Hatırlayamadım tradutor Português
589 parallel translation
Hiçbirinin nasıl göründüğünü hatırlayamadım.
Não conseguia lembrar-me de nenhum deles.
Hatırlayamadım ama çok romanı var.
Não me lembro, mas ela já escreveu vários livros.
Hatırlayamadım.
- Não, não me recordo.
Hatırlayamadım.
Lamento, mas não me lembro.
Numarasını hatırlayamadım rehberden bakıp söylesin diye karımı aradım.
Não me lembrava do número, por isso liguei à minha mulher, para ela o procurar na agenda.
Kelimeyi hatırlayamadım.
Qual é a palavra?
Adını hatırlayamadım.
Do nome não me lembro.
Özür dilerim, eski dostum, adını hatırlayamadım.
Desculpe, amigo, eu não lembro do seu nome.
Renzo, şu anda gözlerinin rengini hatırlayamadım.
Renzo, neste instante, não me lembro da cor dos teus olhos. Amoroso, com aquele rosto sério.
Bay... üzgünüm, isminizi hatırlayamadım, ve adınızı öğrenmeden, ben...
Mr... Desculpe-me, Eu não ouvi o seu nome, ao menos que saiba isso, eu...
Ne olduğunu hatırlayamadım.
Não me lembro que sumo era.
Hatırlayamadım...
Eu não- -
Yüzünü hatırlıyorum ama ismini hatırlayamadım.
Eu me lembro do seu rosto, mas não do seu nome.
Hatırlayamadım, Amos.
Não posso dizer que lembro no momento, Amos.
Beni bağışla ama ismini hatırlayamadım.
Desculpe, não lembro seu nome.
Hayır, hatırlayamadım.
Não, não me lembro dele.
Hatırlayamadım.
Que eu me lembre, não.
Satın almaya gittiğimde hangi markayı içtiğini hatırlayamadım.
Nao lembrei qual a marca preferida de Nathan ao compra-la. - E? E qual pegou?
Çünkü o beni mahvetti, hiç bir şeyi hatırlayamadım.
Porque perdi os sentidos e então não me lembro.
Pek hatırlayamadım.
Que me lembre, não.
İsmini bir an hatırlayamadım.
Esqueci-me temporariamente do nome dele.
Seni tanıştırırdım ama adını hatırlayamadım.
Apresentava-te, mas não me lembro do seu nome.
Bak, aptal güvenlik kartı yüzünden son sayıyı hatırlayamadım.
Escuta, eu não lembro do último dígito do estúpido código de segurança.
Hatırlayamadım.
Não. Não me lembro.
Hatırlayamadım.
Não me lembro agora.
Hanımefendiyi hatırlayamadım efendim.
Não reconheço a madame.
Seni arayacaktım ama numarayı hatırlayamadım. Yapamadım.
Era para te ter ligado mas não me lembrava do número.
- Hatırlayamadım Majesteleri.
- Não me lembro, Majestade.
Senin nelerden hoşlandığını hatırlayamadım,... bu yüzden herşeyden azar azar aldım.
Não posso recordar o que você gostava, por isso decidi pôr de todo um pouco.
Ludwig'i beklemedim çünkü yüzünü hatırlayamadım.
Eu não esperei por Ludwig porque... Não me consigo lembrar... da cara dele!
Hatırlayamadım.
Eu não me lembro.
- İçinde miydi? - İçimdeyken bilemedim. Ve çıktığında hiçbir şey hatırlayamadım.
- Quando estava dentro eu não sabia e quando não estava não me conseguia lembrar.
İlk anda hatırlayamadım.
Sim, tinha-me esquecido.
Tek satır söyleyecektim. Onu da hatırlayamadım.
Tinha uma frase para dizer, e não me lembrava.
Bu adı hatırlayamadım.
Não conheço esse nome.
Hatırlayamadım.
Não me lembro.
Onu hatırlayamadığım bir süredir takip ediyoruz. Doğru.
Estamos a persegui-los desde nem me consigo lembrar.
Anneleri, ki herhalde 110 yaşında olmalı. Massachusetts'li teyzeleri. Ve adlarını bile hatırlayamadığım üç tane daha.
A mãe delas, que deve ter uns 110 anos, uma tia de Massachusetts, e mais três cujos nomes nem percebi.
O zamanlar olan, hatırlayamadığım çok şey var.
Há tantas coisas que aconteceram, nessa altura e que não me lembro.
Viyana'ya göre daha mı rahatım? O şaşaalı salonlarınızda, sevmediğim sıkıcı insanlarla neşeyle dedikodu yaptığım, şampanyaya boğulduğum hatırlayamadığım Strauss'ların valslerinde sendelediğim Viyana'ya.
Mais à vontade do que em Viena, naqueles salões brilhantes, a falar com maçadores, que detesto, encharcando-me em champanhe a dançar ao som de valsas de um Strauss de que nem me lembro?
- Beni hatırlayamadın mı, Valerie?
- Não me reconheces mesmo, Valerie?
Kesin tarihleri hatırlayamadığım için kusura bakmayın. Bu kart hepsinin yerine geçsin.
Perdoem-me por não me lembrar das datas exactas... mas espero que este cartão sirva para todas elas.
- Hala hatırlayamadın mı?
- Não se recorda? - Não.
Şey, "Eski 97'nin Enkazı" nı hatırlayamadığımız için kusura bakma.
Desculpe não nos lembrarmos do "The Wreck of the Old 97".
Şu an adını hatırlayamadığım cephane deposunun yakınında.
Está perto do arsenal. Não me lembro do nome.
* Hatırlayamadığım bir zamanda,
Uma vez, já não me lembro
Bu senin markan mı? Ne olduğunu hatırlayamadım da.
Nao me lembrava.
Ama bu atlar, halkımın hatırlayamadığı kadar uzun süredir orada yaşıyor.
Aqueles cavalos têm estado ali desde que o meu povo se lembra.
Mesela Onur Nişanlarının verilmesini önlemek için hüküm verilmesi gerektiği 5 Aralık'ta yayınlandı şu an ismini hatırlayamadığım sarhoş bir subay tarafından.
Um poderia ser o decreto de supressão de honras... que redigiu após 5 de dezembro, quando um oficial bêbado... embriagado, cujo nome não lembro.
Beni de hatırlayamadıklarım kıstırmış.
Eu estou preso pelo que não recordo.
Beni unutamayan hatırlayamadığım her kadının - sorumluluğunu almaya mecbur muyum sanki.
Responsabilizo-me por mulheres de quem não me lembro e que não me esquecem?
hatırlamıyorum 685
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırlıyor musun 713
hatırladım 301
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırlıyor musun 713
hatırladım 301
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18