English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ D ] / Dinleyin

Dinleyin tradutor Português

11,216 parallel translation
Dinleyin. Umarım dün gece Şerife haber verişimi anlıyorsunuzdur.
Espero que percebam porque liguei para o xerife.
Tamam, bir de bunu dinleyin.
Ok, que tal isto.
Millet, beni dinleyin.
Zero, escute-me.
Pekâlâ beni dinleyin.
Certo, ouçam.
Pekâlâ, dinleyin.
Ouçam.
Dinleyin, her şekilde iş birliği yapacağız.
Colaboramos como pudermos.
Dinleyin. Bu iki adam, gizemli adamımıza olan tek bağlantılar.
Os dois tipos lá dentro estão relacionados com o misterioso.
Hey, dinleyin.
Ei, ouve.
Bayanlar ve baylar... beni dikkatle dinleyin..
Meus senhores, se me permitem... Um minuto da vossa atenção.
Sizden isteğimi dinleyin.
Ouçam o meu pedido.
Beni dinleyin, bu oyunun hayranları.
Atenção, fãs deste jogo.
Yani... Sizi buraya getirmemin sebebi bu, iyi dinleyin.
Então, e esta é a única razão pela qual te trouxe aqui...
Bana bakın ve beni dinleyin. Biliyorum, herkes sinir olmuş durumda ama dinleyin.
Pessoal, olhem para mim e ouçam-me.
Millet, dinleyin. Kağıt üzerinde bu Gail ve Erica durumu çok riskli gibi duruyor.
Pessoal, ouçam, sei que isto tudo com a Gail e a Erica parece super arriscado.
Pekâlâ, beni dinleyin.
Muito bem, ouçam.
- Beni dinleyin.
- Ouça-me. Isto é...
- Beni iyi dinleyin.
- Devia ouvir!
Dinleyin, dinleyin.
Ouçam todos.
Şunu dinleyin...
Agora, ouçam isto...
- Beni iyi dinleyin beyler.
Ouçam o que tenho para dizer, rapazes.
- Durant'i sarsacağız. - Beni dinleyin.
Vamos atingir o Durant com força.
Beni dinleyin.
Ouçam-me.
Teyp genel olarak müzik eğitimi alan çocuklar için olsa da, şunu bir dinleyin.
A flauta é vista como um instrumento de treino para crianças, mas ouçam.
Dinleyin Bay Patrick, bilmelisiniz ki ben göreve atanarak gelmedim.
Ouça... Devia saber... Eu não fui nomeado, Sr. Patrick.
Peki, hadi bakalim, dinleyin.
- Eu estou mais abaixo. Vamos lá.
Papaya, ona Fransa kadar başka hiç bir ülkenin bağlı olamayacağını - Lütfen, dinleyin lütfen! - göstermek istiyorum.
Quero mostrar ao Papa que não há nenhuma nação que lhe seja mais leal do que a França.
- Beni dinleyin, tamam mı?
- Barry... - Ouve-me.
- Dinleyin, onun bizden önce davayı çözmesinin imkanı yok.
Ouve, não há nenhuma maneira dele resolver este caso antes de nós.
Tamam, dinleyin.
Está bem. Ouçam.
Sadece dinleyin, tek kelime etmeyin.
Pessoal. Ouçam-me e não digam nada.
Pekala, dinleyin.
Está bem, ouçam.
Dinleyin!
Certo, ouçam!
- Kesinlikle biliyordum. Beni dinleyin.
Ouçam-me.
Şimdi beni dinleyin.
Ouçam-me.
Dinleyin millet Gidip bir şey yapmam gerek.
Malta, tenho de ir.
Beni dinleyin.
Olha, olha...
- Dinleyin, memur beyler...
- Escutem, agentes...
Tamam, dinleyin.
- Raios partam!
Dinleyin. Burada her ne oluyorsa...
Seja o que estiver a acontecer aqui...
Dinleyin, istediğiniz kadar kalabilirsiniz.
Podem ficar o tempo que quiserem.
Hop hop hop. Özür dilerim sayın yetkili, dinleyin.
Perdoe-me, Sr. Comissário, ouçam.
Bayanlar, şunu dinleyin.
Minhas senhoras, oiçam isto.
- Kendiniz dinleyin.
- Oiça você mesmo.
Şimdi beni dinleyin hanımefendi.
- Ouça-me, senhorita.
- Dinleyin, bakın.
- Escute, olhe.
Dinleyin, yardım edebilirim.
Acho que posso ajudar.
Dedektif Young, ben Riley. Dinleyin hemen evime gitmeniz gerekiyor.
Detective Young, é o Riley.
Pekala, dinleyin.
Muito bem, oiçam.
Dinleyin beni.
Ouçam-me.
Beni dinleyin, tamam mı?
Ouçam-me.
Dinleyin millet!
Muito bem, escutem!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]