Doğrusunu söylemek gerekirse tradutor Português
366 parallel translation
Doğrusunu söylemek gerekirse bir parça rahatsız edici.
Na verdade, é um pouco desconfortável.
Doğrusunu söylemek gerekirse, ikimiz de damat olmak için uygun değiliz.
Se pretendemos julgar com justiça... quem foi mais valoroso... foi uma mulher! Jovem, forte e bela!
Doğrusunu söylemek gerekirse biraz yorgunum ve dinlenmek istiyorum.
Para ser sincera, estou um pouco cansada e queria descansar.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu adamın askerlerini sevdim.
Para dizer a verdade, gosto do exército deste homem.
Doğrusunu söylemek gerekirse evim Shropshire'de değil.
Devo-te dizer, que esse lugar não é em Shropshire.
Doğrusunu söylemek gerekirse her şeye evet de.
Aliás, diga "sim" a tudo.
Doğrusunu söylemek gerekirse, gördüğüm ilk vaka.
De facto, foi a primeira vez que vi.
Doğrusunu söylemek gerekirse, aslında aldığımı söyleyemem.
Francamente, de facto, não posso dizer que tenha.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bilmiyorum.
Eu quero ser sincero, mas não sei.
Doğrusunu söylemek gerekirse, o benim.
Aliás, até sou.
Doğrusunu söylemek gerekirse, böyle bir şeye yeltenmenizin doğuracağı sonuçlardan korkuyorum.
Francamente, tenho medo de o colocar à prova, com medo das consequências.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bence biraz aptalca.
Acho um pouco foleiro, para ser sincera.
Doğrusunu söylemek gerekirse alacaklılar peşimdeydi.
Para ser sincero, meus credores estavam me pressionando.
Doğrusunu söylemek gerekirse Bayan Fine kızımla biraz başım dertte.
Bem, para dizer a verdade, Sra. Fine,... tenho tido problemas com minha filha.
Doğrusunu söylemek gerekirse, vuruldum. Ama biraz.
Francamente, fui alvejado de raspão.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Sanırım motor kayıp.
Para dizer a verdade, acho que é falha de motor.
Doğrusunu söylemek gerekirse, şaraplar konusunda daha çok şey öğrenmek için.
Para se franco, não percebo nada de vinho.
Doğrusunu söylemek gerekirse biraz aşığım.
Para ser sincera, estou apaixonada.
- Doğrusunu söylemek gerekirse, dedektif olmak istiyorum.
Para ser franco, ando a aprender a ser detective.
Doğrusunu söylemek gerekirse, beni buraya getirdiklerinde ödüm kopmuştu.
Para dizer a verdade, estava cheia de medo quando me trouxe aqui.
Bilirsiniz, Bay Bebra doğrusunu söylemek gerekirse,
Sabe, Sr. Bebra... Sabe...
Doğrusunu söylemek gerekirse, Kim... korkman gereken tek kişi benim.
Para ser honesto consigo, Kim... o único que devia temer... sou eu.
Doğrusunu söylemek gerekirse Andy artık öğretmenlik yapabileceğimi sanmıyorum.
A verdade é que... não acredito que possa continuar a dar aulas.
Doğrusunu söylemek gerekirse, tüm fişlerimi sizin numaranıza koyacağım.
Para dizer a verdade, nem me importava de pôr as fichas todas no seu número.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bahsi ben kazandım.
De verdade eu ganhei a aposta.
" Doğrusunu söylemek gerekirse Tolya'cığım, hala umutsuzlar, ben de öyleyim.
" Para te dizer a verdade, querido Tolya, eles ainda desesperam e eu também.
Doğrusunu söylemek gerekirse, zamanın büyük bir bölümünü uyuyarak geçirdiniz.
Na verdade, acho que estiveste a dormir a maior parte do tempo.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bugün işimi kaybettim.
Por acaso, perdi hoje o emprego.
Onları yeterince doyurabildiğimi pek sanmıyorum, doğrusunu söylemek gerekirse.
E o que dizem os seus órfãos? Acho que não dizem muito.
Doğrusunu söylemek gerekirse korkudan ölecektik.
Quer saber a verdade? Estávamos mortos de medo.
Doğrusunu söylemek gerekirse yeni birini tanımak istiyorum.
Para ser absolutamente verdadeira, espero secretamente conhecer alguém.
Doğrusunu söylemek gerekirse, ben de birkaç kişiyi geberttim.
E eu matei uma parte justa, para dizer a verdade.
Doğrusunu söylemek gerekirse sağ açığınız 130 yıldır ölü.
Na verdade, o seu extremo direito está morto há 130 anos. Raios!
Doğrusunu söylemek gerekirse, evet.
A verdade é que sim, Data. O que lhe parece?
Doğrusunu söylemek gerekirse... tek isteğimiz, canımızın istediği herşeyi yapabilmek için... özgür olabilmek.
- Estou falando a sério... tudo que queremos é ser independentes... fazer o quer quisermos.
Doğrusunu söylemek gerekirse neredeyse orta yaşlısın.
. Na realidade, és praticamente um quarentão.
Doğrusunu söylemek gerekirse, hepsi boş gezenin boş kalfası.
São todos habitantes das caves, para ser exacto.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bunun için zamanım bile yok.
Para lhe dizer a verdade, ainda nem tempo tive para isso.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Amerika'da bir şey olacağım yoktu.
Na verdade, as coisas não vão bem para mim nos EUA.
Sorun şu ki ailemle burdayım ve annem SST almamı istiyor Ve doğrusunu söylemek gerekirse, Kazanabileceğime bile emin değilim.
É que estou com os meus pais e a minha mãe quer que eu vá fazer testes para a administração pública, e eu nem a certeza tenho de que ficaria aprovado.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Bay Holmes, aramız pek iyi değil.
Para ser sincera, Sr. Holmes, as coisas não estão bem entre nós.
Doğrusunu söylemek gerekirse, muazzam bir vuruştu, Efendi Richie.
Muito bem jogado, Mestre Richie.
İşin doğrusunu söylemek gerekirse her zaman Gauntlet'i yeniden geçmek istemiştim.
Para dizer a verdade... sempre quis descer outra vez o Gauntlet.
Ama doğrusunu söylemek gerekirse birazcık da rahatladım.
- Mas até estou aliviado.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Dr. Pfeffer bir bebek için "nefes kesici" kelimesini kullanmanız bana garip geldi.
Para ser franca, Dr. Pfeffer, fiquei espantada ao ouvi-lo usar uma expressão como "tirar o fôlego" para descrever um bebé.
Evet, doğrusunu söylemek gerekirse, öyleyiz.
Sim, por acaso, somos.
Doğrusunu söylemek gerekirse, öyle bir herife takılmanı istemem.
Para dizer a verdade, não sei se te quero com um tipo tão estúpido.
Doğrusunu söylemek gerekirse, zamanı gelmişti.
Digamos a verdade.
Dogrusunu söylemek gerekirse tam bir kabus oldu bu olay.
Tem sido um pesadelo, para dizer a verdade.
Doğrusunu söylemek gerekirse, odaya her girişinde.
Aliás, sempre que ela entra na sala.
Doğrusunu söylemek gerekirse, evet.
- Sim, como uma questão de facto, estou.
gerekirse 81
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrulandı 46
doğrusu 383
doğru bildin 42
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrulandı 46
doğrusu 383
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru mu söylüyorsun 24
doğru söylüyor 187
doğru değil 421
doğru mu anladım 18
doğru söylüyorum 192
doğruyu söyle 121
doğruyu söylemek gerekirse 116
doğru diyorsun 34
doğru değil mi 315
doğru mu söylüyorsun 24
doğru söylüyor 187
doğru değil 421
doğru mu anladım 18
doğru söylüyorum 192
doğruyu söyle 121
doğruyu söylemek gerekirse 116
doğru diyorsun 34
doğru değil mi 315