English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yirmi iki

Yirmi iki tradutor Francês

349 parallel translation
Yirmi iki, 23, 25!
Quelle différence... 22, 23 ou 25!
Yirmi iki bin.
6700 mètres.
- Yirmi iki.
- Vingt-deux ans.
- Hayır, yirmi iki yaşındayım.
C'est pas vrai, j'en ai 22!
Gerçekten yirmi iki yaşında mısın?
C'est vrai? Vous avez 22 ans?
Yirmi iki rupee.
Trente-deux roupies.
- Yirmi bir. - Yirmi iki. Herkes burada efendim.
Nous sommes 22 sir.
Ben bu Ekim'de yedi bin üç yüz yirmi iki olacağım.
J'aurai sept mille... trois cent vingt-deux ans... en octobre prochain.
Yirmi iki yaşında seni kimse değiştiremedi yalnızca ben değiştirebildim.
Vingt-deux ans ne t'ont pas changée.
Hangi rahip inanır buna? Yirmi iki yaşını geçmış olan her kadın senin yanında can çekişir.
Une femme, que vingt ans Passés près de toi ont tuée...
Çünkü yirmi iki yıl sana sana hizmet ettim.
J'ai fait le gendarme à la fabrique, Aux magasins...
Yirmi veya yirmi iki yaşında olmasından sana ne? - Sana ne?
Que t'importe qu'elle ait 20 ans?
Bu kadar. Ne zannettin? Yirmi iki yıl sonra, öylece kalkıp gideceğimi mi?
Tu pensais que je m'en irais Nue comme un ver!
Yemin ederim. Ama ben bir yemin ettim diye yirmi iki yıldır dileniyorum. Sen bilemezsin.
J'ai juré il y a 20 ans Et j'en suis là...
Ah, bilmez miyim belki de sır onun içinde. ... yirmi iki, yirmi üç, yirmi dört, yirmi beş.
Je sais que ce secret ouvre toutes les portes vingt-deux, vingt-trois, vingt-quatre, vingt-cinq.
- 22. Yirmi iki mi?
Vingt-deux ans?
Yirmi iki.
Vingt-deux ans.
Yirmi beş, yirmi dört... yirmi üç, yirmi iki...
Vingt-cinq, vingt-quatre, vingt-trois, vingt-deux...
On altı artı altı... Yirmi iki.
Seize et six font vingt-deux.
Yirmi iki.
22.
Yirmi iki adet saf altın külçesi.
22 lingots d'or. - Excusez-moi.
Yirmi iki kapalı.
22 éteint.
Yirmi iki uzay korsanlığı,
22 accusations de piraterie.
Yirmi iki sayıyorum ama bunu milli marşla da içmiş olabilirim.
J'en ai 22. Mais celle-ci, c'était peut-être avant.
Yirmi iki ve yirmi üç On sekize inin.
22 et 23 en position 18.
Yerkürenin çevresinde yirmi iki tam yörünge turu yaptı.
Avec 22 orbites complètes autour du globe.
Mumu alır ve yirmi iki adet kitabı kontrol etmek için masaya doğru hareket eder, bunlar sadece gramer egzersizleri değil aynı zamanda uzun kompozisyonlar içeriyordu.
Il prend la bougie et l'apporte à son bureau. Il doit corriger 22 cahiers qui comportent non seulement des exercices de grammaire mais aussi d'interminables dissertations. Voyez-vous où je veux en venir?
Yirmi iki.
Trente-deux.
Seyahat süremizin yüz yirmi iki dakika kırk yedi saniye olduğunu göz önünde bulundurursak ve bir de rüzgarın saatte on dört nokta yedi mil şiddetinde estiğini diğer etkenleri ele alıp, sabit verileri bileşkelerine ayırırsak, ki bu iki derece çarpı iki kilometre demek yani iki artı iki eşittir...
Vu que le voyage a duré 122 minutes et 47 secondes, avec un vent de face de 14,7 noeuds, compte tenu des variables, ça fait 2 degrés pour 2 kilomètres. - Ça fait deux plus deux. Ce qui fait...
Bay White'ın iki gazete, yirmi gazete hatta yüz gazetesi olması umurumda değil.
Peu m'importe que M. White possède deux, vingt ou cent journaux.
Dört adam, iki çocuk. Yirmi sekiz yaralı.
- Quatre hommes, 2 enfants, 28 blessés.
İki subay, beş astsubay ve yirmi asker.
2 officiers, 5 sous-officiers, 20 hommes.
İki kişiye karşı onbeş yirmi adam, bir ordu.
15 ou 20 hommes poussés à bout, contre deux.
Gelin Sabah Duası'nı yeniden yazalım. Nerede iki veya üç veya yirmi veya otuz veya iki yüz veya üç yüz kişi fısıldayarak yorum yapmak için toplanırsa karşısındakini bir şey halinde yargılamak için... Bir ne?
"Quand deux brebis, ou trois brebis, ou trois cents brebis viennent chez Moi pour condamner, pour juger un homme de Dieu..."
İlk gün, otuz iki kilometre gidebildik. İkincisinde ise, yirmi dört.
Le premier jour, nous avons parcouru 30 kilomètres.
Yirmi iki yaşındayım.
J'ai 22 ans.
Bir, iki üç, dört beş, altı yedi, sekiz dokuz, on on bir, on iki on üç, on dört, on beş on altı, on yedi, on sekiz on dokuz ve yirmi.
Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept, huit, neuf, dix, onze, douze, treize, quatorze, quinze, seize, dix-sept, dix-huit, dix-neuf, vingt.
Yirmi dört gül ve iki zambak.
Vingt-quatre roses et deux lis.
İki çift lafım var ona. Ben yirmi yıldır o domuzun müşterisiyim.
J'achète chez lui depuis vingt ans!
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi!
Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept, huit, neuf, dix, onze, douze, treize, quatorze, quinze, seize, dix-sept, dix-huit, dix-neuf, vingt!
- Yirmi iki.
Le 22.
On beş, yirmi, yirmi iki otuz iki, haydi...
Vingt-deux... trente-deux. Venez!
Sekiz, dokuz, on, on bir ve iki katı, bir on beşimiz var, toplam yirmi altı.
- Huit, neuf, dix, 11... et un mot double qui... Nous faisons 15, nous faisons 26, et un mot double...
OTUZ ALTI BİN DÖRT YÜZ YİRMİ İKİ KİŞİ ÖLDÜ...
TRENTE SIX MILLE QUATRE CENT VINGT-DEUX MORTS...
İyi ki bana bunu sordunuz, Lloyd çünkü elimde iki tane yirmi dolarlık var ve iki tane onluk cüzdanımda.
Bien content que vous me le demandiez... car j'ai justement deux billets de 20 dollars... et deux de 10 dans mon portefeuille.
Bira 1.25'ti. Bir buçuk bir yetmiş beş. iki. üç, dört, beş, on ve yirmi.
Ca fait un dollar et 25 cents. 1 dollar 75, deux, trois, quatre, cinq, dix et vingt.
İki sosisli bir de gazoz, yirmi dokuz yapar.
Deux hot-dogs, un Canada Dry, 29.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı yedi, sekiz, dokuz, on, on bir on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi -
Un, deux, trois, quatre, cinq, six... sept, huit, neuf, dix, onze... 17, 18, 19...
Yirmi iki nokta üç.
22,3.
Ve bire yirmi veriyordu. İki yüz dolar kazandım.
Les paris étaient à 20 contre 1 et j'ai gagné 200 $!
İki yaşında normal.Yirmi altı'nda değil.
À deux ans, c'est approprié. Pas à 26.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]