Hayata tradutor Português
5,512 parallel translation
- Ve işte o zaman lezzetli ustamıza hizmet etmek için hayata döndük.
E foi quando ganhamos vida. Para servir o nosso delicioso mestre.
Endişelenme, o hayata bir daha geri dönmeyeceğim.
Não te preocupes, nunca mais voltarei a essa vida.
Değişim, hayatın bir bölümünde yeni bir hayata hareket etmektir.
Transição é movimento, de um ponto da vida para outro diferente.
Eminim hayata kafa tutmak demişindir.
Aproveitar a vida... De certeza.
" Kutsal Ruh'a ve kutsal Katolik Kilisesi'ne azizlerin birliğine, günahların affına vücudun dirilişine ve ebedi hayata inanıyorum.
"Creio no Espírito Santo ;" "Na Santa Igreja Católica ;" "Na Comunhão dos Santos ; Na remissão dos pecados ;"
Jessica şu anda hayata olan bütün bakışımı değiştirdin.
Jessica, podes ter alterado a forma como vejo a vida.
Yeni kocamla yeni bir hayata başlamak istiyorum.
Quero ter uma vida ao lado do meu novo marido.
Hımm, biraz kaygıları falan vardı, ama Zach kendisini bir cinayet hedefi yapacak bir hayata sokmamıştı.
Ele tinha um pouco de ansiedade, mas o Zach não levava um tipo de vida que fizesse dele alvo de assassinato.
Bedeniniz muhtemelen yabani hayata özlem duyuyor.
O seu corpo... provavelmente, anseia pela vida selvagem.
Skye'ı iyileştiren ve Coulson'ı hayata döndüren ilacı kopyalamaya yaklaştık.
Estamos quase a recriar o fármaco que curou a Skye e salvou o Coulson.
Wallace iş dışındaki hayata yeniden ayak uydurmaya başlaman gerekiyor.
Wallace, tens de começar a viver fora do trabalho.
Bak, o hayata dönmek isteseydim, seni oyalardım. Burke, şu kapıyı kırana kadar, sözler verip, yalan söyleyip vakit kazanırdım.
Oiça, se quisesse voltar àquela vida, estaria a empatar, a ganhar tempo com promessas e mentiras, até que o Burke arrombasse por aquela porta.
Ama o hayata dönmek istemiyorum.
Mas não quero voltar.
Her kraliçe hayata prenses olarak başlamaz.
Nem todas as rainhas comecar como princesas.
Benim istediğim onları hayata döndürmek.
O que eu quero é trazê-las de volta à vida.
"Bizi bekleyen hayata sahip olmak için planladığımız hayattan kurtulmaya istekli olmalıyız."
"Devemos estar dispostos a livrar-nos da vida que planeamos, de modo a podermos ter a vida que está à nossa espera."
Yeni bir hayata başla.
Começai uma vida nova.
Bu, kekeme kardeşini hayata geri mi döndürecek sanıyorsun?
Acha... que isto trará o seu irmão gago de volta à vida?
O zaman yeni bir hayata başlayabilir, tam istediği gibi.
Depois, poderá começar uma nova vida, como quer.
Onu hayata döndüren benim.
Fui eu que lhe dei vida.
Bir sporcu ve koç olarak Brian'ın düzenli bir hayata sadık kalması gerekiyordu.
Bem, como atleta e treinador, o Brian tinha de levar uma vida muito regrada.
Hayatımdaki hatalı seçimleri düşünerek hayata gözlerini yumdu.
Morreu pensando que as escolhas da minha vida foram um erro.
Bu habis lanetin en zalim özelliği, seni hayata bağlayan sevgiyi kullanarak sana en yakın olanlara ulaşmayı sağlamak.
O aspecto mais cruel desta... maldição das trevas, é que o laço que vos une na vida, o amor humano, é corrompido até ser uma necessidade de consumir os mais próximos de ti.
Normal hayata yeniden alışmak falan...
Reajustar a vida normal e outros detalhes.
Doktor onu hemen şok cihazı ile hayata döndürmeye çalışmış ve o esnada ben 911'i aradım.
O médico tentou ressuscitá-lo com um desfibrilador, foi quando liguei para o 112.
Bu, klinikteki ilgili hekimin onu hayata döndürmeye çalıştığını gösterir.
Que teria sido aplicada pelo médico assistente numa clínica quando tentaram reanimá-lo.
NipAlert henüz hayata geçmedi.
O MamilAlerta não está no ar.
Bu sonbaharda tamamen yeni bir hayata başlayacaktım.
No próximo outono iria começar toda uma nova vida.
- Hayata tutunuyor yani.
Está a sobreviver.
Oğlumu astıktan sonra kocama bir hayata karşılık başka bir hayat sözü verdin.
Prometeste ao meu marido trocar uma vida por outra depois de enforcares o meu filho.
Parayı al,... trene bin ve Londra'da yeni bir hayata başla.
Tu agarras no dinheiro, apanhas um comboio e começas uma vida nova...
Klas bir hayata klas bir başlangıç.
Um começo com classe para uma vida de classe.
Ama sence de odadan çıkıp, hayata geri dönmenin zamanı gelmedi mi?
Mas não achas que já está na hora de saires deste quarto? e começares a viver a tua vida de novo?
Böylece buradan ayrılabiliriz. Beraber yeni bir hayata başlarız.
Para podermos ir embora e começarmos a nossa vida.
Bu bir şeyi hayata geri getirmeyecek.
Não vou reavivar isto.
Sakin hayata ayak uyduracak bir tip değil. - Saçlar!
Ele não é do tipo que se contenta com uma vida tranquila.
Ailesi Rustu ama İngiltere'de yeni bir hayata başladılar. Siz de yapabilirsiniz.
A família dele era russa, mas começaram uma nova vida em Inglaterra e podem fazer o mesmo.
Kart kataloğu gerçek hayata hala bağIı.
O catálogo de cartões continua ancorado a esta realidade.
Katie'yi görebilmeni, senin için hayata dönmek istediğini anlayınca, her şey açıklığa kavuştu.
Mas logo ficou claro que era capaz de ver a Katie. Que ela tinha voltado à vida por si.
Yeni bir hayata başlamak istedi.
Queria começar uma nova vida.
Beni hayata döndürdü Bayan Patmore.
Ela devolveu-me a vida, Sra. Patmore.
Her zaman istedigi hayata sahip olacak.
Ela vai ter a vida... que sempre quis.
Marian'in hayata geri dönmesi Roland için çok önemliydi.
Ter a Marian de volta à sua vida, é muito importante para o Roland.
Kapıda durup arkanızda bırakmak üzere olduğunuz hayata bakarken...
E enquanto ficas parado na tua varanda, a olhar para a vida que vais deixar para trás...
Geri geldiklerinde kendilerine bir beden bulabileceklerini ve o bedenle yeniden hayata dönebileceklerini düşünüyorlar.
Acham que podem encontrar os novos hospedeiros e fazê-los recobrar a consciência.
Kendi iradeleriyle bir sonraki hayata geçebiliyorlar.
Vão de bom grado para a próxima vida.
Derken, kendi ailemi yetistiriyordum, attigim her riskli adimda en degerli hayata sahip oldugumun farkindaydim.
E depois... Formei a minha própria família, sabendo que aqueles que mais amo corriam o mesmo perigo que eu.
Hâlâ bir hayata sahip olabilirler.
Eles ainda teriam uma vida.
Sonra peşini bırakıp yeni bir hayata başla.
Comece uma vida nova.
Şehirdeki hayata asla ayak uyduramazdık zaten.
Nunca nos teríamos safado lá.
Kalbi hayata devam etti.
O seu coração seguiu em frente.
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat çok kısa 40
hayatımda ilk kez 38
hayatım boyunca 96
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat çok kısa 40
hayatımda ilk kez 38
hayatım boyunca 96