English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Bir işe yaramaz

Bir işe yaramaz tradutor Português

1,530 parallel translation
Bu bir işe yaramaz.
Isto é escusado.
O bir işe yaramaz bir yazar.8 cm'lik bir vida ile 1.50 cm'lik civatanın, farkını bile söyleyemez...
Ele é incompetente. O homem não sabe a diferença entre um parafuso prisioneiro de 19 mm e um parafuso para madeira de 1 cm.
- "Ben yapmadım" bir işe yaramaz.
- "Não o fiz" não conta grande coisa.
Bu da bir işe yaramaz.
O que não dá muito jeito.
Bu bir işe yaramaz.
Não faz sentido.
Bir işe yaramaz.
- Não serve de nada.
O zaman bu hiç bir işe yaramaz.
Então, isto é inútil.
Ateş bükücülerle savaşırken neşe bir işe yaramaz.
Diversão? Não podemos lutar com os Firebenders com diversão.
Bu adam bir işe yaramaz.
Este tipo é inútil.
- Bir işe yaramaz, değil mi?
- Não serve para nada, certo?
Onun boğazına sarılmak bir işe yaramaz.
Lutar com que ele não vale de nada.
Kayıt, bana kayıt lazım, tanıklığın bir işe yaramaz.
Não, preciso de cassetes. O teu depoimento não serve para nada.
Bunların hiçbiri bir işe yaramaz.
Tudo isto é lixo.
Bir işe yaramaz
- Isso não te faz nada bem?
Jacks insanları ayarlamak konusunda bir işe yaramaz.
Sabe, Jacks é inútil em ajeitar casais...
Şansımıza, yazıt parçası olmadan harita bir işe yaramaz.
Felizmente para nós o mapa é inútil sem o bocado da legenda para o decifrar.
İşe yaramaz. Sanki kocaman, devasa bir tuzluk gibi.
É só um grande pimenteiro.
Başka bir doktor hakkında ağzımdan kötü bir kelime çıkmaz. Özellikle de işe yaramaz bir sarhoş demem.
Não quero falar mal de outro médico, principalmente se for um bêbedo inútil.
Yeni bir tedavi bulunduğunu mu? İşe yaramaz.
Que há um tratamento experimental que não vai funcionar?
- "İşe yaramaz" ın bir üst mertebesi nedir?
- Sabes o que é pior do que inútil?
Adını "Tecavüz Bar" bile koyabilirdik. Hayır. Sorun şu ki güzel bir kız buna benzer bir yere girince ona asılan daima mekandaki en işe yaramaz herif olur.
Sempre que uma rapariga gira entra num sítio como este é sempre o maior idiota que mete conversa com ela.
İşe yaramaz bir izdi.
Sinto muito, Superman.
Çünkü bir krallığa bile sahip olsa o hala işe yaramazın teki.
Porque um perdedor com um reinado continua sendo um perdedor.
Sen işe yaramaz beş para etmez bir budalasın.
Trabalhou tanto nisso pra nada! Olhe para esse lugar.
Bu şeyin çoğu bir işe yaramaz adamım.
A maioria destas cenas são lixo, meu.
Bu umurunda mı? İşe yaramaz bir şişko olma fikrini beni ne kadar utandırdığını göremeyecek kadar kafana taktın mı yani?
É você assim embrulhou para cima com ser um pedaço inútil de pudgethat você pode nem mesmo vê como envergonhado você está me fazendo?
Beş parasız, işe yaramaz bir şehirde ölümsüz bir mefta fenomeni gibi zıt bir şey yoktur.
Nada como um pequeno fenómeno de vida e morte... onde a vida começa e termina sem que ninguém saiba onde e em que merda de lugar.
Sen işe yaramaz bir orospusun!
És uma puta!
Galiba ben evliliğin kutsallığına inanıyorum. Ayrıca, eminim bir o kadar insan da ona neden işe yaramaz kocasını ve kanepede yaşayan kayınbiraderini hâla evden atmadığını soruyordur.
E aposto que lhe perguntam a ela porque é que ainda não pôs na rua o seu marido inútil mais o irmão que vive no sofá.
Oh, öyle olduğuna eminim adamım uh, yüzüm beni öldürüyor,... belki işe yaramaz yılbaşı aile partisinde bir araya gelibiliriz, olur mu?
Não, claro que é, pá, mas a minha cara está a dar cabo de mim, por isso podemos juntar-nos na festa de Natal da família disfuncional, não?
Tric'te çalan Haley Scott adındaki hoş kızdan mı? Yoksa kasabayı terk eden ve bir daha hiç aramayan "işe yaramaz eş" Haley James'ten mi? Çünkü evet, bu sonuncusuyla bir derdim var.
A Haley Scott, a boa rapariga que tocou no Tric, ou a Haley James, a esposa reles... que se foi embora e nunca ligou, porque com essa tenho problemas.
Bana tatlım de ve işe yaramaz bir doktor olduğumu söyle.
Sou uma patética desculpa para médico.
Bu şekilde yaşamak, bir ayağın çetelerde diğer ayağın kurtulmaya çalışıyor, asla işe yaramaz.
Mas também sabes que viveres como vives, com um pé dentro do gang e outro a tentar sair de lá, nunca vai resultar.
Çünkü muhtemelen işe yaramaz ve süreç içinde jeneratörlerimizin aşırı yüklenmesi gibi güçlü bir ihtimal var.
Porque provavelmente não funcionará. E há a probabilidade de sobrecarga de nossos geradores naquadah.
Erkekliğin büzülecek ve işe yaramaz bir deri kabuğu haline gelecek.
A tua masculinidade irá murchar e tornar-se-à numa casca imprestável.
Hiç işe yaramaz. İsacılar hakkında öğrendiğim bir şey mizah anlayışı sıfır.
Se há coisa que aprendi sobre os fanáticos de Cristo é que não têm sentido de humor.
"Sanki birisi hurda bir kamyon almış, 3 m.'lik bir çukur kazmış ve işe yaramaz ne varsa içine doldurmuş gibi görünüyordu."
"Parecia que alguém tinha pegado num camião do ferro velho," "cavado uma vala de 3 metros e lançado o lixo para dentro dela."
Eski, işe yaramaz bir anahtar da olsa, herşeyi geride bırakacak
Velhas, enferrujadas... É a chave para tudo o que deixamos para trás.
Ve sen de işe yaramaz bir terapistsin.
E tu és uma péssima terapeuta.
"İşe yaramaz bir yabancıdan Mayan prensesine."
"Para uma Princesa Maia, de um gringo sem valor."
İşe yaramaz. Ama bir bakacak olursan çok daha iyi doğal hava akış düzeni olduğunu...
Este é mais barato, mas se vires isto vês que tem mais fluxo natural.
Eğer bir insanın hareketleri inancını göstermiyorsa bu işe yaramaz.
Que interessa um homem ter fidelidade, se as suas acções não mostram.
Sanırım bir aile toplantısı... işe yaramaz bir sirk.
Acho que vão ter um... evento familiar... -... uma espécie de circo...
Nasıl bir şey! Canın cehenneme. Seni işe yaramaz serseri!
Diga como é, seu babaca.
Ve sonra da bir kaç işe yaramaz tüy yumağımız A noktasından B noktasına geçebilmek için.
Depois temos uns movimentos inúteis que nos levam do ponto A para o ponto B.
# Ne işe yaramaz bir pisliğim.
Sou um monte de merda inútil.
İşe yaramaz bir adamla birlikte yaşamak korkunç olmalı.
Viver com esse gajo tão patético deve ser horrível.
İşe yaramaz bir adam.
É um bastardo.
Tully gibi işe yaramaz bir adam için bile?
Mesmo sendo o desprezível do Tully?
Zavallı hayatının geri kalanını işe yaramaz bir kaçık olarak devam ettirmek mi istiyorsun?
Queres ser uma aberração patética para o resto da tua miserável vida?
Johnny, yasalarla ve kurallarla yaşamamızın sebebi... büyük hayalleri olan ve kendilerini parlak bir gelecek bekleyen... bütün küçük çocuklara yol göstermek... ve onları, senin gibi işe yaramaz... serserilerden korumaktır.
Johnny, a razão de termos de obedecer a tantas leis... é para guiar garotinhos com grandes sonhos... e a chance de um belo futuro... ajudando a protegê-los... de vagabundos como você.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]