English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Belki birazcık

Belki birazcık tradutor Português

318 parallel translation
Kabul ediyorum, belki birazcık fevri bir hareket.
E talvez seja algo impulsivo.
Belki birazcık köşelerden.
Talvez um bocadinho nas pontas.
Belki birazcık.
Bem, talvez só um pouco.
Belki birazcık motivasyon iyi gelir.
Mas talvez tenhas que ter mais motivação.
Şey, belki birazcık.
Talvez tenha feito. Só um pouco.
Belki birazcık.
Bem, talvez um pouco.
Belki birazcık düzeriz!
Só te vamos foder um pouco.
Belki birazcık daha büyük olsaydın anlardın.
Bem, talvez quando fores um pouco mais velha, possas compreender.
Belki... belki birazcık soft caz.
Digamos... Um pouco de jazz suave.
Pekâlâ, belki birazcık gerçeği gizledim.
Bem, talvez dissimule um bocadinho.
Şey, belki birazcık.
Bem... se calhar um bocadinho.
- Uçuyor musun? - Belki birazcık.
Estás pedrada?
Belki birazcık daha bekleyebilirler.
Talvez eles possam esperar mais um pouco?
Güzel. Çünkü Belki birazcık kendimize antrenman molası verebiliriz.
Óptimo, porque podíamos fazer o nosso próprio treino.
Belki birazcık.
Talvez só um pouco.
Belki birazcık ileri gitmiş olabilirim.
Talvez me tenha excedido um pouco.
Belki birazcık.
Talvez um pouco.
Hayır, Grace ve ben birer kadeh şarap içeceğiz, belki birazcık ta sohbet ederiz... yani siz beylerin paraları cebinizde kalacak.
Não, eu e a Grace vamos beber um vinho, dar um passeio... - Eu abro. - Hoje não vos fico com a massa.
- Belki birazcık basittim.
- Talvez eu fosse um bocado superficial.
Belki birazcık.
Talvez um bocadinho.
Bunları yapabilecek kadar zeki değiliz. Kimlere söylediğine baksana. Belki birazcık daha büyük olsaydık bunları isteyebilirdin.
Nos não somos espertos o suficiente para fazer isso, olha com quem esta falando
Belki birazcık.
- Talvez um pouco.
Belki birazcık tuhaf.
Talvez uma bebida.
Ama istediğim yani istediğim seslerin zengin ve belki birazcık dalgalı olması akortsuzmuş gibi.
Mas o que eu quero... Quer dizer, quero um som rico e quase flutuante... como que ligeiramente desafinado.
Belki birazcık.
Ok, talvez tenha um bocadinho.
Babam bana iyi davranırdı. Belki beni de birazcık severdi.
O papá era bom comigo, e talvez tenha me amado um pouco, também.
Belki Clara ve ben geri dönerken istasyonda oturup, dört saati boşuna harcamak yerine Paris'i birazcık görebiliriz.
"Talvez a Clara e eu possamos visitar Paris, no nosso regresso," "em vez de passar quatro horas sentadas na estação."
Birazcık utangaç belki.
Um pouco tímida talvez...
Birazcık zekanız olursa belki birgün yaşamınız kurtulur.
Esta informação pode salvar sua vida um dia.
- Belki. - Belki de birazcık...?
- E talvez haja uma pequena...
- Belki az birazcık olabilir.
- Talvez só um pouquinho.
Sanki kendi oğlumuzmuş gibi başarılarından gurur duyarak hiç aklına geliyor muyuz diye merak ederek ve belki de ufkunu birazcık bizim genişlettiğimizi varsayarak ufkunun nasıl genişlediğini hiç hatırlamasa bile izliyordum.
imaginando se alguma vez pensaria em nós, e esperando que talvez lhe tivéssemos alargado os horizontes, embora não se lembrasse como tinha acontecido.
Belki ilk başta, birazcık.
Talvez ao princípio, um pouco.
Her şeye rağmen, belki de Q'nun içinde birazcık insanlık kalıntısı vardır.
Talvez haja um bocado de humanidade no Q afinal.
Belki bunu birazcık düşünmeliyiz.
Talvez devamos pensar um pouco no assunto.
Belki onun uydurduğu bir peri masalı ancak bu masal, geçmiş birazcık farklı olsaydı... her birimiz nasıl değişik biri olup çıkardık diye beni düşündürmeye başlattı.
Talvez seja um conto de fadas que ele inventou, mas pôs-me a pensar no que cada um de nós se podia ter tornado se a história tivesse sido só um pouco diferente.
Belki de birazcık estetik ihtyiçları için... gönüllü olabilirsiniz.
Talvez esteja com vontade de acomodar a... sua necessária estética.
Oh, evet! Belki, Reggie'nin, annen hakkında, birazcık konuşma zamanıdır.
É altura de o Reggie falar da tua mãe.
Belki de birazcık mayoneze ihtiyacı vardır.
Talvez precise de maionese para ajudar.
Ve belki de... birazcık fazlasını.
E se calhar... uma fatia a mais.
Belki şimdi anlamışındır neden birisi beni golf maçımdan çağırdığında birazcık sinirlendiğimi.
Por isso, talvez consiga compreender que fique irritado quando alguém consegue afastar-me do meu golfe.
Ama belki de bunu birazcık uygun hale getirebiliriz.
Mas poderíamos encurtar um pouquinho...
Belki de buna alışmamız için birazcık zamana ihtiyacımız vardır.
Talvez precisemos de tempo para nos habituarmos a isto.
Birazcık güçlensen, belki de daha çok aksiyon yaşayacaksın.
Se te tonificasses um pouco, eras capaz de ter mais acção.
Belki farkına varmışsındır, sen etrafta dolaşırken, mürettebat birazcık... gergin oluyor.
Você pode ter notado... que alguns tripulantes parecem um pouco... apreensivos quando você está por perto.
Belki de gölgeli bir morarma. Ve kafanın birazcık orantısız olduğunu düşünmüyor musun?
Talvez um tom mais de azul e sua cabeça está um pouco desproporcional, não acha?
Seven, senin tehdit dediğin şeye ben fırsat derim... bu tür hakkında bir şeyler öğrenmek için- - ve bu durumda belki de, birazcık merhamet gösterebiliriz.
Sete, o que você chama de ameaça, eu chamo de oportunidade... para ganhar conhecimento sobre esta espécie... e neste caso, talvez até mesmo mostrar alguma compaixão.
Durum öyle kötüleşiyordu ki birazcık ot içen veya birazcık yudumlayan horoz gibi bağıran belki de belediye başkanının oğluna meydan okuyan görgüsüz insanlar vardı Tanrıya karşı.
Ficou tão mal que um amigo meu que... voçês sabem, fumava drogas... ou bebia, até estoirar... talvez devesse chamar o filho do Majors para um combate entre senhores... estava, contra Deus.
Belki de birazcık fazla.
Quem sabe em demasia.
Belki, birazcık evimi özlüyorum.
Talvez com saudades de casa.
Şey belki sadece birazcık.
Bom, talvez só um bocadinho.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]