English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ K ] / Korkarım

Korkarım tradutor Francês

11,524 parallel translation
- Korkarım bu işe son verecekler.
- j'ai bien peur qu'ils annulent tout.
Korkarım ki durum daha da kötüleşecek.
J'ai peur que ça ne s'envenime.
- Korkarım ki öyle.
- J'ai peur que oui.
Korkarım Bay McFee's evi terk etmiş.
J'ai peur que Mr McFee ait quitté les lieux.
Korkarım buna göre giyinmemişsiniz.
Vous n'êtes pas vraiment habillé pour cela, je le crains.
Korkarım kodlar analiz için hazır.
J'ai bien peur que les codes soient prêts à être analysés.
Korkarım yanlışlıkla çalıntı araba raporunuzu almışım.
J'ai peur d'avoir pris par erreur votre rapport de voiture volée.
Kemik kırılması, korkarım.
Os cassé, j'en ai bien peur.
Korkarım ki oyun sona erdi Ajan Carter.
J'ai bien peur que la comédie soit finie, Agent Carter.
Betty, korkarım bu kadarmış.
Betty, j'ai peur que ça soit la fin.
Ben Tessa Muir. Korkarım, şu an sizinle konuşmak için müsait değilim.
Ici Tessa Muir, je ne peux vous répondre pour l'instant.
Bay Reese ve Dedektif Fusco'ya haber veririm ama korkarım Bayan Shaw onlardan kaçmakla ve numaralara yardım etmekle meşgul.
Je vais contacter M. Reese et l'inspecteur Fusco, mais Mlle Shaw est occupée à sauvegarder des chiffres.
Korkarım ki vefat etti.
Je suis désolé, elle est décédée.
Korkarım ki vefat etti.
Elle est décédée.
- Korkarım ki, Lee onun canını yakmış.
- Lee lui a fait beaucoup de mal. - Quoi?
- Korkarım pek yaklaşamadın.
Pas très loin, j'en ai peur.
- Korkarım toplanma diski çoktan oluştu.
J'ai peur que le disque d'accrétion soit déjà en place. Quoi?
Korkarım bu konuyu konuşamam.
Je ne peux pas discuter de ça.
Korkarım el vermekten çok daha fazlasını yapacaklar.
J'ai bien peur qu'ils fassent plus que donner un coup de main.
Korkarım durum pek iç açıcı değil.
Je crains que ça ne s'annonce mal.
- Evet, korkarım öyle.
Non, j'ai bien peur que non.
- Korkarım öyle.
J'en ai bien peur.
Korkarım bir nebze dramatik bir hâl alacak. - Anlamıyorum.
Actuellement, nous n'avons personne de présent.
Korkarım bu mümkün değil. Ve aslında buradaki misafir sizsiniz Samaritan'ın araştırma terminalinde.
J'ai bien peur que ce soit impossible, et en fait, vous êtes l'invité ici dans le centre de recherches de Samaritain.
- Korkarım burayı epey sıkıcı bulabilirsiniz.
- Vous risquez de vous ennuyer ici.
Korkarım buradaki melez yerlilerle ilgisi olduğunu herkes bilirdi.
Il était vraiment unique. Tout le monde savait qu'il couchait avec la moitié des autochtones.
Abime bakıyorsanız korkarım ki burada değil.
Si vous cherchez mon frère, il n'est pas là.
Mesaj alındı ama korkarım ki, istediğin çok... çok fazla.
Message reçu, mais j'ai peur que ce que tu me demandes soit... soit juste... trop énorme.
Antoine ablasının verdiği parayla hava attıysa korkarım arkadaşın Serena kardeşsiz kalmış olabilir.
Si Antoine a parlé de l'argent de sa sœur, ton amie Serena n'a sûrement plus de frère.
Hayır, korkarım olmaz. Hipnotizmanın kuralları esnetilemezdir.
Les lois de l'hypnotisme sont inflexibles.
Korkarım ki Bay Connaughton bu akşam kendini pek iyi hissetmiyor.
J'ai bien peur que M. Connaughton soit trop faible pour vous recevoir ce soir.
Korkarım yapabileceğimiz her şeyi yaptık.
Nous avons fait tout ce que nous avons pu.
Korkarım, bu teknolojiyi devreye sokarlarsa bir sonraki mührü kıracaklar.
J'ai peur que s'ils lancent cette technologie, ils brisent un autre sceau.
Korkarım ki, balığı neredeyse bitirdik.
Je crains que nous ayons presque terminé le poisson.
Size bu silahları vererek, korkarım size boş yere ümit veriyoruz.
En vous donnant ces armes, j'ai peur que nous vous donnions seulement de faux espoirs.
- Korkarım ki parası çok kolay.
L'argent est trop facile, j'ai peur.
Korkarım kimse sizi özlemeyecek...
J'ai bien peur que vous ne manquiez à personne.
Korkarım ki yalanımı yakaladınız.
Je crains vous avoir menti.
Sıkı durun Bay Finch ama korkarım ben geldim.
Tenez-vous bien, Mr Finch : c'est moi.
Fakat korkarım o kararını vermiş.
Mais elle est bornée.
- Yani o... - Korkarım evet leydim.
- Vous voulez dire...
Keşke sosyal bir mesele olsaydı ancak korkarım sizin şüpheliniz, bizim cinayet kurbanımız.
J'aimerais te dire que je te donne des nouvelles, mais j'ai peur que ton suspect soit notre victime dans un homicide.
Korkarım o melek değildi Abe.
J'ai peur que ce n'était pas un ange, Abe.
- Hayır, korkarım seviyorum.
J'ai peur de l'aimer.
Ama korkarım ki tüm anlamı bu değil.
Oui mais j'ai bien peur que ça... ne soit pas tout ce que ça veut dire.
Korkarım bu bana rağmen.
J'ai bien peur que ce ne soit pas grâce à moi.
Korkarım, kandevunun geri kalan kısmında sana daha fazla yardım edemeyeceğim.
J'ai bien peur de ne plus pouvoir t'aider avec ce rendez-vous.
Korkarım öyle.
- Non.
Korkarım benim.
Hum.
Yalnızlık çekip, korkarım ben de.
- Je suis seule et j'ai peur.
Sence ben ölümden korkar mıyım? !
Vous pensez que je crains la mort?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]