Fi tradutor Português
4,685 parallel translation
" Amerika'ya taşınalım, Fi.
" Vamos para os Estados Unidos, Fi.
Yani... Benim için farketmez, Fi.
Eu não me importo, Fi.
Bunu Marina için yaptım.
Fi-la pela Marina.
Bunu kendime ben yaptım.
Fi-lo a mim mesmo.
- Bunu senin için yaptım.
- Fi-lo por ti.
İkiniz için yaptım.
Fi-lo por vocês.
Oh, onun iyi ve kötü dengedeymiş gibi hissetmesini sağladım. sanki bir özgürlük konuşmasındayız ve onun orgazmı, soykırımın sonunda gibi.
Fi-la sentir como se o bem e o mal estivessem em jogo, negociávamos a paz e os orgasmos dela foram o fim do genocídio.
Aşkımdan yaptım.
Fi-lo por amor.
Sokakları Mossi gibi adamlardan temizlemek için yaptım ve yapacağım da.
Fi-lo para tirar das ruas um tipo como o Mossi e vamos consegui-lo!
O zamanlar tek düşündüğüm düzgün şekilde bilim yapmaktı.
Na altura em que o desenhei, fi-lo na melhor das intenções.
"Semper fi" demek?
Semper fi, não é?
- Fi üzerinden bile öyle.
Mesmo com "wifi"
Annem ise... Ona çok sıkıntı çektirdim. Yakalandığımda ise benimle konuşmayı kesti.
A minha mãe, eu... fi-la passar por tanto, no tempo que desperdicei que ela parou de me falar.
Bunları devam partisi için hazırladım..
Fi-los para a pós-festa.
Hayır, ne yapabilirim bakarım demiştim ve yaptım da.
- Não, disse examinar a situação, e fi-lo.
Ben de mal gibi yaptim.
E eu fi-lo.
Ben merak ediyordum da, Wi-Fi bağlantınızı bulamadım.
Eu não consegui apanhar a sua Wi-Fi.
Hadi, Fi Fi.
Vamos, Foo Foo.
Fi Fi, seninle hep didişirdik. Ama bak ne kolay oldu, hiç doğru gelmiyor.
Foo Foo, foi sempre uma luta, mas isto é tão fácil, não faz sentido.
Uyuşturucu olan whyphy mı yoksa internet olan wi-fi mı?
Achas que estavam a falar de WhyPhy, a droga, ou Wi-Fi da Internet?
Bunu üçüncü sınıftaki bale resitalim için yapmıştım.
Eu fi-lo no meu recital da terceira classe. O público adora.
Söylemeye çalıştığım, yaptığım her şeyi buraya gelebilmek için yaptım.
Tudo o que fiz, fi-lo porque estava a tentar chegar aqui para poder convencer umas pessoas
Köpek balığı avlaması için bir arkadaşıma yapmıştım.
Fi-lo para um amigo poder caçar tubarões em Perth.
İnternet, Wi-Fi, telefon, uydu.
Internet, wi-fi, telefone, satélite.
- Benden Silâşörler'in itibarını sarsmamı istedin.
Pediu-me para desacreditar os Mosqueteiros. E eu fi-lo.
- Anladım... Neden tutuklandığını.
- Eu fi-la... quero uma prisão civil.
Ben de yaptım ve o da bunu sevdi.
Então, eu fi-lo e ele gostou.
Bana inanmayacağını biliyorum ama bunu senden hoşlandığım için yaptım tamam mı?
E sei que não vais acreditar em mim, mas fi-lo porque gosto de ti. Está bem?
Neydi Fi? LeBeau mu Childress mı?
Fi, ele era um LeBeau ou um Childress?
- Senin için yaptım.
Fi-lo por ti.
Ellerinden geleni yaptıklarını.
Que eles, fi... Que fizeram o que podiam.
Yapabileceğimi sanmıyordum.
Pensei que não conseguiria fazê-lo. Mas fi-lo.
Telefonlar, kablosuz internet, uydu televizyonu bunların hepsi parazit yapıyor.
Telemóveis, Wi-Fi, TV por satélite, tudo isso cria interferência.
Kızım için yaptım.
Fi-lo pela minha filha.
Kendim pişirdim.
Oh, o pão? Fi-lo eu.
- Tatlım, ben bir şey... -... sense mahvettin.
Fi-lo de coração, e tu arruinaste-o.
Bütün cep telefonu servisleri, kablosuz ağları, sabit hatları engelleyeceğiz meşru güvenlik tehditlerine karşı.
A rede de telemóvel, Wi-Fi, linhas telefónicas, tudo será bloqueado, caso haja uma ameaça legítima à segurança.
Sanırım sevdiğim için yaptım.
Por falar nisso... fi-lo só para mim.
- Sigma Fi Delta melekler ve şeytanlar partisi veriyor.
- Na Sigma Phi Delta vai haver uma festa de anjos e demónios.
Ama sevdigim için yaptim.
Mas, fi-lo por amor.
Yaptiklarimi sirf Fransa için yaptim.
Aquilo que eu fiz, fi-lo apenas pelos interesses de França.
Vajinal olarak gelmesini sağladım, bunu yapmak ne kadar zor biliyor musun?
Fi-la atingir o orgasmo. Sabes como isso é difícil?
Tahminimce, bilimkurgu ile harmanlanmış bir casus romanı.
Olha, suponho que é um tipo de romance de espionagem com tendência Sci-Fi.
Senin anlaman imkansız ama bunu seni sevdiğim için yaptım.
É impossivel para ti entenderes, mas fi-lo porque te amo.
- Bunu seni korumak için yaptım.
- Fi-lo para te proteger.
Yaptım çünkü Alison'a ne olacağı benim umurumda değil.
Fi-lo porque não me interessa o que acontece à Alison.
Şapka taktırdım.
Eu fi-lo colocar um saco. - Mi.
Lezbiyen olduğumu yargılamadan korktuğum için değil dokunduğun her şeyi yok ettiğin için sana Lori'yi anlatmadım.
Não te contei da Lori por não me importar que penses que sou lésbica. Eu fi-lo porque tu arruinas tudo em que tu tocas.
Çünkü dosyada olmak istedim.
Fi-lo, Andre, porque queria ter um registo para mostrar às pessoas que era contra isso!
Orada olsaydın senin isteyeceğin şekilde yaptım.
Fui eu que o encontrei, ao teu pai, e fui eu que o enterrei. Fi-lo da maneira como tu farias se estivesses lá.
Kasıtlı yaptım.
Fi-lo de propósito.