Ama bu sefer tradutor Português
1,750 parallel translation
Ama bu sefer emin değilim.
Mas desta vez, não tenho a certeza.
Söylemek zorundayım, Kitty.Ama bu sefer bende.
Tenho que dizer, Kitty, dessa vez também não acredito.
Pencereyi açardım ama bu sefer de üçüncü dünya sesleri içeri doluyor.
Eu abria a janela mas entrariam os sons do terceiro mundo.
Bir tane daha denedim ama bu sefer de nabız yok.
Tentei outro, mas não tem pulsação.
Ama bu sefer, çok daha yavaş.
Mas desta vez muito, muito, muito mais lento.
Ama bu sefer Chloe'yi milyarlarca hayatın üstünde tutuyorum.
Mas desta vez, estou a pôr o bem-estar da Chloe à frente das vidas de biliões de pessoas.
Ama bu sefer gerçek anlamda hallederiz. - Salak.
Pois, só que desta vez, vamos ficar bem.
Sana birçok kez son olduğunu söyledik biliyorum, ama bu sefer doğruyu bulduk.
Sei que dissemos várias vezes que sabíamos o que isto era, mas desta vez estamos certos.
Çok doğru görünmediğini biliyorum, ama bu sefer bana güvenmeni...
Sei que não parece bem, mas eu peço lhe que...
Birazdan o canasta * oyunu için geri döneceğim. ( * bir kağıt oyunu ) Ama bu sefer ben karacağım.
Ainda volto a tempo para o jogo da canastra, mas desta vez eu baralho as cartas.
- Ama bu sefer Robin Hood yanıldı.
Mas desta vez, o Robin Hood foi enganado.
Kes! Tamam, bir daha yapıyoruz ama bu sefer daha çok hissederek!
Ok, mais uma vez com mais...
Açıkçası zamanımı her önüne gelenle harcamam ama bu sefer yardımcı olabilirim galiba.
Normalmente não perco tempo com não iniciadas mas pode ser muito ilustrativo.
Ama bu sefer farklı olabilir.
Este pode ser diferente.
Normalde bu tarz şeyleri böyle geçiştiririm, ama bu sefer değil.
É normalmente essa a maneira como eu resolvo este tipo de coisas, mas não desta vez.
Doğru, ama bu sefer neden?
Verdade, mas porquê desta vez?
Evet, ama bu sefer ki hakkında çok kötü hislerim var.
Agora eu tenho um sentimento muito mau.
Göz kırpmıyor ama bu sefer de parmağını tıklatıyor. Yani bir delilik yapabilir.
Não está a pestanejar, mas a dar ao dedo, o que significa que pode ter a mão maior.
Keklerim genelde lezzetli olur, ama bu sefer kendimi aştım.
Os meus brownies já costumam ser deliciosos. Mas desta vez superei-me.
Genelde çocuklar için şarkı yazarım ama bu sefer senin için yazdım. Duymak ister misin?
Quer ouvi-la?
Ama bu sefer hazırlıklı olacağım.
Mas desta vez, estarei pronta para ti.
Biraz makyaj falan yaptı ama bu sefer kadını kendi tarafında tutuyor.
Foi uma boa transformação, mas ela estava com a mulher ao lado.
Yine penisimi kırdım. Ama bu sefer eğlenceliydi.
Magoei o meu pénis outra vez, mas desta vez foi divertido.
Ama bu sefer öyle bir şey... değildi...
Mas desta vez, não foi... nada disso.
Ama bu sefer orada olacağım.
Mas vou estar lá desta vez.
Noel zamanı fakirler için pişiririm ama bu sefer özellikle sizin için pişirdim.
Faço-os para os pobres durante o Natal, mas fiz uma fornada especial só para si.
Ama bu sefer, kendimi biraz dağılmış hissediyorum.
Mas neste caso, encontro-me um pouco confuso.
- Yine de kurtulmayı başardı. - Ama bu sefer işleri yoluna koyacak küçük gri uzaylılar yanımızda olmayacak.
Desta vez, não temos os pequenos ETs cinzentos para remediar as coisas.
Ama bu sefer daha kararlı.
25 anos depois da primeira vez. Mas desta vez...
Ama bu sefer kimse yok, yani...
Mas, desta vez, ninguém está aqui, por isso...
Ama bu sefer, sanırım yalnız kalmalısın.
Mas, desta vez, acho que deves ficar sozinho.
Ama bu sefer mekanizma işe yaramadı.
Mas, neste caso, não resultou.
Ama bu sefer kanıtı yok etmekte kullandılar.
Só que agora, está a dissolver provas.
Ama bu sefer, Bilgisayar benim beynimde olacak.
E desta vez, o Intersect vai para a minha cabeça.
Saat 17 : 00 civarında bir otobüs daha soyacak ama bu sefer kaçamayacak.
- Ele vai assaltar outro às17h. Mas desta vez, não se vai safar.
Tekrar söyler misin? Ama bu sefer çok yüksek sesle söyle.
Podes fazê-lo novamente, e podes fazê-lo mais alto?
Ama bu sefer doğruları söyleyeceksin. Söyledim size.
Só que desta vez vais dizer a verdade.
Başka imkânlar da doğar ama bu sefer olmaz.
Existirão outras oportunidades, mas esta não.
Biliyorum ve ablanın başına çorap örmeyi ne kadar sevdiğini de biliyorum ama bu sefer işe yaramayacak.
- Eu sei. E também sei que gostas de dar trabalho à tua irmã, mas desta vez, não vai resultar.
Daha fazla soluk yüzlü, ama bu sefer sadece ben kurtuldum.
Mais caras pálidas. Mas desta vez fui o único que escapou.
Ama ne yazık ki, Wisteria Lane sakinleri için bu kadar şeyi tamir eden bu adam, bu sefer onların kalbini kırmak üzereydi...
Mas infelizmente, o homem que tinha reparado tantas coisas aos moradores de Wisteria Lane estava agora prestes a dar-lhes um desgosto.
Ama bak, bu sefer farklı olacak. Tamam mı?
Mas, desta vez, vai ser diferente.
Bunu daha birçok defa söyledim ve her zaman yanıldım. Ama bu sefer farklı olacak. Bu sefer ilişkimin yürüyeceğini biliyorum.
E desse momento em diante, Madame Ruiva e Griffin Peterson viveram em paz e em felicidade.
Ama düşünüyorum da bu sefer ne değişmiş olabilir?
Mas faz-me pensar no que possa ter mudado desta vez.
Ama bu sefer dış dünyayla erişime geçmesine izin verme.
Mas ainda não dê acesso ao mundo lá fora.
Tamam, ama umarım bu sefer en azından kaparo almışsındır.
Espero que tu consigas transformar estes adiantamentos.
bunu tekrar soracağım, ama, bu sefer benim insan olduğumu farz et.
Vou voltar a perguntar isto, mas desta vez, vou fingir que pensa que sou humano.
Ama seviyeyi düşürüp Green Arrow ile görüşme yapmak istesem de bu sefer Bay Yeşil'in eski arkadaşı olduğum için olay halka duyuramadan kapanıyor.
Mas mesmo quando baixei o padrão e tentei sacar uma entrevista ao Arqueiro Verde, os amigos do Sr. Esmeralda eram reservados no que toca à publicidade.
Ama senden tek bir şey istiyorum, bu sefer bırak.
Mas quero que tu, por favor, esqueças isto, de uma vez.
Evet. Ama bu aralar spora gidiyorum. Bu yüzden, bu sefer ben çıplağım.
Sim, só que fiz exercício e, por isso, desta vez, estou sem camisa.
Saydığımdan değil ama bu haftaki, kendinizi öldürmek istediğiniz üçüncü sefer bu ve büyük ihtimalle, bundan sonra sizi vazgeçirmek için yanınızda bulunamayacağım.
Não que esteja a contar, mas esta é a terceira vez em quase tantas semanas que está disposto a morrer, e há... Há uma hipótese muito boa, nesta altura, de não estar por perto para o fazer desistir novamente.
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu mümkün değil 32
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu mümkün değil 32