Sen bir polissin tradutor Francês
282 parallel translation
Sen bir polissin.
Tu es flic.
- Sen bir polissin.
- T'es un flic.
Sen bir polissin ve nereye atandıysan oraya gideceksin'
T'es un flic et tu fais ce qu'on te dit.
Ama sen bir polissin.
Mais tu es policier.
Sen bir polissin, değil mi?
Tu es un policier, n'est-ce pas?
Sen bir polissin, görevlerini yerine getirmelisin.
T'es un flic, qui t'a demandé d'être son ami?
Çünkü sen bir polissin. Polislerin uyması gereken kurallar var.
Tu es un flic et il y a des règles pour les flics.
Sen bir polissin!
T'es un flic!
- Sen bir polissin.
Vous êtes un flic. Tout comme vous.
- Sen bir polissin Chappie. - Hadi ya.
T'es un flic, Chappie!
Sen bir polissin!
T'es un flic, merde!
- Sen bir polissin.
- Tu es flic.
Sen bir polissin değil mi?
Vous êtes vraiment un flic?
Sen bir polissin.
T'es un flic.
Utanç verici. Sen bir polissin. Umursamıyor musun?
C'est si cruel ; votre police ne s'en occupe pas?
Sen bir polissin.
Tu es un vrai Baretta.
Sen bir polissin.
Vous êtes un flic.
- Neden bunu... Sen bir polissin! - Ben bir polisim!
Je suis un flic!
Silahı var. Sen bir polissin.
II est armé et vous êtes flics!
Hey, sen bir polissin!
Vous êtes flic!
Sen bir polissin. Beni tutuklamalısın!
T'es flic, T'es obligée de m'arrêter!
Sen bir polissin.
Tu es policier.
Sen bir polissin.
T'es flic.
Harry, sen bir polissin.
Tu es un flic.
Sen bir polissin.
Tu es un flic.
Nasıl bir polissin sen. Tehlikeli bir suçluyu bu şekilde mi kilitliyorsun.
Pas même capable d'enfermer un prisonnier.
Sen nasıl bir polissin? - Amerikalı.
Vous êtes flic, ou quoi?
Bunu sen kendin söyledin Bir polissin ve dürüst birisin. Ve sen dürüst adamları yüzüstü bırakıyorsun.
Tu es un flic intègre qui n'abandonnera pas d'honnêtes gens.
Sen gerçek bir polissin sanırım.
Vous êtes un vrai flic, vous!
Sen iyi bir polissin Jim. En iyilerden birisin.
Vous êtes un flic hors pair, Jim.
Sen hala bir polissin bundan dolayı gizli çalışıyordun.
Tu es un Ranger, c'était une mission secrète.
Sen onurlu bir polissin ve hayatını da onurlu polis olmak için harcadın ama sonunda bunu elde ettin!
Tu es un flic honnête, tu as passé ta vie à être un flic honnête, voilà ce que tu as, et tu n'auras rien d'autre!
Sen eski bir polissin.
Vous êtes un vieux policier.
Çünkü sen bir acemi polissin ve bu senin ilk işin... Sadece beni izle.
Ralph, puisque t'es un novice... et que c'est ta première perquisition... suis-moi.
Sen çok iyi bir polissin Harry.
Vous êtes un bon policier.
Frank, sen iyi bir polissin.
- Franck, t'es un bon flic.
- Sen nasıl bir polissin?
Quel genre de flic tu es?
- Sen çok yetenekli bir polissin.
Jusque là, tu m'as servi à rien. Tu m'as vachement impressionné aussi.
- Sen gerçekten zeki bir polissin, Jack.
Tes un flic qui pige. Chapeau!
Sen büyük potansiyeli olan iyi bir polissin fakat her şeyi bilmiyorsun.
T'es un bon flic, plein d'avenir, mais il y a des choses que tu piges pas.
Sen de bir polissin!
Tu es un flic!
- Çünkü sen iyi bir polissin.
Vous êtes un bon flic.
Sen iyi bir polissin Giuseppe.
Tu es un bon flic, Giuseppe.
Sen alışılmadık bir polissin.
Tu es un flic hors norme.
Doğru ya, sen birinci sınıf bir polissin, ama aşırı heyecanlısın.
Vous êtes un bon flic, mais vous êtes trop impulsif.
Sen kötü bir polissin.
T'es un flic pourri.
Sen iyi bir polissin.
T'es un bon flic.
- Sen ne çeşit bir polissin?
- Quel genre de policier êtes-vous?
Nasıl bir polissin sen?
Bizarre?
Senin bir sürü güzel bahanen olabilir, sen polissin.
De toute façon, t'as plein de bonnes excuses, t'es flic.
patlarsa, hepimiz ölürüz patlamazsa, kimseye bir şey olmaz sen polissin, cesur olsana!
Je veux pas endosser la responsabilité. Vous êtes flic, un peu de cran.
sen bir tanesin 30
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bir erkeksin 31
sen bir harikasın 29
sen bir aptalsın 74
sen bir kadınsın 24
sen bir kızsın 17
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bir erkeksin 31
sen bir harikasın 29
sen bir aptalsın 74
sen bir kadınsın 24
sen bir kızsın 17