English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Aynı adam

Aynı adam tradutor Português

1,990 parallel translation
Merak ettiğim ben aynı adam mıyım?
Estou a pensar é que, será que sou o mesmo tipo?
Galla ve Fargood'un.. .. aynı adam olduğunu ispat etseniz bile, 12 insanı öldürdüğüne dair en ufak bir kanıt.. .. göremiyorum ben.
E mesmo que proves que Gallo e Fargood são a mesma pessoa, não vejo uma única pista que prove que ele matou aquelas doze pessoas.
30 saniye sonra, aynı adam, aynı kamyonet "U" dönüşü yaparak neredeyse bana tekrar vuruyordu.
Trinta segundos depois, o mesmo homem, a mesma carrinha, faz inversão de marcha e quase me atropela novamente.
Ya Charlie de aynı adamı gördüyse?
- E se a Charlie também viu esse tipo?
Peki ya Charlie de aynı adamı gördüyse?
E se a Charlie também viu o mesmo homem?
Rüyamdaki adama odaklandım ve gizemli kişinin ve Clark'ın aynı adam olduğunu öğrendim.
Concentrei-me no homem dos meus sonhos e agora descobri que o meu visitante misterioso e o Clark são a mesma pessoa.
Bak, aslında özümüzde ikimiz de aynı adamız.
Nós somos, basicamente, a mesma pessoa.
Terör takip listesinde bir tane Shakir Nidal Mattar var. - Aynı adam olabilir.
Há um Shakir Nidal Mattar na lista de nomes de terroristas.
- Aynı adam, dostum.
- É o mesmo tipo, meu.
Bir kaç cihazla birebir örtüşüyor. Hepsi aynı adam tarafından yapılmış.
Corresponde a vários engenhos construídos por um homem.
Aynı adam olabileceğini mi düşünüyorsunuz?
Pensam que pode ser o mesmo homem?
Aynı adam mıydı?
Era o mesmo tipo?
Günün yarısında artık aynı adam gibi bile hissetmiyorum.
Metade das vezes, nem me sinto o mesmo gajo.
12 yıl önce mağaza vitrinine ilan veren aynı adamım.
Eu não mudei, sou o mesmo homem que ela conheceu há 12 anos.
Aynı seni cezalandırdıkları gibi. Sonuçta bu adamın evine girip aileni yataklarında öldürmesini nasıl açıklarsın?
No fim de contas, como pôde Deus não fazer nada enquanto aquele homem invadiu a tua casa e esquartejou a tua família na cama?
Dur bakalım anlamış mıyım, seni kaçıran adam kısa ve şişman aynı zamanda uzun muydu?
Está a dizer que o tipo que o fez refém era baixo e gordo mas também... alto.
Adam aynı zamanda Intimate Media Inc. denen bir "üretim" şirketinin mali işler müdürü.
É também o tesoureiro de uma "produtora" Íntima chamado Media Inc.
Bazı fotoğraflardaki adam aynı kişi ama çıkaramıyorum. Acaba kim?
Nalgumas destas fotografias aparece o mesmo tipo, mas não dá para perceber quem é.
Bayıldığın zaman, bu adamın gördüğünü iddia ettiğiyle aynı şeyi görüp görmediğini söylemeni istiyorum.
Preciso que me diga se viu a mesma coisa na sua projecção do futuro que este homem diz ter visto na dele.
Yoksa ikisini aynı kişi yapıp hayallerindeki adamı yaratmak istemen mi?
Que o seu visitante misterioso e o Clark são o mesmo homem, ou que está a tentar fazê-los a mesma pessoa para criar o seu homem de sonho?
Dostum, aynı altı ay önceki adamım ben.
Sou o mesmo homem de 6 meses atrás.
Çaldığınız elmasları kullanarak, bu yıldız oyuncuların elmas hırsızlarının üzerine gitmeyi düşünüyorum sonra da adamımız Tinvan sayesinde güçlü, dokunulmaz, teslimatçı Briggs'le buluşma ayarlayacağız sonra da bu pisliklerinin hepsini beraber aynı anda tutuklayacağız.
Entraremos graças a estes ladrões de jóias, E vamos usá-los para roubar os diamantes. Depois vamos usar o meu rapaz Tivnan, e arranjar um encontro com o omnipotente, intocável, Bill Briggs.
Ama dinle adam, ameliyat sırasında ölen hastayla aynı gün ölmüş 16 Ekim 1959.
Mas ouve isto, ele morreu no mesmo dia em que o paciente que estava a operar morreu : 16 de Outubro de 1959.
Şu bozulmuş, rengi değişmiş ve kokuşmuş Tai yemeklerine bakarsak kurt adamımız, vampirle aynı gün oldürülmüş.
Tendo em conta da deterioração, a lividez e o cheiro da comida tailandesa aqui o lobisomem foi morto no mesmo dia que o nosso vampiro.
Adamın ve sağlığı yerinde yüzlerce insanın yediğinin aynını yemişler.
Comeram o que comeram. O que mais 100 pessoas saudáveis comeram.
Tamam, Patrick Roberts onun vampir eşini oynayan adam onun bütün çekimler boyunca aynı zamanda erkek arkadaşıydı.
O Patrick Roberts, o protagonista vampiro, foi namorado dela durante toda a filmagem.
Ne derdin var? Her Tekerlekli ve Bacak Adam bölümünde aynı şey oluyor.
Vou tirar uns dias de folga e vamos aperfeiçoar essa música.
Eğer videosundaki adam, benim öngörümdekiyle aynı kişiyse bu şu ana kadarki en iyi ipucu demektir. Tek ipucumuz.
Se o tipo do vídeo dela é um dos homens da minha visão, esta é a nossa melhor pista, até ao momento... a única que temos.
- Aynı adam.
- O mesmo amigo que...
Paul hakkında yalan söylüyor ve evsiz adamımızdan da iki adım ötede. Aynı zamanda çekici bir tarih profesörünün bir haydutu öldürdüğü gerçeğini de kabul edemiyorum.
Ela está a mentir em relação ao Paul, e mora a dois passos do nosso sem-abrigo, mas também custa-me a acreditar que uma atraente professora de história tenha contratado um criminoso.
Ama aynı zamanda içerde buna ihtiyacı olan bir adam var.
Mas também há um homem lá dentro esperando por ele.
Beni takip edin. Hey, Nick Swisher! Bu adam ve karısı aynı diş fırçasını kullanıyor!
Mas talvez eu devesse ter algum tempo para jogarmos à bola, só nós os dois, para ter certeza que o Sparky soubesse que era um bom rapaz.
Kahve dükkanındaki kız boğulmuş, Julie'ye de aynı şekilde saldırıldı. Belli ki adamın biri kafayı sıyırmış.
A rapariga da cafetaria foi estrangulada e a Julie foi atacada da mesma forma, há obviamente um louco à solta.
Dostum, tombul ile adam kelimelerini aynı cümlede kullanamazsın.
Meu, não podes dizer "bolinho de batata" - e "homem" na mesma frase.
Bu oldu! Özgür sevgi adamı, aynı anda 10 kadını halleden Quagmire'a ne oldu?
O que aconteceu ao Quagmire espirito-livre que comia dez miúdas de cada vez?
Bundy kendini terk eden kadına benzer kurbanlar seçmişti ve bu adamın da aynı şeyi yaptığına inanıyoruz.
O Bundy escolhia as vítimas com feições semelhantes... Às da mulher que o abandonou, e nós achamos que o nosso suspeito está a fazer a mesma coisa.
Teğmen Aldo, eğer elinizden sağ kurtulan her gamalı haç damgalı adamı sorgulamadığımı düşünüyorsanız karşılıklı saygıda aynı seviyede olmadığımızı düşünürüm.
Tenente Aldo se acha que não interrogaria os sobreviventes marcados com sua suástica... Não estamos operando no nível de respeito que imaginei.
Beni yakalayan adam da aynı künyelerden takıyordu.
Os homens que me levaram tinham placas iguais a essas.
Hip-hop artık, bu adam yüzünden aynı olmayacak :
O hip-hop nunca mais será o mesmo graças a este homem :
Adam, çocukları öldüren tip... hayatını devem ettirebilmek için kurban ederek adak adamaya ve aynı zamanda kendi kanından gelen her neslin ilk çocuğunu öldürmek zorunda.
O homem que matou o Adam e as crianças tem que fazer sacrifícios para fazer oferendas e manter-se vivo. E tem que matar também o primeiro nascido de cada geração de seu sangue.
Sadece yakışıklı değil aynı zamanda dünya adamısınız.
Além de bonito, tem viajado pelo mundo
Adam kaçırmalarla aynı sırada.
Na altura dos raptos.
Adamın son üç senedir aynı anahtarlıkla fink atması oldukça tuhaf.
É estranho ele andar a passear com o porta-chaves durante os últimos três anos.
Kurt adam ama aynı zamanda insan.
Lobisomem, mas também humano.
Aynı senin gibi ; "Düşündüğün kadar komik bir adam değilsin." derdi.
E dizia "Não tens tanta graça quanto pensas", tal como você.
Yine aynı adam.
Aí está ele outra vez.
Aynı mağara adamı gibi Stan'in beyni de hiç gelişmemiş.
Como um primitivo o cérebro do Stan é subdesenvolvido.
Bu adam bir savaş kahramanı olmak üzere, aynı senin gibi.
Aqui diz que eles estavam aqui. E tu, onde estavas?
Baksana, bu kadar önemli adam aynı binada toplanır mı hep?
Diz, normalmente tens tantos pesos pesados no mesmo prédio?
Baksana, bu kadar önemli adam aynı binada toplanır mı hep?
Diz, normalmente tem todos estes pesos pesados no mesmo prédio?
Kwikee yataklarına yaptığı başarılı yatırımıyla tanınan, Adam Kidan. Aynı zamanda toplumun saygın bir üyesi.
Adam Kidan já possui uma empresa bem sucedida, os Colchões Kwikee, mas é também um membro respeitado da sua comunidade.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]