'est pas quelque chose que je veux en ce moment.
Bak... Tek istediğim biraz temiz havaydı.
Écoute, je voulais juste... mettre les choses au clair.
Dirk, sana sormak istediğim bir şey var.
Dirk, j'ai une question à te poser.
Sahip oldugum tüm fanteziler düzeltmek istediğim bütün pişmanlıklarım ve yanlışlarım kıyamet kopmadan yapmak istediğim her şey.
C'est tout ce que j'ai toujours rêvé de faire. Chaque regret que je veux éviter, chaque erreur que je veux réparer. Toutes les choses que je veux faire avant que ça tourne mal.
Ayrıca, gitmeden önce söylemek istediğim bir şey daha var.
Avant que tu partes, j'ai une dernière chose à te dire.
İnanın bana bu işten daha fazla istediğim bir şey yok.
Croyez-moi, je ne désire rien d'autre que ce job.
Yani, hayır, elbette olur, yani eğer doğruysa ama demek istediğim, hayatımı nasıl yaşamam gerektiğine karar verecek kişi benim, sen değilsin.
Non, je m'en ficherai pas si c'est vrai, mais je tiens à dire que je décide de comment vivre ma vie, pas toi.
İstediğim kişi olmak istiyorum.
Je veux être qui je veux être.
Burada evimde olmasını istediğim ama sıkça olmayan... bir şeyi yaratıyorum.
C'est comme si je recréais ce que je veux dans ma maison, ce que je n'ai pas souvent.
İstediğim olmuştu.
J'ai ce que je voulais.
Ama istediğim bu değil.
Mais je ne pense pas que c'est ce que je veux.
Evet, istediğim renk bu.
Oui, c'est la couleur que je veux.
Başlangıçta yapmak istediğim yemekleri yapamadım.
Donc, initiallement, Je n'ai pas cuisiné ce que je voulais cuisiner.
Ben hayatta istediğim her şeyi yaptım.
J'ai fais tout ce que je voulais dans la vie.
İstediğim şeyleri pişiriyordum.
Je cuisinais ce que j'avais envie de cuisiner.
Konuklar ne ister diye düşünmek yerine kendi istediğim... yemekleri yapacak özgüvene eriştim.
Il s'agit d'avoir la confiance de faire ce que vous voulez faire... plutôt que ce que les invités veulent que vous fassiez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]