Hayat devam ediyor tradutor Português
349 parallel translation
hayat devam ediyor.
a vida continua.
Sadece yeni hayat devam ediyor.
Aquilo é apenas uma nova vida que nasce.
Bunları unutmak zordur, ama hayat devam ediyor.
É algo que não é fácil de esquecer, mas a vida continua.
Giden geri gelmeyecek. Hayat devam ediyor.
Os mortos haviam desaparecido para sempre e os vivos prosseguiam a sua vida.
Hayat devam ediyor.
A vida continua, Indy.
Hayat devam ediyor.
Depois, a vida continua.
Beraberdik. Hayat devam ediyor.
- As pessoas seguem a sua vida.
Ama hayat devam ediyor.
Mas a vida continua.
Hayat devam ediyor.
A vida continua.
Hayat devam ediyor!
A vida continua! Gaiety!
Yani hayat devam ediyor.
Portanto acho que a vida continua.
Dışarıda hayat devam ediyor...
Todas aquelas vidas a acabarem ali :
Hayat devam ediyor.
A vida segue.
Hayat devam ediyor. Korkunç bir durumu kabullenmeye çalışacağım.
Vou ter de tirar o melhor partido desta situação horrorosa.
Bayan Krabappel, Stinky ve Wrinkles`in zamansız ölümü hepimizi derinden sarstı ama hayat devam ediyor.
Sra. Krabappel, estamos todos tristes... pela repentina morte do Stinky e do Wrinkles... mas a vida continua.
O kurşun yarasından kurtulamadım. Ama hayat devam ediyor.
Nao sobrevivi aquele tiro... mas a vida continua.
O gitmiş olabilir, ama hayat devam ediyor.
Não te podes deixar ir abaixo, tens de controlar a dieta.
Ama hayat devam ediyor...
Mas a vida continua.
Hayat devam ediyor, değil mi?
- A vida continua.
Önemli olan hayat devam ediyor.
O importante é continuares em frente.
Sonunda hayat devam ediyor!
A vida está a continuar!
Hayat devam ediyor dostum.
Lar, doce lar, Sr. L.
Hayat devam ediyor. Doğru.
A vida continua... está bem.
- "Hayat devam ediyor" un nesi komik?
- Qual é a graça?
Hayat devam ediyor mu... etmiyor mu...
Ou a vida continua ou não.
Hayat devam ediyor. Hala buradayız.
A própria vida... estarmos aqui.
hızla esiyor. Hava yarın da açık ve güneşli olacak. Hayat devam ediyor.
Céu limpo e sol amanhã com 21 graus... e a vida continua assim como o trânsito.
Lütfen. Evet, zor ama... Hayat devam ediyor.
Pois custa, mas temos de seguir em frente.
Hayat devam ediyor. Bir insan olarak mı yaşayacağım?
A minha vida, como humano?
Ama hayat devam ediyor.
Mas o mundo continua a girar.
- Hayat devam ediyor.
- A vida continua, não é?
Hayat devam ediyor. Zaman kimileri için olumlu bir şeydir.
Por outro lado... o tempo é amigo de certas pessoas.
Ama hayat devam ediyor Size boyle durumlarda hayatta kalmayi anlaticam.
Mas uma coisa ou outra, eu ensino-lhes a safarem-se de situações destas.
Hayat herkes için devam ediyor.
A vida continua para ti e para mim
Ama ormanda, dışarıyla bağlantısız kesimlerde henüz canavarın tahribatına uğramamış yerlerde hayat ve ticaret, her zamanki gibi devam ediyor.
Mas nas florestas em nichos isolados ainda intocados pela destruição do monstro a vida e os negócios continuam...
Hayat bizim için Yine devam ediyor
A vida está à tua volta e em ti
Bir düşünce beni rahatsız etmeye devam ediyor, Watson, Roylott, Hindistan'daki profesyonel hayatında o kadar başarılı olmuşsa, bunu neden sıkıntı içinde geçirilecek bir aristokratik yaşam için değiştirsin?
Há uma coisa que me intriga Watson : A vida profissional do Roylott na Índia. Se era assim tão bem sucedida, porque a trocaria por uma vida de penúria aristocrática?
Böyle bir kapanma olayı insanı üzüyor ama hayat da devam ediyor.
Nunca é agradável quando algo como isto chega a um fim... mas a vida continua.
- Hayat devam ediyor.
- A vida continua.
Sevgili hayatım, Deborah... Devlet işleri zamanımı almaya devam ediyor.
Minha adorada Deborah, os assuntos de estado ocupam cada vez mais o meu tempo.
Ancak hayat yol almaya devam ediyor.
A vida, no entanto, continua rumo ao seu final.
Ama Maya kültürü, bilgisi ve artistliği hala burada, geçmişe, şimdiye ve geleceğe bağlantı sağlayan bu günün Maya'larının hayatında devam ediyor.
Mas a cultura Maya, sabedoria e arte ainda está presente na vida dos Mayas actuais que ligam o passado, presente e futuro.
Bu doğru hayat devam ediyor, Gillian? Öyle değil mi?
Não é assim?
O an hayatın tam da hep süreceğini düşündüğün gibi devam ediyor bir an sonra bir şey yapıyorsun ve her şey değişiyor. fark ediyorsun ki, aslında sandığın kişi değilmişsin.
Num minuto a vida corre como esperavas, no minuto seguinte fazes uma coisa que muda tudo e que te faz perceber que não és quem pensavas ser.
O hayatına devam ediyor.
Ele seguiu em frente.
Aşk hayatımdan yansımalar devam ediyor.
É como a minha própria vida sentimental.
Milyarlarca insan hayatını yaşamaya devam ediyor.
Milhões de pessoas a viver as suas vidas.
Şehirde sıcak hava dalgası devam ediyor kayıtlardaki en yüksek sıcaklık 6 hayatı aldı. felaketin 3'ü Brooklyn, 2 Bronx ve biri Queens'den.
A onda de calor continua a varrer a cidade, tendo as altas temperaturas ceifado seis vidas ontem, três em Brooklyn, duas no Bronx e uma em Queens.
"Papaz evine yeni bir papaz taşındı, ve..." "... hayat aynı tekdüzelikle ve hızla devam ediyor. "
"Há um novo pastor no presbitério e a vida parece ser uma sucessão de ociosidade diligente."
Bağlandı ve hayatına devam ediyor.
Ainda estão todos vivos.
Hayatına devam ediyor. Karısını unutması için ona yardımcı oluyorum.
- Estou a ajudá-lo a esquecer a mulher.
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam ediyoruz 81
ediyorum 314
ediyor 38
ediyorsun 23
ediyoruz 18
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
devam ediyor 34
devam ediyoruz 81
ediyorum 314
ediyor 38
ediyorsun 23
ediyoruz 18
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30