Doğrusu tradutor Português
6,493 parallel translation
Doğrusu... bizler Leydinin hizmetkarlarıyız.
A verdade é que somos... Criadas de dama.
Seni ona götürürsem bana ne kadar öder merak ediyorum doğrusu?
Quanto mais dinheiro me daria ela por a livrar da sua rival?
- Baraj işi gibi güzel iş çıkarmış doğrusu.
Eu acho que ele fez um trabalho bom de barragem.
Bunun en doğrusu olduğunu biliyorsun.
Tu sabes que é o correcto.
Sistem için büyük bir şoktu doğrusu.
O que foi... um grande choque.
Müzikteki yeni dalgayla başlamamız en doğrusu olacaktı.
É apenas justo que iniciemos aqui, com uma nova evolução da música.
Ona karşı inancını kaybettiğini biliyorum, ve bende inanmadığımı söyledim, ama doğrusu, onu seviyorum, ve ne olursa olsun ona inanıyorum.
Sei que perdeste a fé nele, e eu também lhe disse o mesmo, mas a verdade é que eu o amo, e, faça ele o que fizer, acredito nele.
Sabah samimiyet daha doğrusu zorunluluk ile diyebileceğimiz bir elmas soygunu oldu...
Houve um conveniente roubo de diamantes esta manhã.
Daha doğrusu, savaşı cehenneme yollayacağız.
Ou, mais precisamente, nós enviamos a Guerra de volta ao Inferno.
Doğrusu, bunu borcuna karşılık alıyorum.
Na verdade, vou aproveitar isto para pagar aquilo que já me deves.
- Doğrusu, oldukça zor.
Para ser honesto consigo, é muito difícil.
Doğrusu, kendim yaparım.
Mais um autor, na verdade.
Doğrusu, bunun boyandığını düşünmüyorum.
De facto, acho que nunca foi superada.
Doğrusu oldukça aptalca gelir bana.
Realmente acho isso um poco estúpido.
Sana söyleyeyim, epey sürüklenmiş doğrusu.
- Foi um grande rolamento, realmente.
Doğrusu da bu olurdu ama hayır demenizden endişe etmiştim. Ve harcayacak fazla vaktimiz yok.
Teria sido a coisa certa a fazer, mas, temia que pudesse dizer que não, e não temos tempo a perder.
Daha doğrusu, ona da yalan söylenmiş, işkence altında konuşacağını tahmin etmişlerdir.
Mais provavelmente os seus coortes lhes mentiram, para que não pudesse divulgar a verdadeira localização, nem sob tortura.
Ve açıkçası kitlelerin kaprisleri için Vekil şef sorumluluklarından vazgeçmen beni çok şaşırttı doğrusu.
E francamente, estou surpreendido que tu ignores as tuas responsabilidades como Chefe e cedas às exigências das massas.
Şaşırdım doğrusu.
Que surpresa!
- Doğrusu öyle.
De facto, tenho.
Doğrusu... adamlara odama girdiler ve bana tecavüz ettiler.
A verdade é que... Aqueles homens invadiram os meus aposentos, e eu fui violada.
Doğrusu, bazen böyle şeyleri öylesine söylersiniz.
Honestamente, às vezes, só dizes umas coisas.
Ben parasal olarak iyi durumdayım doğrusu. Babam başkalarından çalıyor çünkü.
Quer dizer, estou bem financeiramente, porque, posso obtê-lo do meu pai.
Hayır, hayır. Doğrusu evet sim.
Não, não, não...
Ama kolumun kötü olduğunu söyleyemem doğrusu.
Mas não diria que o pé em si era o mal.
Bence biraz fazla uzatıyorlar doğrusu.
Acho que fazem mais do que deviam.
Doğrusu bizim betimleyişimizde bunu yumuşatmak zorunda kaldık.
Aliás, no nosso filme, tivemos de atenuá-lo.
Doğrusu dirayetin beni çok etkiledi Bodine.
Tenho de dizer que estou impressionado por estares a aguentar, Bodine.
Senin gibi olmak isterdim doğrusu.
Gostava de conseguir fazer o que fazes.
Daha doğrusu, yapıyorum. Bizim evin garajında.
Bem, estou a construir na minha garagem.
Doğrusu canım, benim için hiç fark etmez.
Sinceramente querida, não me faz qualquer diferença.
Doğrusu anlayacağını sanmıyordum.
Para ser franco, acho que não irias entender.
- Doğrusu bu çünkü.
Isto é a verdade.
Çok hoş doğrusu.
Muito bonito, na verdade.
Danique aşırı meşgul. Seninle görüşmeyi kabul ettiğine şaşırdım doğrusu.
A Danique anda tão ocupada que até me admira ter aceitado receber-te.
Biliyorum bazılarımızın otopark sayacı ile ilgili sorunları var ancak güvenli takip için bu gerekli halkımız için en doğrusu bu.
Eu sei que alguns dos presentes contestam o custo dos parquímetros. Mas após uma análise cuidadosa, achamos que é o melhor para a comunidade.
Ya da daha doğrusu ben prenses mi olacağım?
Ou melhor, eu uma princesa?
Daha doğrusu olmaz.
É melhor não.
Doğrusu yanlışı beni ilgilendirmiyor.
Não me interessa "o que se faz".
Biraz tuhaf buldum doğrusu.
E eu achei bastante... estranha.
Gün batımını izlemeyi çok isterim doğrusu. Bana gülümü hatırlatıyor.
Eu desejava muito ver um pôr do sol, para poder lembrar da minha rosa.
Çocuklar çok ama çok tuhaf oluyor doğrusu.
As crianças são, com certeza, muito estranhas.
Tüccar burada fevkalade bir şey yarattı doğrusu.
É realmente magnífico o que o homem de negócios criou aqui.
Doğrusu, yaptığım şey, seni odama getirmek için boktan bir girişimdi.
Na verdade, esta era a tentativa foleira de te trazer para o meu quarto.
Ama işin doğrusu şu an başımda bir dert var.
Mas a verdade é que, eu estou a aguentar-me por um fio.
Doğrusu alışmam epey zaman almıştı, çünkü kocaman.
Na verdade, demorei um pouco a habituar-me, mas é grande.
Sana yeni bir akciğer bulmamaları beni epey şaşırttı doğrusu.
Estou surpreendida não te terem arranjado um pulmão novo.
Sıvı cebi oluşturan daha doğrusu koca bir sıvı kesesi oluşturan bir çıbanın var.
que causa uma bolsa de fluido um grande saco de fluido.
Görev değişikliği olması, İngiliz vatandaşına füze saldırısı yapmamız daha doğrusu iki İngiliz ve bir ABD vatandaşına yapacak olmamız ve tüm bunların bir dost bölgesinde gerçekleşiyor olması gibi şartları göz önüne aldığım zaman en uygun adımın Dışişleri Bakanı'na danışmak olduğuna inanıyorum.
Diante da situação, de alteração da missão, que agora é um ataque com mísseis a envolver, dois cidadãos britânicos, e um cidadão americano, num país amigo, penso que é justo e adequado consultar o Secretário de Relações Exteriores.
Doğrusu, beni Apple II yıktı ve onun o açık sistemi sayesinde hackerlar ve amatörler.. .. amatör telsizler falan yapabilecek.
Na verdade, fui destruído pelo Apple II e o seu sistema aberto, para que os hackers e os entusiastas construíssem rádios amadores ou algo!
- Doğrusu?
Queres a verdade?
doğrusu bu 47
doğrusunu söylemek gerekirse 71
doğrusunu istersen 63
doğrusunu isterseniz 22
doğrusu şu ki 17
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğrusunu söylemek gerekirse 71
doğrusunu istersen 63
doğrusunu isterseniz 22
doğrusu şu ki 17
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru mu söylüyorsun 24
doğru söylüyor 187
doğru değil 421
doğru mu anladım 18
doğru söylüyorum 192
doğruyu söyle 121
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru mu söylüyorsun 24
doğru söylüyor 187
doğru değil 421
doğru mu anladım 18
doğru söylüyorum 192
doğruyu söyle 121