Ne istiyordu tradutor Francês
535 parallel translation
- Beyefendiler ne istiyordu?
- Que veut ce gentilhomme?
Ne istiyordu?
Que voulait-il?
O adam ne istiyordu? Hayır, bırak.
Il voulait?
O alçaklar ondan ne istiyordu merak ediyorum.
Que lui voulaient ces gredins?
- Ne istiyordu?
- Que voulait-il?
Ne istiyordu biliyor musun?
Tu sais ce qu'il voulait?
Ne istiyordu allasen?
Que voulait-il?
- Ne istiyordu?
Pourquoi?
Bir de ne istiyordu?
Voyons, que désire-t-il d'autre?
O adam, ne istiyordu?
Que voulait cet homme?
Peki ne istiyordu?
Que voulait-il?
Ne istiyordu ki?
Mais que voulait-elle?
Ne istiyordu senden?
Que voulait-il de toi?
- O silahşör senden ne istiyordu?
- Que vous voulait ce bandit?
Rami'de kocanızı zengin yapabilecek bir çok hazine vardı. Ama o hepsini kendine istiyordu, bensiz gitmek istedi.
Votre mari savait que le Rarami recèle des ressources susceptibles de l'enrichir au-delà de l'imaginable, mais il ne voulait pas partager.
- Osborne ne istiyordu?
- Qu'est-ce qu'Osborne voulait?
Sizinle konuşmak istiyordu. Hayır, görmedim.
Non, je ne l'ai pas vue.
Çıktığımda canım ne yemek yemek, ne de gezmek istiyordu.
Je n'avais envie ni de dîner ni d'un ciné.
Başarìsìyla gurur duyan Alman-Amerikan ebeveynleri olan bu ögrenci dizel mühendisi olmak istiyordu.
Né de parents germano-américains fiers de ses prouesses académiques, il se prépare à devenir ingénieur en génie mécanique.
Üzerlerine imzamı atmamam gerektiğini biliyordum ama Bay Dellarowe onları kimin yaptığını bilmek istiyordu ve ben de senin ismini veremezdim.
Je sais que je n'aurais pas dû les signer, mais le vendeur voulait connaître l'auteur. Je ne pouvais pas donner ton nom.
- Sadece paramı istiyordu.
- Il ne voulait que l'argent.
Kim Paradine'i bu eziyetten kurtarmayı daha çok istiyordu sence? Unut bunu. Ortada buna benzer biri yok.
- Non, je ne peux pas le croire.
Ne kadar çok istiyordu. Geri döndüğünde ben de özgürlüğümü isteyeceğim.
Quand elle reviendra, je lui demanderai ma liberté aussi.
Ne yaptığımın farkında olmadığımı nasıl bir işin içinde olduğumu anlamadığımı ve kendisini bu konuda ikna etmemi istiyordu.
Elle voulait queje parle, queje la persuade queje ne savais pas ce queje faisais, queje ne comprenais pas à quoij'étais mêlé.
Bir adama ders veremezdim. O ise öğrenmeyi çok istiyordu. Ben de evlendim.
Je ne pouvais pas l'accepter en classe, mais iI voulait apprendre... donc je l'ai épousé.
Montalvo'nun bir fikri vardı, umut etmek şöyle dursun Stephen'ın büyük gününün son günü olmasını istiyordu.
Montalvo pensait, pour ne pas dire espérait, que le grand jour serait le dernier pour Stephen.
Kardeşim, aramızda kalsın ama anlaşması pek kolay bir insan değildi ve kadın da çocuk istiyordu ve onun hiç çocuğu olmadı.
Mon frère, entre vous et moi, n'était pas la meilleure personne au monde. Elle voulait des enfants, il ne pouvait pas en avoir.
Ne? Annarella tren tarifesine bakmak istiyordu.
Annarella demande si tu peux lui prêter l'horaire des trains.
Esasında bağcık yüzünden olduğunu söylemek istiyordu. "O - zuré" kelimesinin karşılığı "bağcık" demektir.
Jusqu'au jour où j'ai compris qu'en fait elle ne voulait pas dire ampoule, mais ozure, c'est-à-dire la lanière de la geta!
- Ne istiyordu?
- Que voulait-elle?
Sümüklü bir çocukmuşum gibi beni yetiştirmek... ne yapacağımı söylemek istiyordu.
Il voulait m'éduquer comme une morveuse, me commander.
- Bununla ne demek istiyordu?
Que voulait-il dire?
Bizim hakkımızda çok şey anlattın derken ne demek istiyordu?
Qu'avez-vous dit sur nous?
... Papağanın ne söylemesini istiyordu, biliyor musun?
Tu sais ce qu'elle voulait qu'il dise?
O hep en tepede olmayı istiyordu, ben de bu yüzden onu serbest bıraktım.
Elle ne pensait qu'à arriver. Je l'ai laissée partir.
Belki onu uyandırmak istiyordu.
Il ne faudrait pas prendre de retard. - Merci.
Ocak ayında gerçekleşecek olan düğününe davet etmek istiyordu. Ayrıca havanın da kötü olması kuzenimizin aramızda olmasına izin vermedi,
Mais comme aussi la mauvaise saison ne pouvait guère permettre de voir M. notre cousin personnellement chez nous,
Ne istiyordu?
Que veut-elle de moi?
"Önemli" nin anlamı ne? Ona aşık olduğu için önemli olduğunu mu söylemek istiyordu.
Un homme important pour elle parce qu'elle l'aimait
- Kocan ne yapmak istiyordu?
- Il voulait faire quoi?
Ne istiyordu?
Et il voulait?
Orta sınıfın büyük çoğunluğu, sadece bir şey istiyordu :
LE CENTRE, MAJORITAIRE ET ÉPUISÉ, NE RÊVAIT QUE D'UNE CHOSE :
Diğer yandan Bay McQueen'in beni yönlendirdiği tuzağa düşmedim, Israrla Bay Ratchett'in yabancı dil bilmediğini söylemişti, uykusunda Fransızca bağırdığını duyduğumda onun ölmüş olabileceğini düşünmemi istiyordu.
M.McQueen ayant clamé à tous vents que Ratchett ne connaissait pas les langues étrangères voulait me faire croire qu'il était déjà mort lorsque j'ai entendu crier en français dans son sleeping.
Annen seni emzirmek istiyordu... ama çok zayıf ve narindi.
Ta mère, pauvrette voulait te donner à téter mais elle était si pâle, si délicate, qu'elle ne put pas.
Ne istiyordu ki, sefil?
Le misérable?
O kadar üzgündü ki, onu bulduğumda ölmek istiyordu. Ona yardım etmek için elimden ne geldiyse yaptım.
Ça l'a rendu tellement triste qu'iI voulait mourir et que j'ai dû Ie raisonner.
Madem Mehmed'e Transilvanya ve Macaristan'ı vermek istiyordu, neden bunu en başında yapmadı?
S'il voulait donner à Mehmed la Transylvanie et la Hongrie, pourquoi ne l'a-t-il pas fait dés le début?
- Ne? Eşcinsel. Son adımı atmak istiyordu ama erkek tarafı izin vermiyordu.
Un transsexuel... prêt à franchir la dernière étape... mais son côté masculin lui bloquait le passage.
Ve sonra bir kızım oldu ve aynı şeyi onda da denedim. Kızımın kişiliği farklıydı. Bu hikayeleri değil, hikaye kitaplarında yazanları tekrar tekrar dinlemek istiyordu.
Et ensuite j'ai eu une fille et j'ai essayé la même chose, – et bien, sa personnalité était différente, elle ne voulait pas entendre ses histoires, elle voulait celle qui était dans le livre, encore répétée, qu'on lui relise.
Bir tek benimle konuşmak istiyordu.
Il a dit qu'il ne voulait négocier qu'avec moi.
Sana söylemedi, çünkü Amerika'da özgür olmak istiyordu.
Elle ne dira rien car elle veut croire que Valeria est en Amérique, libre.
ne istiyordun 25
istiyordum 17
ne iş yapıyorsun 139
ne istiyorsun 3273
ne istersiniz 85
ne istiyorsun benden 62
ne istersin 198
ne istersen 261
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
istiyordum 17
ne iş yapıyorsun 139
ne istiyorsun 3273
ne istersiniz 85
ne istiyorsun benden 62
ne istersin 198
ne istersen 261
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16
ne istiyorsan 17
ne istersen onu yap 35
ne istiyorsunuz benden 17
ne istiyorum biliyor musun 25
ne iş yapıyor 98
ne işin var burda 21
ne istiyorsan onu yap 29
ne istedi 50
ne istiyorsun peki 16
ne istiyorsan 17
ne istersen onu yap 35
ne istiyorsunuz benden 17
ne istiyorum biliyor musun 25
ne iş yapıyor 98
ne işin var burda 21
ne istiyorsan onu yap 29
ne istedi 50