Doğrusunu isterseniz tradutor Português
82 parallel translation
Doğrusunu isterseniz pek şansınız yok.
Para ser franco, acho que tem poucas hipóteses.
Hayır, doğrusunu isterseniz yok.
Não, não tenho.
Doğrusunu isterseniz, hayatı mesleğiydi.
- Ocupava-se da vida. Sim.
Doğrusunu isterseniz, pek de fena değildim hani.
Por acaso nem representava mal.
Doğrusunu isterseniz bu makineler beni çok korkutuyor.
Para dizer a verdade, estas máquinas assustam-me.
Şey, soyunma odasında, doğrusunu isterseniz.
Bem, em um vestuário, na verdade.
İşin doğrusunu isterseniz ben de kalmak isterim.
Eu também gostaria de ficar por aqui...
Doğrusunu isterseniz, pek de yardımcı olmuyorsunuz.
Devo dizer que não estão a ser muito úteis.
Doğrusunu isterseniz tabii ki.
- Pra ser honesto, sim.
Ben kendi niteliklerimi Johan kadar doğal değerlendirebileceğimden emin değilim. Doğrusunu isterseniz sürdürebildiğim yaşam tarzı beni mutlu ediyor.
Ao contrário do Johan, não sei elogiar as minhas qualidades, mas honestamente, estou contente com a minha vida.
Doğrusunu isterseniz, tekrar görmek istemediğim tek kişi sizdiniz Bay Doyle.
Tenho que dizer, Sr. Doyle, que era a única pessoa que eu não queria voltar a ver.
Doğrusunu isterseniz...
Para dizer a verdade...
Doğrusunu isterseniz McMurphy... burada yazıldığına... göre... onların fikri...
Para lhe ser franco, McMurphy... o que diz aqui... é que eles pensam...
Doğrusunu isterseniz, sıklıkla bu tapınağa sunulan sadakat, diğerinde tütsü yakmaktan bile daha ateşlidir.
É frequentemente verdade que a homenagem rendida a esse templo é mais ardente que o incenso que brota do outro.
Doğrusunu isterseniz, doğal ihtiyaçlar.
Para dizer verdade, Senhor, é a natureza que me chama.
Doğrusunu isterseniz...
E por amor de Deus...
Ama doğrusunu isterseniz sonuçları düşünmek beni endişelendiriyor. Ve sizi çok fazla sevmekten korkuyorum.
Mas a felicidade inquieta-me e receio amar-vos mais do que devia.
Şey, doğrusunu isterseniz Bay Başkan Yardımcısı her şey MacGyver yaptı. Ben sadece pilottum.
Para ser sincero, vice-presidente... o destaque foi o MacGyver.
Ve, doğrusunu isterseniz... ne hayatında ne de öğrenci olarak... hiçbir şeyi ciddiye almıyor.
E, francamente... penso que ela não leva... a vida dela ou a carreira dela enquanto estudante com seriedade.
Doğrusunu isterseniz hurda olarak bile ödediğimden fazla eder.
Para ser sincero, só pela sucata vale muito mais do que lhe paguei.
Emir kullarım arasında görmek istemem sizi. Doğrusunu isterseniz, korkunç kullar sarmış çevremi.
Não vos mistureis com os meus servos... pois, para ser honesto, estou terrivelmente bem servido.
New York'un mütevazi bir semtinde büyüdüm ve doğrusunu isterseniz, daha önce uçağa hiç binmemiştim.
- Venho de uma família humilde... - Bela maquilhagem. Presidente da Endeavor Airlines
Doğrusunu isterseniz daha önce kimseyi öldürmemiştim.
Para ser franco, nunca tinha morto ninguém.
Doğrusunu isterseniz... Yapabilirim.
E de facto... eu posso.
Doğrusunu isterseniz Alfred.
Diga-me que veio para ver-me.
Ve, eski avukatım yapabileceğim hiçbir şey olmadığını söyledi. Doğrusunu isterseniz, benim de eğilimim...
O meu antigo advogado diz que não posso fazer nada e a verdade é, que estou inclinada a...
Evet, doğrusunu isterseniz kırıldım.
Realmente, sim.
Doğrusunu isterseniz tatiller bana hiçbir zaman yaramadı. Tatilin ne olduğunu öğrendiğimden beri.
Se querem saber, nunca liguei muito às festas natalícias.
Oh, doğrusunu isterseniz çaylakları işe alamıyorum.
Mas não posso meter novatas.
Doğrusunu isterseniz, bunu gerçekten de düşünmüştüm.
Por acaso, já pensei nisso.
- Doğrusunu isterseniz size katılmayı ben de istiyorum. - Ralph yapmadı onu!
- Não foi o Ralph!
Doğrusunu isterseniz öyleydi...
- Era, excepto a ciências e espanhol.
Doğrusunu isterseniz, biri ya da öbürü olmuş beni hiç ilgilendirmiyor.
Mas, se quer saber a verdade, é-me indiferente.
Doğrusunu isterseniz evet.
Para dizer a verdade, é.
Doğrusunu isterseniz, ateş etmeyi daha çok tercih ederim.
Se quer saber, agrada-me mais a parte em que eu abro fogo.
Doğrusunu isterseniz, ev satıldı.
A casa está vendida.
Doğrusunu isterseniz bayım, bazen pek emin olamıyorum.
Para ser honesto, senhor, às vezes não tenho a certeza.
Doğrusunu isterseniz öyle değil.
Honestamente, não é a mesma coisa.
Doğrusunu isterseniz çoğunun fahişe olmaya yetecek kadar matematik becerisi yoktur.
Bem, para ser sincero maior parte delas, não têm habilidade matemática para serem prostitutas.
Şu parçayı okuyordum ve doğrusunu isterseniz anlayamıyorum.
Na parte que eu li, e não compreendi muito bem...
Doğrusunu isterseniz, artık hiçbir şey şaşırtmıyor beni.
Sinceramente, já nada me surpreende.
- Doğrusunu isterseniz, sinir bozucu.
Frustrantes para ser sincero.
Doğrusunu isterseniz terapide ilerleme kaydedeceğimi sanmazdım.
Verdade seja dita, nunca esperei conseguir um progresso na terapia.
Doğrusunu isterseniz, diğer herkesi evine gönderip çift taraflı alüminyumun yeni yüzlerini seçtiğimizi söyleyebiliriz bence.
Sinceramente, acho que vamos mandar todas embora e usar a nossa autoridade para dizer que são os novos rostos dos alumínios de dupla face Cartwright.
Doğrusunu isterseniz neredeyse pürüzsüz. Gerçekte tutunacağınız hiçbir şey yok.
De facto, dá para ver que a rocha é tão lisa que não temos praticamente nada a que nos agarrar.
Tehlikeli, kanuna aykırı ve doğrusunu isterseniz Bay Persons, kabalık.
É perigoso, é ilegal e francamente, Sr. Persons, é má-educação.
Evet, doğrusunu isterseniz... var.
Sim, por acaso até tenho.
Doğrusunu isterseniz, bunlardan hiçbiri değil.
Na realidade, não é nenhuma destas.
Aslında kaçırmadım. Doğrusunu isterseniz, sizinle bu hikaye hakkında konuşmak isterim.
Aliás, gostaria de falar consigo sobre essa história.
Doğrusunu isterseniz, oy verenler ekonomik büyümenin nasıl..
Exageram.
Doğrusunu isterseniz, ben daha çok konuştum.
- Bem, para ser sincero, eu é que falei quase tudo.
isterseniz 150
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrulandı 46
doğrusu 383
doğru bildin 42
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrulandı 46
doğrusu 383
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru mu söylüyorsun 24
doğru söylüyor 187
doğru değil 421
doğru mu anladım 18
doğru söylüyorum 192
doğruyu söyle 121
doğruyu söylemek gerekirse 116
doğru değil mi 315
doğru diyorsun 34
doğru mu söylüyorsun 24
doğru söylüyor 187
doğru değil 421
doğru mu anladım 18
doğru söylüyorum 192
doğruyu söyle 121
doğruyu söylemek gerekirse 116
doğru değil mi 315
doğru diyorsun 34