Ondan tradutor Francês
50,854 parallel translation
Ama ondan önceki cümleler şuydu,
Mais avant ça, il avait dit :
- Yok ondan değil, 10 yıllık evliydik.
Je suis marié depuis 10 ans.
- Sadece ondan dolayı değil.
Ce n'est pas que ça.
Sutter'ın hisselerini ondan aldık.
On a acheté à lui même Sutter des parts.
Ondan sonra da, buradan sonsuza kadar kurtulduğundan emin olacağım.
Après cela, je vais faire en sorte qu'il sorte d'ici. Pour de bon.
-... ama eğer alırsam- - - Ondan korktuğunu düşünecekler.
Les autres élèves penseront que tu as peur d'elle.
Önemli olan, burada bulunan herkesin, ondan kokmadığımı bilmesi.
Ce qui compte c'est que tout le monde ici sait que je n'ai pas peur d'elle.
Mike bunu ya da ondan bu bilgileri bir şekilde almamızı sağlarsa özgürdür...
Si Mike trouve un moyen d'obtenir ce qu'on veut, il est libre.
- Neden? - Etmeyeceğim de ondan.
- Parce que.
- Benden vazgeçtiğin gibi ondan da vazgeçer miydin?
L'abandonneriez-vous comme moi?
- Umarım ondan daha kötü olmaz diyorum.
Je dis espérer que cela ne devienne pas plus que ça.
Bir geçmişimiz var ama ben bu davada ondan çok daha uzun süredir bulunuyorum.
Nous avons un passif, mais je suis au fait de ce dossier depuis bien plus longtemps que lui.
Bırakıyoruz ve öyle görünüyor ki senin davanın bir kayıp olduğunu gördük ve karşılayamayacağın kadar ondan uzaklaşmak istiyoruz.
Nous partons, on semblera avoir réalisé que votre affaire était perdue et que nous souhaitions nous éloigner, ce que vous ne pouvez pas vous permettre.
Profesör, bu adamın artık ondan ümidini kesen bir karısı ve göremediği çocukları var.
Professeur, cet homme a une femme qui l'a abandonné et des enfants qu'il ne voit pas.
O adamın bana yaptıklarından dolayı ondan nefret ettim. Bu yüzden ben de boka sarmış 15 yaşındakilerin yaptığını yaptım.
J'ai haï cet homme pour tout ce qu'il m'a fait, donc j'ai fait tout ce que les jeunes de 15 ans font.
Ama ondan önce Sean Cahill'in bizden başka bir şey saklamadığından emin olmalıyım.
Mais avant, je vais m'assurer que Cahill ne nous cache rien d'autre.
Ondan sonra davayı tekrar açamazsınız ve idam tarihi kesinlikle değiştirilemez.
Après ça, vous ne pourrez plus ré-ouvrir son procès et la date de son exécution sera définitive.
Rachel, kim olurlarsa olsunlar, avukat olmak insanlardan yardım istemeyi gerektirir. Eğer babanın artık senin küçük bir kız olmadığını anlamasını istiyorsan ona ondan yardım istemekten korkmadığını göster.
Rachel, être un avocat signifie que tu dois demander de l'aide, peu importe à qui, donc si tu veux faire savoir à ton père que tu n'es plus une petite fille, montre-lui que tu n'as pas peur de lui demander un service.
- Hayır, ondan değil.
- Ce n'est pas réciproque. - Ce n'est pas ça.
Ama bunu sana elden vermemek ondan daha büyük bir riskti.
Ce serait encore plus risqué si vous n'aviez pas ça en mains propres.
Evleniyorum da ondan.
C'est parce que je vais me marier, mais pas avec le prince.
Ondan uzaklaş.
Éloignez-vous d'elle!
- Anliyorum. Ondan bahsediyorum.
D'en haut, tu vois les choses différemment.
Ondan geçireceğim.
- La 2. Je te montre.
Ondan sonra birkaç kere alınıp satıldı ama hiç kimse orada uzun kalmadı
À cette époque, la maison avait changé de nombreuses fois de propriétaires, mais personne n'était restée longtemps.
Elias, kasabın önceki kurbanlarının ondan korktuğunu söylemişti.
Elias avait dit que les victimes de la Bouchère avaient peur d'elle.
Ondan sonrasını pek hatırlamıyorum.
Je ne me rappelle pas grand-chose après ça.
Atlayabilecek miyim ondan da emin değilim.
Et je ne suis pas sûre de m'en remettre un jour.
Ondan ayrıl!
Lâche-le!
Ondan nefret eden sendin.
Tu la détestais.
Ondan hoşlandım.
Je l'aime bien.
Dr. Bauer burada ve Eli Morrow'a ondan önce ulaşmamız gerek.
Bauer est là, Et on doit trouver Eli Morrow avant elle.
Ondan sonra yokum.
Après ça, je pars.
- Ondan ne istiyor olabilir?
- Qu'est ce qu'elle lui veut?
- Ondan ne istiyor acaba?
- Qu'est-ce qu'elle lui veut?
Ondan hiç haber alamadım.
J'ai plus de nouvelles de lui.
Ondan duysan daha iyi olur sanırım.
Je pense que c'est mieux si tu l'entends de sa voix.
- Kitabı ondan almalıyız.
- On doit éloigner ce livre de lui.
Ondan önce Güney Ridge hapishanesinde 2 yıl yatmış.
Avant ça, il a passé deux ans à la prison de South Ridge.
Uzaklaşın ondan!
Éloignez-vous de lui!
- Akıllı da ondan.
- Parce qu'il est malin.
Dasiy ve sen ondan sonra pes ettiniz ama biz Aida'yı Lincoln gibi ajanları korumak için yaptık.
Pour vous et Daisy, ça signifiait jeter l'éponge, mais on a construit Aida pour protéger des agents comme lui.
- Ondan değil.
C'est pas ça.
Hayır, ondan sonra da bir şey dediniz.
Non, vous avez dit quelque chose après ça.
Uzak dur ondan!
Eloigne-toi!
Ve ondan sonra, yine biliyordum.
Et ensuite, je l'ai su de nouveau.
Her ne kadar o korsanı ilk gördüğümde ondan nefret etmiş olsam da, sen mutluysan, ben de mutluyum.
Bien que j'ai détesté ce pirate dès que je l'ai rencontré, tu es heureuse alors moi, aussi.
Tamam, peki ondan sonra Langford'a ne olmuş?
Et qu'est-ce qui est arrivé à Langford après ça?
Ya ondan intikam alabilecek olsaydın?
Et si tu pouvais le berner?
Peki ondan ayrılacak mısın?
Je dois aller le voir.
Hayir, ondan degil.
- C'est pas un reproche.
ondan korkmuyorum 32
ondan sonra 224
ondan korkuyorum 25
ondan sonra da 27
ondan uzak dur 185
ondan nefret ediyorum 223
ondan bahsetmiyorum 20
ondan kurtuldum 19
ondan hoşlandın mı 32
ondan hoşlanıyorum 76
ondan sonra 224
ondan korkuyorum 25
ondan sonra da 27
ondan uzak dur 185
ondan nefret ediyorum 223
ondan bahsetmiyorum 20
ondan kurtuldum 19
ondan hoşlandın mı 32
ondan hoşlanıyorum 76