English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ D ] / Dinlemiyordum

Dinlemiyordum tradutor Português

183 parallel translation
Dinlemiyordum.
Não estava a ouvir.
Affedersin, seni dinlemiyordum.
Eu... peço desculpa. Não estava a ouvir.
Bilmem, pek dikkatli dinlemiyordum.
Não sei, não prestei muita atenção.
Dolly konuşmaya devam etti, ama ben onu dinlemiyordum.
A Dolly continuava a falar, mas eu nem a estava a ouvir.
Kutumda dinlemiyordum ama dinledim.
Estava na minha caixa, mas escutei.
Dinlemiyordum.
Não estava à escuta.
Özür dilerim, dinlemiyordum.
Desculpa, não estava a ouvir.
Affedersin, dinlemiyordum bile.
Desculpa, nem sequer estava a ouvir.
- Dinlemiyordum.
- Eu não estava escutando.
- Ben dinlemiyordum.
- Eu, não.
Pardon, dinlemiyordum.
Desculpa, não estava a ouvir.
Bilmem. Dinlemiyordum.
- Não sei, não estava a ouvir.
Sanırım çok uzun zaman beni mutlu etmeye çalıştı. Bunu başaramadığında da, benimle konuşmayı denedi. Ama ben dinlemiyordum.
Acho que ela tentou durante tanto tempo me fazer feliz... e, quando não conseguiu, ela tentou me falar disso, mas eu não estava ouvindo.
Televizyonu dinlemiyordum anne. Sadece izliyordum.
Não estava a ouvir televisão, só a ver...
affedersin, dinlemiyordum.
Peço desculpa, não prestei atenção.
Ah, Dinlemiyordum, Anne. Ah, ıım, Baba, yameye çıkmak için biraz paramız var mı?
Mandei a vossa mãe ao Calças e Cassetes do Bob em Milwaukee.
Affedersin dinlemiyordum. Bilmem.
Desculpa, não estava a ouvir.
Düşüncelerinizi dinlemiyordum bile.
Mas eu nem estava a ouvi-la.
Dinlemiyordum.
Não escutei às portas.
Dinlemiyordum
Estava desatenta.
- Üzgünüm, dinlemiyordum.
- Desculpa, não estava a ouvir.
Pardon dinlemiyordum.
Não estava a ouvir.
O zaman dinlemiyordum, sadece o kadar.
Apenas não estava a tomar atenção, na altura.
Seni dinlemiyordum. Bir şey mi söyledin prenses?
Disseste alguma coisa, princesa?
Dinlemiyordum.
Não ouvia.
Kusura bakma, seni dinlemiyordum.
Desculpe, não prestei atenção no que disse.
Todd muydu yoksa? Tam hatırlamıyorum, o anda onları dinlemiyordum. Çünkü bara çok ateşli bir itfaiyeci geldi.
Dá-me licença por um minuto?
Dinlemiyordum.
Eu não estava a ouvir.
Üzgünüm, dinlemiyordum.
Peço desculpa, não estava a ouvir.
Seni dinlemiyordum.
Não estava a ouvir.
Siktir, dinlemiyordum ki. Deli olduğunu düşünmüştüm.
Nem prestei atenção, achei que ela é doida.
Onu hiç dinlemiyordum.
Eu é que não lhe dei ouvidos.
Haklı olmadığından neredeyse eminim ama adil olmak için söyleyeyim : Dinlemiyordum.
Tenho a certeza de que não estás, mas para ser justo, não te estava a ouvir.
Ha? Üzgünüm. Dinlemiyordum.
- Desculpa, não estava a ouvir.
Çocuğun burada seninle daha güvende olacağını anlatmaya çalıştın ama ben..... ben dinlemiyordum.
Estavas a tentar dizer-me que o rapaz fica melhor aqui, contigo, e... Eu não ouvi.
Her döngü başında, Daniel bana bir soru soruyor, ve ben ilk defasında onu dinlemiyordum.
Sempre que saltamos, o Daniel está a fazer-me uma pergunta, que eu nunca chego a ouvir.
Dediklerini dinlemiyordum bile.
Não escutava nada do que ele dizia.
Dinlemiyordum. Evet, biliyorum.
Sim, eu reparei.
Bilmiyorum, dinlemiyordum.
Não sei. Não consegui ouvir.
Bir şey isteyip duruyorlar, herhâlde Ally gelip bunu istediğinde dinlemiyordum, bıçak veya silah sözcükleri geçmedikçe "Evet" derim.
A Ally deve ter vindo ter comigo, pediu-me alguma coisa, e eu não ouvi bem. Desde que não ouça "arma" ou "faca", digo sempre que sim.
Pardon, dinlemiyordum.
Desculpe. Eu não estava a ouvir.
Sanırım dinlemiyordum.
Não prestei atenção.
Üzgünüm. Dinlemiyordum.
- Desculpa, não te estava a ouvir.
Seni dinlemiyordum!
Não!
Aslında dinlemiyordum.
Não estava a tomar atenção.
Afedersiniz, dinlemiyordum...
Desculpe.
Ne söylediklerini açıkçası çok dinlemiyordum.
Nunca emprestei atenção ao que dizia.
Hayır efendim, sizi dinlemiyordum.
Eu cá não, somente cortava a relva por baixo da janela.
- Dinlemiyordum.
- Claro que não.
Kusura bakma, seni dinlemiyordum.
Eu costumava sentar-me no jardim e olhava para o gnomo e olhava para as flores, cantava...
Tam hatırlamıyorum, o anda onları dinlemiyordum. Çünkü bara çok ateşli bir itfaiyeci geldi.
Mas quem se importa, não é?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]