Düşündün mü tradutor Português
3,517 parallel translation
Eşinin bildiği ama bize söylemediği birşey olduğunu düşündün mü?
Achas que a esposa sabe de alguma coisa e não nos contou?
- Kimsenin senden bunu istemiyor olabileceğini düşündün mü?
Já pensaste que ninguém quer que o faças?
Kılıç düşündün mü?
Já pensaste numa espada?
Ne söyleyeceğini düşündün mü?
Pensaste no que vais dizer?
Benim durumumu hiç düşündün mü?
Como achas que eu me sinto?
Bir teröriste yardım ve yataklık edeceğimi veya açgözlülükle genç bir kızın mirasına konacağımı gerçekten düşündün mü?
Achavas mesmo que eu ia ajudar e apoiar uma terrorista? Ou que gananciosamente ficaria com a herança de uma jovem rapariga, a sério?
Benim savcının duygularını ne kadar umursadığımı hiç düşündün mü?
Consegues imaginar como me estou a cagar para os sentimentos do Ministério Público?
Will'in hiç gerizekalının biri olabileceğini düşündün mü?
Tu nunca pensas que o Will pode ser apenas um otário?
Bahsi açılmışken... Bu işe yaramaz ve Madrabaz aile mücevherlerinle birlikte kirişi kırarsa ne olur diye hiç düşündün mü?
Por falar nisso, colocaram a possibilidade de isto não funcionar, e que o Dodger escape com a relíquia da família?
Bir sorunun olabileceğini düşündün mü?
Achas possível que tenhas um problema?
- Adam akıllı düşündün mü, anasını satayım?
Pensaste bem nisto?
Çok düşündün mü bunu?
Onde é que foste buscar essa?
Ve hâlâ gerçekleşmedi. Başka işlere yönelmeyi hiç düşündün mü merak ediyorum. Hem de her gün.
E... ainda não aconteceu.
Kızından bahsetmiyorum bile ama duruşmanın Sloane Moseley'i nasıl etkileyeceğini hiç düşündün mü?
- Acredita em mim, terá. - E pensaste no efeito na Sloane Moseley?
Hiç Chicago'ya taşınmayı düşündün mü?
Algumas vez pensas em mudar-te para Chicago?
Başka bir iş bulmayı düşündün mü hiç?
- Já pensaste ter outro trabalho?
Bunu gerçekten etraflıca düşündün mü?
Pensaste bem nisso?
İkinci olarak, eğer özel bir bağlantın varsa hiç deponun senin dikkatini çekmeye çalıştığını düşündün mü?
Segundo, se tens essa ligação especial, já pensaste que talvez o Warehouse esteja a tentar chamar-te a atenção?
Gerçekten adamımın sen bulasın diye çöp kutusuna telefonunu atmasına izin vereceğimi düşündün mü?
Achas mesmo que o meu agente ia atirar o telemóvel no lixo para o encontrares?
Teklifimi düşündün mü?
Ponderou a minha oferta?
Takımdan biriyle birlikte mi acaba diye düşündün mü hiç?
Nunca pensáste que ela estivesse a bater-se com alguém na organização?
Hiç iç mekan işi yapmayı düşündün mü?
Já pensaste em assentar num trabalho?
Hiç kendinin tetikleyici olabileceğini düşündün mü?
Já pensou que você pode ser... o catalisador de uma eventual recaída?
Gidip Yüzbaşı Gregson'dan özür dilemeyi hiç düşündün mü? O iş biraz külfetli olabilir, adam deneyimli bir sorgu uzmanı.
Já pensou em... pedir desculpas ao capitão Gregson?
Makalesinde senin hakkında yalan söylemiş olabileceğini hiç düşündün mü?
Já considerou a possibilidade de ela ter mentido sobre si no artigo?
Ahsoka, duygularını reddetmenin doğru olup olmadığını hiç düşündün mü?
Ashoka, alguma vez te questionaste se era certo ignorar as tuas emoções?
Acaba şunu hiç düşündün mü? Belki de ben iyi biriyimdir.
Já alguma vez pensaste que talvez eu seja boa?
Hiç onu düşündün mü? Belki kümeste bir tilki vardı?
Se calhar há uma raposa no galinheiro?
Geri dönmeyi hiç düşündün mü?
Já pensaste em voltar?
Hiç bize kimsenin değer vermemesinin nedeninin sürekli intikam arayışında olmamız olabileceğini düşündün mü?
Nunca se perguntou se esta constante busca de vingança é a razão para ninguém gostar de nós?
Birkhoff, hiç düşündün mü? Belki biz Bölüm'ü değiştirmiyoruzdur?
Birkhoff, já pensaste que se calhar não estamos a mudar a Division?
Bazen yanılabileceklerini düşündün mü peki?
Já pensaste que podiam estar errados algumas vezes?
Doğru olanı yaptığını hiç düşündün mü?
Alguma vez pensou em apenas... fazer a coisa certa?
Yanında kondom olduğunu biliyorum ama sana asıl sorum şu gerçekten böyle seksi bir kadınla şansının yaver gideceğini düşündün mü?
A minha pergunta é, achas que terás sorte com alguém sensual como ela?
Dedektif, kendi suçluluk duygularını bana yansıtıyor olabileceğini hiç düşündün mü?
Detective, já considerou que pode estar a projectar os seus sentimentos de culpa em mim?
Onlardan birine sormayı hiç düşündün mü?
Já pensou em perguntar a um deles?
Hiç Damon'ın yanlış bilgi bulmuş olabileceğini düşündün mü?
Já te ocorreu que a informação do Damon poderia estar errada?
Yas danışmanıyla görüşmeyi düşündün mü hiç?
Já pensou em falar com um psicólogo?
Hidrostatik şoku düşündün mü? Buldum.
Uma ideia.
Ya Lou eski bir mafya üyesiyse diye düşündün mü?
Já pensou que o Lou pode ter sido um criminoso?
Saçını pembeye boyamayı hiç düşündün mü?
Alguma vez já pensou em ter cabelo cor de rosa?
Tasarım okuluna gitmeyi düşündün mü hiç?
Já pensaste em ir para uma escola de design?
Hiç kocanı aldatmayı düşündün mü?
Alguma vez pensaste em ser infiel?
Ciddi bir şekilde intihar etmeyi hiç düşündün mü?
Já pensou seriamente no suicídio?
Hiç soyunmayı düşündün mü?
Já consideraste ser stripper?
Hiç bunu düşündün mü?
Já pensou nisso?
Bunu hiç düşündün mü?
- deva ser divulgado?
Bunu hiç düşündün mü?
Já te perguntaste isso?
- Bunları nasıl yapabildiğini hiç düşündün mü?
Já pensaste porque é que tens isso?
Durgunluk sırasında kar yapmayı beceren tek finansörle birlikte olmanı bir tesadüf olarak mı gördüğümü mü düşündün cidden?
Achas que eu penso que foi um acaso teres calhado com o único tipo que lucrou com a recessão?
Bunu hiç düsündün mü?
- deva ser divulgado?
murray 151
mutlu yıllar 555
mullet 22
müsait misin 44
mükemmel 2580
musashi 31
mullen 21
murph 40
murdock 227
murdoch 26
mutlu yıllar 555
mullet 22
müsait misin 44
mükemmel 2580
musashi 31
mullen 21
murph 40
murdock 227
murdoch 26
mueller 30
mutluluklar dilerim 16
muhteşem 1010
muriel 143
mutlu ol 66
müdür 145
mutlu günler 26
müthiş 502
mümkün 194
mutlu 183
mutluluklar dilerim 16
muhteşem 1010
muriel 143
mutlu ol 66
müdür 145
mutlu günler 26
müthiş 502
mümkün 194
mutlu 183