Hayattasın tradutor Português
789 parallel translation
Şükürler olsun, hayattasınız.
Capitäo Bligh, graças a Deus está vivo.
Hala hayattasınız Peder Perrault.
Ainda está vivo, Padre Perrault.
Sen hayattasın.
O senhor está vivo.
Sen hayattasın, sen yaşıyorsun
Estás vivo, tu também estás vivo.
Bu yüzden bugün hala hayattasınız.
É a única razão pela qual o Sr. Ainda vive.
Görüyorum da hala hayattasın.
Vejo que ainda estás vivo.
Tanrım. Maurice, hayattasın!
Meu Deus, Maurice, estás vivo!
- Sen hayattasın, şimdi bende.
Agora vive, e eu também.
Üzülme. Burada hayattasın ya.
Calma, alegra-me que esteja aqui, vivo.
Hayattasın.
Você está a salvo.
Fakat siz hayattasınız ve o öldü ve aranızdaki fark bu.
Mas nós estamos vivos e ele está morto. Essa é a diferença.
Hala hayattasın.
Bem, você ainda está vivo.
Hayattasın.
Está vivo.
Hayattasın, Corey, o zavallılardan daha iyi bir durumdasın.
Tu estás vivo, Corey, estás em melhor condição, que aqueles pobres coitados.
Hayattasın!
Estás viva!
En azından hayattasın.
Bem, tem que estar vivo para estar agoniado.
- Hayattasın.
- Está vivo. - Estou?
Hayattasınız, hala yürüyebiliyorsunuz.
Sr. Forbes, vire-se.
onların hepsi yerde yatıyor sen ise hayattasın ve yürüyorsun.
Creio que te saíste melhor que os outros. Eles estäo aqui mortos e tu ainda andas.
Tanrı'ya şükür hayattasın.
Meu Deus!
Hayattasınız!
Está vivo!
Her şeye rağmen hâlâ hayattasın.
estás vivo afinal de contas.
Sen de hayattasın.
Você está viva.
Hayattasın.
Tu estás vivo.
Hayattasın!
Vivo!
Hayattasın Yüzbaşı.
Estás vivo, Capitão.
Hayattasın.
Sou eu. - Meu Deus! Estás vivo.
Tanrı seni kutsasın, hayattasın.
- Deus salve o nosso estilo de vida.
Kirk, eski dostum, hala hayattasın.
Kirk! Ainda está vivo! Meu velho amigo...
Ya sen? hala hayattasın
Você continua vivo.
Lawrence, sen neden hala hayattasın?
Lawrence, porque continua vivo?
Evet, ama hala hayattasın, değil mi?
Mas não está morto, pois não?
Hayattasınız.
Estás vivo.
Çok şükür. Hayattasın.
Óptimo, está vivo.
Hayattasın!
Estás vivo!
Siz ve eşiniz şuan da hayattasınız, değil mi?
Depreendo que o senhor e a sua mulher estão presentemente vivos?
Peki, sen de hayattasın ben de.
Bem, estás vivo e eu também.
David, bütün bu olanlara henüz bir cevabımız yok ama asıl önemlisi hala hayattasın...
David, não sabemos todas as respostas ainda. Mas o principal é que estás vivo!
Harry, hayattasın.
Harry, estás vivo.
Bunu neden yapayım? Sen hâlâ hayattasın.
Mãe, grandes noticias.
Hayattasın, değil mi?
Estás vivo, não estás?
Hala hayattasın, değil mi?
Continuas vivo, certo?
Ben hayattayım ve sen de hayattasın!
Estou vivo e tu também!
Hala hayattasın.
Ainda está vivo.
Hayattasın.
Estás vivo.
Dua et hala hayattasın.
Tens sorte de ele ainda estar vivo.
Ama sen hayattasın Henry.
Mas tu estás vivo, Henry.
Burada kaldığınız müddetçe hayattasınız demektir.
Continuarão vivos, enquanto ficarem cá.
Hayattasınız.
Uma grande sorte.
- Hayattasın.
- Agora sou um escravo.
Hâlâ hayattasın!
Estás viva!
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayat dolu 30
hayat çok kısa 40
hayattayım 45
hayatım boyunca 96
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayat dolu 30
hayat çok kısa 40
hayattayım 45
hayatım boyunca 96