English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ K ] / Kilitli değil

Kilitli değil tradutor Francês

214 parallel translation
Kapı kilitli değil.
Ce n'est pas verrouillé
Bu sandık kilitli değil.
Elle n'est pas verrouillée.
Tuhaf, değil mi? İçinde ne var ne yok diye bakmayı düşündüm. Kilitli değil.
J'ai été tenté de regarder à l'intérieur, elle n'est pas fermée.
Alt çekmecede! - Kilidini aç! - Kilitli değil.
- Dans le tiroir d'en bas...
Kilitli değil.
Ce n'est pas fermé.
Kapı kilitli değil.
La porte n'est pas fermée.
- Kilitli değil.
- Ce n'est pas fermé à clé. Tant mieux.
Kapı kilitli değil.
C'est bizarre, la porte n'est pas fermée.
Birileri gelecek bu yüzden, kapı kilitli değil de.
Quelqu'un arrive. C'est pour ça que la porte n'était pas fermée.
Kompartımanlar kilitli değil. Sorumlu benim.
Tous les compartiments sont ouverts.
Girin, kapı kilitli değil.
Entrez.
Senin bodrumunda yarım zekalı bir şey kilitli değil ve merak edecek bir karın da yok.
T'as pas à te soucier ni d'un monstre dans ton grenier... ni d'une femme.
Kilitli değil.
- Non. Ce n'est pas fermé à clef.
Kilitli değil ki.
Il n'est pas fermé.
Burdan gelebilirsin. - Orası kilitli değil mi?
- C'est ouvert?
Her ikisi de kilitli değil.
Aucune n'était verrouillée.
Girin, kapı kilitli değil.
Entrez. La porte n'est pas fermée.
- Kilitli değil, efendim.
- Elle n'est pas fermée.
Kilitli değil!
Y a qu'à pousser un peu.
Hey Norm, araban kilitli değil.
Norm, ta voiture n'est pas fermée à clé.
- Kilitli değil miydi?
- Ouvert?
- Niye sandığın kilitli değil?
- Pourquoi ta cantine est ouverte?
Kapı kilitli değil.
La porte est ouverte.
Şu anda kilitli değil.
Plus maintenant.
Kilitli değil. Kilitlememiz gerekir.
Il faut la fermer de l'intérieur.
Elbette kilitli değil.
Bien sûr qu'elle n'est pas fermée.
Kilitli değil.
Je l'ai ouvert.
- Kilitli değil.
- La porte est ouverte.
Kilitli değil. Sokağın başında.
C'est ouvert, allez.
- Kilitli değil miydi?
- Elle était ouverte?
Kapın kilitli değil.
Ta porte est ouverte.
Bu arada, geceleri kapını hep kilitli tutuyorsun değil mi?
En passant, verrouilles-tu toujours la porte, la nuit?
- Sorun bir kelime değil. Kapım kilitli tutuluyor ve insanların gözlerinde tuhaf bir bakış var.
Au-delà du mot, ma porte est fermée et on me regarde avec un drôle d'air.
Yeni bir gösteri için kopyalanmasını istediğimi düşündüm. Çıktığınızda o kapı, kilitli değil miydi?
Cette porte était-elle fermée quand vous êtes sortie?
- Bu kapı kilitli değil.
Ce n'est pas fermé.
- Kapı kilitli, eminsin değil mi?
- Es-tu sûr que tout est fermé?
Ancak, kilitli olan her ne ise, istediğim o değil.
Quoi qu'elle ait mis sous clé, je n'en veux pas.
Tora, arka kapının kilitli olduğundan eminsin değil mi?
Tora, la porte de derrière est bien fermée, n'est-ce pas?
Kendin aç, kilitli bile değil.
Ouvre-la, toi, elle n'est pas fermée!
- Yatak odasındaki dolap kilitli. - Orada değil.
- L'armoire, ici, est fermée à clé.
Amına koyayım, kilitli bile değil.
Ça n'est même pas fermé!
Mahzende bulunduğumuz günü anımsarsın, sürekli, biri burada kilitli kalırsa, dışarı çıkması mümkün değil, deyip durdum.
J'ai dit qu'on pouvait s'enfermer dans la cave par accident.
Içeri gel. Kapi kilitli degil.
Entre, c'est pas fermé.
Anahtar bende değil, kapı da kilitli.
Je ne l'ai pas. C'est fermé à clé.
kapı kilitli değil, lütfen içeri girin!
Le portail est ouvert.
Hayır, buradan değil. Kapı kilitli ve arkasında Vietconglular var.
La porte du haut est bloquée et il y a des Viêt-Cong derrière.
Kapılar kilitli değil.
Elle n'est pas verrouillée.
Kilitli değil.
- Non, en fait...
- Henüz değil. Kilitli yerler var.
- Pas encore finie.
Masanın çekmeceleri kilitli, biliyorsun, değil mi?
Le tiroir de ton bureau est fermé à clé.
Kilitli değil miydi?
Ce n'était pas fermé?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]