Hayatım boyunca tradutor Português
5,518 parallel translation
Tüm hayatım boyunca o anın hayalini kurdum ve adam gözümün içine bakarak bile konuşamadı.
Eu sonhei com este momento a minha vida inteira, e o homem mal me conseguia olhar nos olhos.
Fakat benim bütün hayatım boyunca hiç sevişme şansım olmadı
Mas eu, nunca na minha vida toda poderei dar um passo para a liberdade.
Hayatım boyunca, hiç başarısız olmadığımı mı sanıyorsunuz?
Achas que eu não falhei na vida?
Hayatım boyunca, baleye aşıktım.
Durante toda a minha vida, amei o balé.
Hayatım boyunca han dailerimi kontrol altında tutup, Guan Gong'u onurlandırmaya çalıştım, muazzam bir güce ve servete kavuştum, ama, yakınımda olan hiç kimse bana bunların hile ve aldatmayla elde edildiğini söylemedi.
Toda a minha vida, I try to take care of my han dais, honra Guan Gong, riqueza acumulada e poder, mas ninguém perto me diria é por fraude ou por engano.
Aslına bakarsan, hayatım boyunca bir görüşme beni hiç bu kadar heyecanlandırmamıştı.
Na verdade, nunca me senti mais excitado com um encontro em toda a minha vida.
Evet, hayatım boyunca kız arkadaşının donlarını çıkarmayı bekledim.
Passei a vida à espera para tirar a cueca da tua namorada...
Hayatım boyunca cevabın İsa'da saklı olduğunu düşündüm. Ama artık biliyorum ki tek yaptığım tamamen kısıtlayıcı olan bir ruhani öğretiyi papağan gibi tekrarlayıp durmakmış.
Toda minha vida pensei que Cristo era a resposta, mas agora sei que estava apenas a papaguear de volta uma limitada noção de espiritualidade.
Ölürse ve hayatımın aşkıyla evlendiğimi göremezse bunu hayatım boyunca unutamam Silvia.
E seria muito difícil para mim, Silvia, se ele morresse e não conseguisse ver o meu casamento com o amor da minha vida.
Bu yüzden hayatım boyunca seni korudum.
Por isso protegi-te toda a vida.
Aslında bu şekilde olmaması gerek. Hayatım boyunca bu soruyu yalnızca bir kez sormayı ümit etmiştim. Ama sanırım iki kez sormam gerekecek.
Não era assim que devia correr, mas... esperava fazer esta pergunta uma só vez na minha vida, mas vou fazer duas vezes.
Efendim, bazılarını bütün hayatım boyunca tanırım ve...
Senhor, eu conheci alguns deles durante toda a vida e...
Ama hayatım boyunca bana İncil'den alıntılar yapıp sonra da Ethan Allen'ın en iyi koltuklarından birini kirleten kadınla konuşulur.
Mas é uma forma de falar com a mulher que durante toda a minha vida me citou a Bíblia e, que depois, profanou um dos melhores sofás Ethan Allen.
Hayatım boyunca başka bir şey yapamayacağım.
Como serei para o resto da minha vida.
Hayatım boyunca ne olmak istediğimi bilmiyordum ve umursamıyordum. Ama artık aşırı havalı olan ve onun gibi olmak istediğim biri var.
Passei a vida sem saber o que queria ser e não me importava, mas conheci uma pessoa muito fixe e quero ser igualzinha a ela.
Sağır olma şansım olmadığı için hayatım boyunca peynir satmak zorundayım.
Então, estou condenada a vender queijo o resto da vida porque... não tenho a sorte de ser surda?
Hayatım boyunca omuzlarıma yük oldun.
Foste um fardo para mim a vida inteira.
Hayatım boyunca büyük şeylere doğru yol aldım.
Toda a vida estive no caminho para a grandeza.
Bu hayatım boyunca isteğim tek şeydi ve şimdi de bunu elimden alıyor.
É aquela única coisa que sempre quis toda a minha vida, e ele está-me a tirar isso.
Bu hayatım boyunca isteğim tek şeydi ve şimdi de bunu elimden alıyor.
Isto é aquela coisa que eu quis toda a minha vida e ele está a tirar-me isso.
- Bunu hayatım boyunca söyleyeceğim. - Ne yapıyor?
Vou dizer isto no resto da vida.
- Hayatım boyunca.
Toda a minha vida.
Kısaca, Sheila'ya hayatım boyunca arşiv odasında olanları anlatmayacağım.
Só digo que nunca vou contar à Sheila o que fiz naquela sala.
Bütün hayatım boyunca onu tanırım.
Conheci-o a minha vida toda.
- Tüm hayatım boyunca, Shredder'in babam olduğuna inanmam için büyütüldüm. Splinter'in düşman olduğuna...
Toda a minha vida, fui levada a acreditar que o Shredder era o meu pai, e que o Splinter era o inimigo.
Bay Picker, hayatım boyunca tek yaptığım açıklama, gelmem gereken saatten sonra eve gizlice girerken yakaladığı için annemeydi.
Sr. Picker, a única explicação que já dei na vida foi à minha mãe quando me apanhou a entrar em casa depois da hora.
Ve muhtemelen geri kalan hayatım boyunca hamburgerlerle lanetleneceğim.
E eu serei um Zé Ninguém.
Hayatım boyunca bir tek gün bile korkmadım.
Nunca senti medo, em toda a minha vida.
Tüm hayatım boyunca, diğer insanların satranç masasında bir piyon oldum.
Toda a vida fui uma peça de xadrez nas Cortes dos outros povos.
Hayatım boyunca kendimi daha iyi hissetmemiştim.
Nunca me senti melhor na vida.
Kiliseden çıkıp seni ilk kez gördüğüm anı hayatım boyunca unutamayacağım.
Eu nunca esquecerei quando saí da igreja e te vi pela primeira vez.
Hayatım boyunca beni evde kilitli tutamazsın.
Não podes fechar-me em casa para o resto da vida.
- Hayatım boyunca yaptıklarım bir hata mıydı?
E o trabalho da minha vida é um erro?
Düğün günümüzde beni terk etmen hayatım boyunca başıma gelen en iyi şeydi.
A melhor coisa que aconteceu foi largares-me no altar.
Hayatım boyunca bir sürü salaklık yaptım ama karaciğer çalmak bunlardan biri değil.
Posso ter feito algumas asneiradas na vida, mas, roubar um fígado humano não está nessa lista.
Düğmeli domuz lakabını aldım. Ve HPV virüsü gibi o da hayatım boyunca yakama yapıştı.
Deram-me a alcunha de Javali, e tal como o HPV... fica para a vida toda.
Bu hayatım boyunca bir kez ele geçireceğim bir fırsat.
É uma oportunidade única.
Biri burada olduğumu öğrense rozetimi ve silahımı elimden alırlardı. Hayatım boyunca güven gerektiren hiçbir işe de giremezdim.
Se alguém soubesse que aqui estou, iriam pedir-me para entregar o meu distintivo e a arma e nunca mais na minha vida conseguiria arranjar um emprego que requeresse confiança.
Hayatım boyunca Istakoz Çocuk olarak bilindim.
Desde que me lembro, que sou conhecido como o rapaz lagosta.
Hayatım boyunca Istakoz Çocuk olarak bilindim.
Desde que me lembro, que sou conhecido como o rapaz lagosta...
Hayatımız boyunca ölümden korkarız.
Passamos a vida com medo da morte.
Hayatın boyunca Nick'in kuklası mıydın?
Toda a tua vida? És o fantoche?
Yoksa hayatının geri kalanı boyunca kaçak olarak yaşamaya razı mısın?
Ou andares a fugir pelo resto da tua vida?
Hayatı boyunca mı?
Pelo resto da vida?
Canını bağışlayacağım, ama sefil hayatın boyunca ne dersem onu yapacaksın.
Eu vou poupar-te a vida, mas vais obedecer-me para o resto da tua vida inútil.
Hayatı boyunca sakladım onu.
Escondi-a toda a vida dela.
Kendimizi şimdi savunmazsak, hayatımızın geri kalanı boyunca buna pişman olacağız.
Se não nos impusermos agora, vamos arrepender-nos para o resto das nossas vidas.
Peki, hayatımın geri kalanı boyunca uçuk hastalığım olacak mı?
Então vou ter herpes para o resto da minha vida?
Kızgın Fransızlar geliyor diye hayatımız boyunca tedirgin olmalı mıyız?
Devíamos ficar preocupados com um francês furioso - o resto das nossas vidas?
Hayatım boyunca tek isteğim buydu ama hiç beceremiyorum.
Catherine, é ridículo! É humilhante! Estás a cometer um grande erro!
Kaçacağına söz ver. Hayatım boyunca kaçacağım.
- Prometei-me que fugireis.
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat çok kısa 40
hayatımda ilk kez 38
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat çok kısa 40
hayatımda ilk kez 38