English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / Ondan hoşlanmıyorum

Ondan hoşlanmıyorum tradutor Francês

297 parallel translation
Ama ondan hoşlanmıyorum ve yaptıklarından da hoşlanmıyorum.
Votre mère n'a pas rendu visite à Chloé! Je sais.
Ondan hoşlanmıyorum, Majesteleri.
Je ne l'aime point.
Ondan hoşlanmıyorum. Şişman ve sürekli terliyor.
Il me déplait l'inspecteur, il est gros, et puis, il sue, oh!
Ben de ondan hoşlanmıyorum. Ama işlerimizi bozacağını sanmam.
Sa présence ne peut pas ruiner notre plan.
- Ondan hoşlanmıyorum.
- Il ne me plaît pas.
Ondan hoşlanmıyorum.
Je le déteste.
- Ondan hoşlanmıyorum.
- Je ne l'aime pas.
Ondan hoşlanmıyorum. Dadını özledin, yine onunla birlikte olmayı isterdin, değil mi?
Tu voudrais être avec ta nourrice, de nouveau, n'est-ce pas?
Ondan hoşlanmıyorum.
Je ne l'aime pas.
Ama artık ondan hoşlanmıyorum.
Mais je ne l'aime plus.
Ondan hoşlanmıyorum.
J'aime pas ce gars-là.
Sen hastasın. Ondan hoşlanmıyorum.
Comme le gamin.
Ondan hoşlanmıyorum.
Je ne l'aime pas!
Sizi tanıyorum. Ondan hoşlanmıyorum, parasını da istemiyorum.
Mais je n'aime ni lui ni son argent.
- Ben ondan hoşlanmıyorum.
- Lui il me déplaît.
Hala, ondan hoşlanmıyorum.
Mais ça ne me plaît pas.
Kocam çocuğa çok düşkün. Ondan hoşlanmıyorum : O bizim oğlumuz değil.
Mon mari s'attache trop au petit mais ce n'est pas notre fils.
Ondan hoşlanmıyorum, hepsi bu.
Il me déplaît.
Ondan hoşlanmıyorum işte.
Je ne l'aime pas.
Ondan hoşlanmıyorum.
Je ne peux pas le sentir.
Ondan hoşlanmıyorum.
Ce n'est pas qu'il me plaise...
- Ama ondan hoşlanmıyorum.
- Mais elle ne me plaît pas.
Ondan hoşlanmıyorum.
Il ne me plaît pas.
Belki de budur. Ondan hoşlanmıyorum.
Non, il ne me plaît vraiment pas.
Bana onu andırıyorsun ve ondan hoşlanmıyorum.
Tu lui ressembles et c'est un type que j'aime pas du tout.
Bizi Kertenkelelere sattı ve ondan hoşlanmıyorum.
II nous a vendus aux lézards et je hais cet homme.
Zaten ondan hoşlanmıyorum.
Je ne l'aime pas du tout.
Ondan hoşlanmıyorum.
Marty.
Ondan hoşlanmıyorum.
Il ne me plaît pas | beaucoup.
- Ondan hoşlanmıyorum.
- Il me plaît pas.
Ve annesini öldürmek istiyordu ona neden diye sorduğumda "ondan hoşlanmıyorum" dedi.
Quand je lui ai demandé pourquoi, il a dit qu'il ne l'aimait pas.
Ondan hoşlanmıyorum.
J'aime pas ce type.
Evet, Woodrow'u biliyorum ve ondan hoşlanmıyorum.
Oui, je connais Woodrow et je le déteste.
Bu senin anlaşman, Ama ondan hoşlanmıyorum.
C'est toi qui vois. Mais ça ne me plaît pas.
Ondan hoşlanmıyorum, ayrıca bu deli haliyle başıboş kalması güvenli değil.
Je n'aime pas ça. Il y a péril à laisser errer sa folie
Ondan hoşlanmıyorum.
- Pourquoi?
Sevişiyorlar ve belki bir gece boyunca insanlara "Bu kişiyi sevmiyorum." " Ondan hoşlanmıyorum.
Ils font l'amour, et pendant une nuit entière, ils oublient les dix millions de choses qui font dire :
Ama ondan hoşlanmıyorum.
Mais, de là à me plaire...
Ondan hoşlanmıyorum.
Eh bien, je ne l'aime pas!
- Ondan hiç hoşlanmıyorum.
Je ne l'aime pas.
Senden hoşlanmıyorum, ondan da, sizden çift olarak da hoşlanmıyorum.
Je ne vous aime pas, ni toi ni elle, ni vous deux ensemble.
Ondan hiç hoşlanmıyorum.
Moi aussi j'aime les poules.
Ondan hiçbir şekilde hoşlanmıyorum.
Je l'aime pas du tout. Tu as compris?
Ondan hiç hoşlanmıyorum! Serseri Jian Nan mı?
Je ne l'aime pas.
"Ondan ilk gördüğün andan beri hoşlanmıyorum."
"Je devrais la tuer avant qu'elle ne me dénonce."
Hayatım, ondan hoşlanmıyorum.
Il ne me plaît pas.
"Ondan ilk gördüğün andan beri hoşlanmıyorum."
"Je l'ai détestée dès le premier moment où je l'ai vue."
Ondan hoşlanıyorum ve o benden hoşlanmıyor.
Je l'aime vraiment beaucoup, et il ne m'aime pas, d'accord?
Ondan hiç hoşlanmıyorum.
Elle m'a suivi, c'est tout. Mais je l'aime pas du tout.
Ondan hoşlanmıyorum. O adi biri.
Je me fiche de tout ca.
Ondan pek hoşlanmıyorum. Karakteri sinirlerime dokunuyor.
elle me rend nerveuse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]