English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ N ] / Ne yazıyorsun

Ne yazıyorsun tradutor Francês

441 parallel translation
Hey, ne yazıyorsun oraya?
- Qu'est-ce que tu écris?
- Ne yazıyorsun?
Qu'est-ce que tu écris?
- Ne yazıyorsun?
- Qu'écrivez-vous là?
Ne yazıyorsun? Sana ne söyüyordu?
Qu'est-ce qu'il t'a dit?
Ne yazıyorsun?
Qu'est-ce que tu écris là?
Ne yazıyorsun öyle?
Eh! Qu'est-ce qu'il écrit? Mais qu'est-c qui lui prend?
Uygunsuz bir soru olacak ama son zamanlarda ne yazıyorsun?
Je ne voudrais pas être indiscrète, mais qu'avez-vous écrit depuis?
Ne yazıyorsun?
Qu'est-ce que tu écris?
Ne yazıyorsun?
Qu'est-ce que tu tapes?
O deftere ne yazıyorsun Sokal?
Qu'est-ce que tu écris là-dedans?
Ne yazıyorsun, kitap mı?
C'est quoi?
Şimdi ne yazıyorsun?
Vous écrivez en ce moment?
İsa aşkına, ne yazıyorsun sen?
Tu inscris qui? Blanka.
[AĞZIYLA MELODİ YAPAR] Ne yazıyorsun acaba, Spak-ettin?
Qu'est-ce que tu écris?
- Pistol : Ne yazıyorsun, bro'?
- T'écris quoi?
- Ne yazıyorsun?
- Qu'écris-tu?
Ne yazıyorsun? Ne bu?
Qu'est-ce que c'est, qu'est-ce que tu écris?
Ne yazıyorsun? Özgeçmişini.
- Qu'est-ce que tu fais?
Nedir o? Ne yazıyorsun?
Qu'est-ce que tu écris?
- Ne yazıyorsun?
- Tu écris quoi?
Ne yazıyorsun?
C'est quoi que vous écrivez?
Peki, ne yazıyorsun, çocuk kitapları mı?
Qu'écrivez-vous? Des livres pour enfants?
- Ne yazıyorsun o kadar?
Mais qu'est-ce que tu rajoutes?
Ne yazıyorsun?
T'écris quoi?
O deftere ne yazıyorsun?
T'écris quoi, sur ton calepin?
Ne yazıyorsun?
Tu écrivais quoi?
- Yatakta mı yazıyorsun? - Ne?
- Vous écrivez au lit?
Geçen yaz seni görmediğimi mi sanıyorsun? Seni her gün gördüm.
Vous croyez que je ne vous voyais pas l'été dernier?
- Bulamıyorum! - Hangi yazılışa bakıyorsun?
- Je ne trouve pas le numéro.
- Ne yapıyorsun? - Yazıyorum.
- Qu'est-ce que vous faites?
Onlar her gün başlarını aşağı yukarı sallayıp, para peşinde koşuyorlar. - Sen yazıyorsun, zekisin. Ben parayı düşünen biri değilim.
Tu es différent, et moi je ne pense pas à l'argent.
Neden bir rapor yazıp onu yakalattırmıyorsun?
Pourquoi ne l'embarquez-vous pas?
Ne o, dedikodu köşesi falan mı yazıyorsun sen?
Tu écris la colonne des potins?
Ne yazıyorsun?
Oui.
Şimdi bu kağıtlara ne yazıyorsun? Harika bir fikrim var.
Qu'est-ce que vous écrivez sur cette feuille?
Yanılıyorsun demiyorum Hasslein, fakat onları duvara çivilemeden önce..... duvardaki el yazısının gerçekten doğru olduğuna inanmak istiyorum.
Je ne dis pas que vous avez tort, mais, avant de les faire fusiller, je veux être convaincu que ce mauvais présage va se vérifier.
Bu şiirleri ne zaman yazıyorsun?
Tu les écris quand, ces poèmes?
Ne yazıyorsun?
Qu'est-ce que vous écrivez?
- Sen macera arıyorsun. - Çok yazık. - Bu ne küstahlık.
Je pense que je vais retourner chez Lyuba continuer la fête.
- Ne yazıyorsun Anita?
- On n'est pas à l'école. Aide-nous, Anita.
"Saçını kestir." Ama ne yazık ki bugünlerde uzun saçlı değilsen iş bulamıyorsun. Bir bira iç.
"Va te faire couper les cheveux." Mais sans cheveux longs aujourd'hui on n'a pas de boulot.
- Ne çeşit oyunlar yazıyorsun?
Quel genre de pièces écris-tu?
Ne hakkında yazıyorsun?
Sur quoi écrivez-vous?
Bir gün demiryolları hakkında bir yazıya başlayıp yarım bırakıyorsun.
Tu parles des voies ferrées, mais ne finis pas l'article.
Beysbol. - Ne yazıyorsun.
- Tu écris quoi?
Ne zamandır yazıyorsun?
Tu continues toujours à écrire?
Kaskına "öldürmek için doğdum" yazıp barış rozeti takıyorsun.
''Né pour tuer''sur le casque, et badge de paix!
Yazın ne yapıyorsun?
Qu'est-ce que tu fais cet été?
Ne hakkında yazıyorsun?
Qu'est-ce que tu écris?
- Ne hakkında yazıyorsun?
Sur quoi t'écris?
Ne yazık ki, hayal dünyasında yaşıyorsun.
Je crains que vous n'ayez une imagination débordante.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]