Bu daha önemli tradutor Português
844 parallel translation
- Bu daha önemli. - Parayı aldı mı?
Não... não... fora... isso não é importante!
Bu daha önemli.
Isto é mais importante.
Pete, biliyorum, işin var, fakat bu daha önemli.
Pete, eu sei que tens trabalho para fazer, mas isto é mais importante.
Bu daha önemli.
É mais importante.
Sen de Papa'ya karşı çıkarak günah işledin. Bu daha önemli.
E você pecou contra o Papa, o que é um assunto muito mais importante.
Eh, bu daha önemli.
Isto é mais importante.
Seni seviyorum ve bu daha önemli.
Amo-te e isso é mais importante.
Hayır başka şeyler de var ama şu an bu daha önemli.
Na realidade são várias, mas há uma que me inquieta mais que as outras.
Ve 20 yıldan sonra bu daha önemli değil mi?
E depois de 20 yahrens, não é isso mais importante?
Hayır, bu daha önemli.
Não. Isto é mais importante.
Ripe programına erişmek. Bu daha önemli.
O acesso ao programa RIPE é mais importante.
- Madem bu daha önemli ise...
- Vai ter um filho.
Sen istediğin kadar alay edebilirsin. Ama Pindar benim için her şeyden daha önemli. Bu benim için savaştan, hatta hayatımdan da önemli.
Brinca á vontade, mas, para mim, conta mais do que a própria vida, do que a guerra, do que a minha vida!
Bu durum, öğle yemeğimizin en önemli cazibelerinden birini götürse de sonuç itibariyle size toplantımızın amacı ve neden sizleri bugün burada topladığımızı anlatmak için daha fazla zamanımız var.
Ainda que isto afaste uma das nossas atracções do almoço... teremos mais tempo para vos dizer... internamente o que esta partido representa... e porque vos pedimos para estar aqui hoje.
Teşekkür ederim Martha ama bu durum doğum günümden çok daha önemli.
Obrigado, Martha... mas há algo bem mais importante do que o meu aniversário.
Bu, aşktan, mutluluktan daha mı önemli sizin için?
E isso significa para si mais do que o amor e felicidade?
Bu şeyi giymekten kesinlikle hoşlanmıyorum ama gururum daha önemli.
Não aprecio nada usar isto mas o orgulho acima de tudo.
Eğer bunu abartır, ya da beceremezseniz, cahilleri güldürebilirsiniz ama bu işten anlayanların canını sıkarsınız. Oysa bir tek bilgili dost, bilgisiz bir kalabalıktan daha önemli olmalı sizin için.
O exagero pode fazer rir o ignorante, mas aflige os sensatos e a opinião destes devia pesar mais do que um teatro cheio.
Benim yaptığım gibi, topraklarımızın refahıyla ilgileneceğini ummuştum. Ancak o daha balayımızda fotoğrafçılıkla ilgilenmeye başladı. Ve o günden bu yana hayattaki en önemli meşgalesi bu oldu.
Esperava que se interessasse pelo bem-estar dos nossos rendeiros, mas interessou-se por fotografia durante a nossa lua-de-mel.
Bu hayal aşkımızdan daha mı önemli?
Este teu sonho valerá mais que o nosso amor?
Zaman sandığınızdan da önemli. Ama bu gece yuvayı bombalamak sorunu daha da büyütür.
O tempo é importante, mais do que imagina... mas bombardear o ninho hoje só agravaria o problema.
- Bence bu çok daha önemli bir mesele.
- Não, receio que seja mais do que isso.
Bu paradan daha önemli.
Isto é mais importante do que o dinheiro.
Bu dünyada paradan daha önemli bir şey varsa, o da topraktır!
Neste mundo, há uma coisa mais importante do que o dinheiro, a terra!
Bu parayı almak, benim için, dünyadaki her şeyden daha önemli, onu kaybedeceğime her şeyi yaparım.
Isto é muito importante para mim. Faço tudo para não perder a hipótese.
Daha sonra, başkaları geldi, birşey var. Bu işin katı kuralları vardır, kuralların ne olduğu önemli değildir.
Mais tarde, nada voltou a ser tão óbvio, à excepção de uma coisa, de que tnos devemos manter fiéis às regras apenas importam as regras.
Bu duruşmalar bizim için çok önemli, ama mümkün olduğu kadar hızlandırmak daha gerçekçi olur.
Creio que seria mais prático acelerá-los tanto quanto possível.
Bu iş birkaç Nazi kamyonunu havaya uçurmaktan çok daha önemli!
É mais importante rebentando com camiões Nazis.
Bu tür terfiler evli erkekler için daha önemli, değil mi?
Estes assuntos de promoção são muito mais importantes para um homem casado, não são?
Iıı... bu proje herhangi bir devlete bağlılıktan çok daha önemli.
Esse projecto é mais importante que noções de lealdade a um país.
Bu konu, Ana Yönerge'den biraz daha önemli.
Parece-me mais importante do que a Primeira Directriz.
Bu arada, Hogue, bence bu hepsinden daha da önemli.
A propósito, Hogue, acredito que isto é o mais importante de tudo.
Daha önce kimse benim için bu kadar önemli olmamıştı. Senden önce.
Antes, ninguém significou nada para mim ; antes de ti.
Bu insanların düşüncelerine göre, buradaki müzik ve onların rahatlığı paradan çok daha önemli.
Mas estas pessoas têm na cabeça... que o vosso bem-estar e a música valem muito mais... do que um dólar!
Şimdi, Harold,... sana bu buluşmanın ne kadar önemli olduğunu daha nasıl anlatırım, bilemiyorum.
Agora, Harold, Eu não posso fazer nada para te convencer da importância deste encontro.
İngilizler Kuzey Malaya'nın en kötü ihtimalle üç ay daha dayanabileceğini düşünüyordu. Bu süre zarfında da bölgeye önemli bir takviye yapılabilirdi.
Os estrategistas britânicos acharam que no pior dos casos, a Malásia aguentava três meses, tempo de sobra para permitir o envio de reforços para Singapura.
Bu, diğerlerinden daha önemli!
Eu também tenho e muito mais importante que os seus. Oh!
Önemli bu. Bir bardak kahve daha, Peder bey?
Outra chávena de café, Pastor?
Bu akşam devlet başkanından çok daha önemli... bir kişi olacak o.
Como se fosse o presidente. Esta noite ela será mais importante... que o presidente.
Bu, her şeyden daha önemli.
Acho que isso é o mais importante de tudo.
Bu önemli akşamı sona erdirmek istemezdim ama bu lezzetli yemekler ile kendimizi tıka basa doyururken 3 saniye daha, bekliyorum...
Não pretendo terminar uma noite tão agradável mas temos estado a saciar-nos com esta comida deliciosa há perto de três milicentons, à espera...
Thales'in bu konudaki yargılarından ziyade yaklaşımı daha önemli.
Qual das conclusões de Tales estava certa ou errada, não é tão importante como o seu método de aproximação.
Tek bildigim, bu Meksika mantarı olağanüstü bir madde. Sezgilerim, burada çok önemli bir şey yakaladığımı söylüyor. Bir 200 miligram daha beni öldürmez.
Só sei que esta substância mexicana é extraordinária... e a minha intuição diz-me que descobri qualquer coisa... e mais 200 miligramas não vão matar ninguém.
Önemli sebeplerden biri, ne başına çocuk peydahlanırdı ne de hastalık kapardı. Bu belki de daha önemliydi.
Uma importante é que ele não a ia engravidar ou apanhar alguma doença.
Bu, aranızda mevcut olabilecek tüm aile sorunlarından çok daha önemli.
Isto é muito mais importante do que qualquer pequeno problema que tenham.
O halde içinde bulunduğumuz anı düşünelim, çünkü daha önce hiçbir yazı tek bir mekanda geçirmemiştim. Bu benim için çok önemli, özellikle senin gibi...
Pensemos só no presente, porque nunca estive um Verão inteiro só num sítio e isto significa muito para mim, especialmente estar aqui com...
Bu benim bildiklerimden daha mı önemli?
É mais sério do que penso?
Ben birçok dehşetengiz savaşın muharibiyim... ama hiç bir savaş bundan daha önemli değil... ve bu son savaşı kazanmak niyetindeyim.
Eu sou um veterano de muitas batalhas terríveis. Mas nenhuma é mais importante que esta, e eu pretendo vencer esta última batalha.
Ve bu da önemli bir şey. Hatta benim için Nobel Ödülü almaktan bile daha değerli.
Também é importante, mais do que ser fã de um Nobel.
Henüz değil, daha birşey yok. Ama bu gece önemli birşeyler olabileceğini duydum. Ve ben bilmen gerekir diye düşündüm.
Ainda não, ainda falta muita coisa, mas ouvi uma coisa esta noite que acho que é importante, e achei que devia saber.
Bu çocukluğundaki kazadan daha önemli olmalı. Daha da önemlisi bu şekilde görülmeli.
Ele tem de ser superior ao acidente da infância dele e, mais importante ainda, tem de ser visto como sendo superior.
bu daha iyi 394
bu daha kötü 16
bu daha çok 18
bu daha başlangıç 56
bu daha da kötü 16
bu daha ne kadar sürecek 18
daha önemlisi 29
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
bu daha kötü 16
bu daha çok 18
bu daha başlangıç 56
bu daha da kötü 16
bu daha ne kadar sürecek 18
daha önemlisi 29
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199