Her sabah tradutor Português
2,595 parallel translation
Yulaf ezmesi. İçinde meyve dahi yok. Her sabah aynı yavan, sıkıcı şey.
Aveia, sem qualquer peça de fruta, sempre a mesma coisa chata.
Her sabah gözlerinizi hiç motivasyonunuz olmadan açmanın ne demek olduğunu tahmin bile edemezsiniz.
Não podem nem imaginar o que é levantar-me todos os dias sem uma motivação.
Her sabah daha da erken kalkıyorsun.
- Cada dia madruga mais, é?
Sanki hiçbir şey olmamış gibi her sabah sırıtan o kaltak için.
Para que aquela puta saia sorrindo cada dia como se não fosse nada.
Her sabah gözlerinizi hiç motivasyonunuz olmadan açmanın ne demek olduğunu tahmin bile edemezsiniz.
Não podem nem imaginar o que é levantar-me a cada manhã sem nenhuma motivação.
Her sabah Barmen istasyonunda buluşup kahve ve sigara içerdik. Ve o günkü işlerimizi gözden geçirirdik.
Encontrávamo-nos na estação de Barmen todas as manhãs para tomar café com pãozinho e rever o trabalho do dia.
Yani her sabah, uyandığında hayatta olduğuna şaşırıp güzeller güzeli şarkılar söylüyormuş.
Por isso de manhã, quando acorda, fica totalmente chocada por estar viva e canta canções lindíssimas.
Seninle tanıştıktan sonra her sabah şarkı söyledim.
Eu cantei todas as manhãs desde que te conheci.
Her sabah bunlardan 20 tanesi komiserlerin masasına bırakılır.
Todos os dias, vinte destes são deixados na mesa do chefe.
Sana gerçekten aşık olsaydım, her sabah gördüğüm o yüz benim için önemli olmayacaktı.
Que o teu aspecto, a cada manhã, não importava, se eu te amasse de verdade.
Diyabet için günde iki, kolesterol için bir, yüksek kan basıncı için bir hapım var ; ayrıca Byetta adlı enjekte edilen bir ilacı her sabah kahvaltıdan önce ve her akşam yemekten önce kullanıyorum.
Tomo dois comprimidos para a diabetes, um para o colesterol, um para hipertensão, e tomo Byetta, um medicamento injetável, todas as manhãs, antes do pequeno-almoço, e todas as noites antes do jantar, e isto é o que tenho feito durante quase quatro anos.
Evli bir kadına aşık olmaya niyetim yoktu ancak ansızın öğlen yemeğe çıktık ve ben her sabah heyecanla işe giden bir muhasebeci oldum.
Não queria apaixonar-me por uma mulher casada, mas, de repente, estávamos a almoçar e passei a ser um contabilista que acorda sempre empolgado.
Her sabah göle kim gider ki?
Quem vai todas as manhãs ao lago?
her sabah Rachel'e izlenecek talimatları verir.
Todas as manhãs dava à Rachel a direção a ser tomada.
Her sabah şafak sökünce uyanmamın sebebi bu.
É para isso que acordo ao raiar do sol todos os dias.
Vay canına. Sen neden her sabah böyle güzel gözüküyorsun?
Porque estás sempre tão boa de manhã?
Her sabah koşar mısın?
Fazes isso todas as manhãs?
Her sabah yapacak mıymış?
Vai fazer isso todas as manhãs?
Bu da baba her sabah 10'da gelecek notu.
E este, que o pai vem todos os dias, às 10 da manhã.
Evet ama Gabriel her sabah kendisine Grateful Dead konserinden daha yabancı bir yerde uyanıyor.
Pois, mas o ambiente no qual ele acorda todas as manhãs é-lhe bem mais estranho que um concerto dos Grateful Dead.
Babam her sabah 10'da gelirdi.
Ele vem todos os dias às 10.
Her sabah, her sabah!
Todas as manhãs?
Çok hoş biri. Her sabah yürüyüş yapıyormuş.
Ele é tão gentil e caminha todas as manhãs.
Bir ay boyunca neredeyse her sabah mesajlaşıyorlarmış bunlar.
Trocavam mensagens directas quase em todas as horas em que estavam acordadas, durante meses.
Her sabah ayakkabılarımı giydirmekte ısrar ediyor.
Insiste em fazer o meu serviço todas as manhãs.
Doktoruna göre, deri veremi belirtileri sebebiyle her sabah bir tane içiyormuş.
Segundo o seu médico, ele tomava um todas as manhãs para sintomas de lúpus.
Her sabah ya şantiyeye ya da araba yıkamaya giderdi. Başınız sağ olsun.
Fazia pequenos serviços ou lavava carros todas as manhã.
O hâlâ aklımda çünkü o yolda seninle birlikte olduğumu her sabah seninle aynı yatakta uyanmanın nasıl bir şey olduğunu o kadar çok hayal ettim ki. İkimizin baş başa oturup kahvelerimizi içerek gazete okuduğumuzu.
Ainda penso nela porque pensei tanto em percorrer esse caminho contigo, em como seria acordar ao teu lado, em ficarmos sentados, só nós os dois, a tomar café, a ler o jornal...
Bilge kadının biri, herkesin her sabah uyandıktan sonra biraz dua ettiğini söylemiş.
Uma mulher sábia disse, uma vez, que de manhã, ao acordamos, devemos dizer uma pequena oração.
Artık günün her sabah saat 6 : 00'da başlıyor.
O teu dia começa às 6 da manhã, com a chamada de Milão.
Niye her sabah kalkıp kimsenin umursamadığı bir şehre hizmet verdiğimizi hatırlatıyor.
Ele é o motivo de virmos até aqui, de nos levantarmos todas as manhãs, para servir uma cidade que simplesmente não quer saber.
Her sabah mı?
Todas as manhãs?
Ayrıca her sabahın köründe buraya gelemem artık.
Além disso, não posso aparecer todas as manhãs.
Her sabah uyanıp, takım elbisesini giyen, kravatını takan ofisine giden, saat tam 5 : 30'da eve dönen içkisini içip ailesiyle takılan bir babaya dönüşmen için dua ediyorum.
O tipo de pai que acorda todos os dias de manhã, veste um fato e gravata, conduz até um qualquer gabinete de merda, chega a casa às 5h30 em ponto, toma uma bebida, e vai sair com a merda da família.
Her sabah uyandığımda bunlardan görür, koklardım.
Todas as manhãs acordava ao lado delas... a cheirá-las.
Her sabah Rin'in mutlu bir şekilde, koşarak benden uzaklaşmasını izliyorum.
Todas as manhãs vejo a Rin feliz, a correr de mim.
Her sabah 2, 3 saat bakıma ihtiyacı var.
Ele precisa 2 a 3 horas de cuidados todas as manhãs.
Ve ona her sabah ay çöreği götüreceksin.
E vais-Ihe trazer croissants todas as manhãs.
Her sabah çok yorgun uyanırdım...
Acordo exausto todas as manhãs.
Her sabah onu senden sıyırmak gerekiyordu.
Tínhamos de to arrancar de manhã.
Ama her sabah kataloğum ve numunelerimle işe gittikçe, üç beş kazanır oldum işte.
Mas, enquanto andar lá fora todos os dias com a mala de amostras e o meu catálogo, é uma forma de viver.
Her sabah uyandığımda kahvaltı hazırladım. Yalnız yemek yiyip yalnız başıma büroya gittim.
Levanto-me de manhã, faço o pequeno almoço, como sozinho e vou sozinho para o escritório.
Bu eğitimi her sabah tekrarlarlar.
Treinam todas as manhãs.
Her sabah uyandığımda Guy'ın asıldığını görürüm
Oh, sim. eu regularmente acordava e via o Guy a puxar uma para fora.
Her gün ölünmez. Sabah uyandığında bazı kararlar almak zorunda olacaksın.
Todos os dias, até morreres, quando acordares de manhã, vais ter de tomar decisões.
Yakınınızdaki küçük bir kütüğün altında bir çanta var içinde, bu gece kamp yapmanız ve yarın sabah kaçabilmeniz için gerekli her şey var. Açıklamaya çalışmaktan başka sizin için yapabileceğim pek bir şey yok.
Há um saco debaixo dum pequeno tronco aqui por perto nele estará tudo que faz falta para acampar esta noite e ajudar na fuga pela manhã.
Sabah kapıdan her çıktığımda, bir daha girmeyecekmişim gibi hissettiğin sürece çocuk sahibi olmanın uygun olmayacağını söyleyen sen değil miydin?
Não foste tu que disseste que não seria justo ter um filho enquanto todas as manhãs saísse de casa e tu sentisses que eu poderia nunca mais voltar?
Bu sabah her şeyi yanlış yapıyorum.
Merda. Tudo corre mal esta manhã.
Yarın sabah Melissa her şeyi öğrenmiş olacak.
Estou a dizer-te que amanhã de manhã, a Melissa vai saber tudo.
Pazartesi sabahı dikkati dağıtacak her şey iyidir.
Qualquer distracção numa manhã de segunda é boa.
Her neyse. Bu sabah, bayan Amish'in hastalığının ne kadar ciddi olduğu hakkında sorular sordu.
De qualquer maneira, esta manhã, ela estava a querer saber mais sobre uma série de questões laterais como o quanto grave era a doença da Sra. Hamish.
sabah 162
sabaha 19
sabah 6 54
sabah 5 44
sabah 4 42
sabah 9 27
sabahleyin 42
sabah oldu 62
sabah 8 42
sabah görüşürüz 127
sabaha 19
sabah 6 54
sabah 5 44
sabah 4 42
sabah 9 27
sabahleyin 42
sabah oldu 62
sabah 8 42
sabah görüşürüz 127
sabah 10 40
sabahları 23
sabah 11 17
sabah 3 24
sabah 7 50
sabah mı 28
sabaha görüşürüz 62
sabahın 4 22
sabahın 3 17
sabahın 5 20
sabahları 23
sabah 11 17
sabah 3 24
sabah 7 50
sabah mı 28
sabaha görüşürüz 62
sabahın 4 22
sabahın 3 17
sabahın 5 20
sabah ilk iş 20
sabahın 2 27
sabah olmuş 17
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey bitti 278
her şey için teşekkürler 136
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
sabahın 2 27
sabah olmuş 17
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey bitti 278
her şey için teşekkürler 136
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şey 525
her şeyi yaparım 77
her şey olabilir 82
her şey yoluna girecek 538
her şeye rağmen 118
her şey için 64
her şey tamam 134
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şey 525
her şeyi yaparım 77
her şey olabilir 82
her şey yoluna girecek 538
her şeye rağmen 118
her şey için 64
her şey tamam 134