Hatırlarım tradutor Português
1,102 parallel translation
Hatırlarım, yıllar önce kadınlar, erkekler şimdiki gibi tartışılmazdı.
Lembro-me que há uns anos não se falava do que era uma mulher, do que era um homem.
- Belki seni hatırlarım. - Başka bir şey?
- Se calhar lembro-me de si, sim.
Birazdan hatırlarım.
Bom, mas não tarda, lembro-me.
Hep hatırlarım. Babamın 12 hediyesi vardı o yıl. 13'üncü hediyesinin de annemin Onu terk etmesi olduğunu söylerdi.
Recordo-me que o papá recebeu 12 presentes naquele ano... e disse que o 13º foi a mamã se ter ido embora assim.
Geçmişte çok badireler atlattığımız, Baker caddesindeki yaşadığımız yerden her geçişimde, sadece geçmişi hatırlamakla kalmaz aynı zamanda, tanıdığım en iyi ve en akıllı adamı ve onun acı kaybını daima ve saygıyla hatırlarım.
Não consigo descer a Baker Street, onde vivemos durante tantos e tão movimentados anos, sem me lembrar desses tempos, com demasiada nitidez.
Ama ilk davayı hep büyük bir sevgiyle hatırlarım. Beni Büyük Dedektif Fare, Baker Caddesi'ndeki Basil ile tanıştıran davayı.
Contudo, penso sempre no primeiro caso com grande ternura, pois foi aquele que me apresentou o Basílio de Baker Street, o grande rato detective!
Aç olduğumda yemek yemeyi hatırlarım ve yorgun olduğumda uyumayı.
Lembro-me de comer quando tenho fome e de dormir quando tenho sono.
Gelecek ay yalvarmaya geldiğinde bunu hatırlarım.
A ver se não me esqueço para o mês que vem, quando vieres implorar-me.
Bir hanım görürsem, bunu hatırlarım.
Pois, a próxima vez que vir uma, vou lembrar-me disso.
İyi bahşiş verenleri daima hatırlarım.
Lembro-me de quem dá boas gorjetas.
Sana ve diğerlerine hizmet ettim. Bunu sadece belki bir şeyler hatırlarım diye yaptım ama şimdi hepsini unutmak istiyordum.
Servi-te, a ti, aos cães, aos miúdos e aos teus amigos na esperança de me lembrar duma réstia da minha vida e agora é completamente claro porque decidi bloquear tudo.
Genelde isimleri hatırlarım ama seninkini unuttum.
Geralmente sou muito bom com nomes, mas que raiva, esqueci-me do seu.
Bunu hatırlarım.
Bem, vou-me lembrar disso.
Ama ben hep böyle hatırlarım. Çünkü bu haliyle çok güzeldi.
Mas lembro-me de lá assim porque assim ficava no auge da sua beleza.
Bir de bana vebalıymışım gibi davranan güzel kız arkadaşını hatırlarım.
E lembro-me da amiga dela reagia a mim como... se eu tivesse sarampo.
Bu şarkıyı her dinlediğimde mutlaka annemlerin evlenme yıldönümlerini hatırlarım.
Sempre que ouço esta música... lembro-me do aniversário de casamento dos meus pais.
Bu şarkıyı radyoda ilk duyduğum zamanı hatırlarım. Ve daima bu şarkının çok sevilmesiyle şu garip olay arasında aklımda hemen bir bağlantı kurulur. Mahallemizde çok sessiz bir adam olarak tanınan Bay Zipsky o gün bir sinir krizi geçirdi ve
Lembro-me da priemira vez que ouvi essa música na rádio... e sempre a associei a sua popularidade que era normalmente uma pessoa muito calma da nossa vizinhança teve um esgotamento nervoso e correu de cuecas pelas ruas a ameaçar as pessoas em Rockaway com uma faca.
Bankadan el koymaya geldikleri günü hala hatırlarım.
Lembro-me do dia em que eles vieram buscá-la.
Onu asansörde çıkardığımı dün gibi hatırlarım.
Parece que foi ontem que o levei para cima.
Geçtiği zaman, bana şöyle dediğini hatırlarım tüm Alabama'da daha iyi bir zenci kadın yoktu.
Quando ela faleceu, eu lembro dele dizer-me que não existia uma mulher preta melhor em todo o Alabama.
Bu şehre geldiğin o ilk günü çok iyi hatırlarım.
Lembro-me perfeitamente... do dia em que chegaste a esta cidade.
Bir taraftan dev bir buji taşırken "You'll Never Walk Alone" u söyleyişini dün gibi hatırlarım.
Eu lembro-me de a ver a cantar "You'll Never Walk Alone"... e a carregar uma vela gigante.
Ben yabancı paralı askerleri gördüğüm yabancı filmlerden hatırlarım.
Pensei que a Legião Estrangeira só existisse em filmes antigos.
Hatırlanması gerekenleri hatırlarım.
Eu recordo-me do que deve ser recordado.
Evet, hatırlarım, hatırlarım
Lembro-me bem.
Benim doğum günümün, geleceğin şansölyesi, ya da 3000 yıllık Reich'in Führer'i Adolf Hitler'inkiyle aynı güne denk düştüğünü hatırlarım.
Lembro-me que o meu nascimento foi no mesmo dia... que o do futuro Chanceler do milenário Reich...
Binbaşı Dexter Smythe'i hatırlar mısın?
Lembra-se do Major Dexter Smythe?
Kafam ayıkken bile dünyanın en zeki adamı olmayabilirim ama bir yöntem hatırlar gibiyim, hani siz bana soru sorarsınız ben yanıtlarım, sonra ben soru sorarım, siz yanıtlarsınız böyle böyle bir yerlere varırız.
Posso não ser muito inteligente mesmo sem estar de ressaca, mas lembro-me de quando vocês faziam perguntas e eu respondia, e de quando eu perguntava e vocês respondiam. Foi assim que aprendemos.
Beni hatırlar mı acaba?
Será que se lembra de mim?
Fırını 20 dakika sonra kapatmayı hatırlar mısın?
Lembras-te de desligar o forno daqui a 20 minutos?
Her duyduğunu kelimesi kelimesine hatırlar mısın?
Lembras-te de todas as palavras que ouves?
Hatırlar mısın sen küçük bir çocukken elimden tutar caddede yürürdük.
Lembras-te de quando eras criança, pegavas na minha mão e descíamos a rua.
Hatırlar mısın George? Büyük fırtınanın koptuğu geceydi.
Foi na noite daquela terrível tempestade, lembras-te, George?
Sence şu güvenlik muhabbetini hatırlar mı?
Achas que se lembra daquela cena de emergência?
Hey, Grady, rüyalarını hatırlar mısın?
Ei, Grady, lembras-te dos teus sonhos?
Camorra'yı hatırlar mısın?
Lembra-se da Camorra?
Bir şeyi daha hatırlar mısın?
E lembras-te de mais uma coisa?
- Hatırlar mısın?
- Lembras-te, Pippo?
Umarım beni hatırlar.
Sim, eu sei. Espero que ele ainda se lembre de mim.
Ah, hatırlar mısın hani Güvenlik ipin kopmuştu ve sen kargo bölümüne düşmüştün?
Daquela vez que o arnês de segurança se partiu e caíste no porão.
- Hatırlarım.
- Vou, sim.
Belki bu sayede, şehrin kenar mahallesinde, yaşlı adamlara yaklaşıp, arabanın camından 1000 dolar bozukluğunuz....... var mı, diye sorduğumuz o eski günleri hatırlar!
Talvez ele se lembre dos bons velhos tempos, quando íamos até ao lado pobre da cidade, estacionávamos junto a um velhote e lhe pedíamos troco de mil.
Tam hızmet veren benzin istasyonlarını hatırlar mısın?
Sabem as bombas de gasolina antigas? Punham-te gasolina, mudavam o óleo e lavavam os vidros.
Çocukluğumuzun yazlarını. Hatırlar mısın, asfalt erirdi de zıplaya zıplaya dolaşırdık caddede?
Nos nossos Verões da infância, quando o asfalto derretia e tínhamos de andar em bicos de pés.
Del Shannon'ın Runaway'ini hatırlar mısınız?
Lembras-te de del Shannon? Runaway?
Eskiden iyi vakit geçirirdik, hatırlar mısın?
Estávamos acostumados a nos divertir muito, recorda?
Belki görünce hatırlarım.
Talvez me lembre dela.
O şarkıyı hatırlar mısın?
Lembras-te desse?
Bir adam bara gider diye başlayan eski hikayeyi hatırlar mısınız?
Lembram-se daquela velha história que começa assim : "Há um tipo que entra num bar..."
O dakikayı benim için hatırlar mı acaba?
Será que ele se lembraria daquele minuto por minha causa?
Christian bir akşam sizinle konuşmuştu, balkondayken, hatırlar mısınız?
Lembrai da noite em que Christian vos falou sob a varanda?
hatırlamıyorum 685
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırlıyor musun 713
hatırladım 301
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırlıyor musun 713
hatırladım 301
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18