English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ H ] / Hey babalık

Hey babalık tradutor Português

63 parallel translation
Hey babalık, yemek yerken bu kadar kanlı şeyler anlatma.
Ouve, avozinho. Não fales tanto de sangue enquanto comemos.
Hey Babalık, bana bir bira daha versene.
Avôzinho, passe-me uma dessas cervejas malucas.
Hey babalık, sen evine dönsene.
Pop, porque não vai para casa?
Hey babalık, baksana.
Olhe.
Hey Babalık, bahis dönüyor.
Há aqui apostas.
Hey Babalık! Bahis dönüyor.
Temos uma aposta!
Hey babalık, bu iş için biraz yaşlı değil misin?
Eh, Pops, és um bocado velho para isto.
Hey babalık, Jimmy Doyle sen misin?
- É o Jimmy Doyle?
Hey babalık, Bay Struthers'ı rahat bırak tamam mı?
- Oiça lá, velhote, deixe o Sr. Struthers em paz.
Hey babalık. Buralara yolun mu düştü?
Estás de passagem?
Hey babalık, bu boktan şeyi Noel'den önce çekecek misin?
Hei, pá, dá para andar mais rápido?
- Hey babalık.
Olá, Pai!
Hey babalık, benim yapabileceğim herhangi bir iş biliyor musun?
Ei velhote, conheces algum trabalho que eu possa fazer?
Hey babalık, daha varmadık mı?
Ei velhote, ainda não chegamos?
Hey babalık...
Hey, velhote...
Hey babalık, şu vergi iadesi geldi mi?
- O reembolso do imposto chegou?
Hey babalık!
- Ei, velhote.
Hey babalık, uyku zamanın gelmiş.
Olá, avô, acho que está na hora de dormir.
- Hey babalık.
- Pai.
Hey babalık.
Olá, "papá"...
Hey, neşelen babalık.
Ó velhote, arrebita.
Hey, babalık!
Ei, homenzinho!
- Hey, babalık.
- Tiozinho.
Hey, babalık bekle biraz. Biraz konuşabilir miyiz?
Posso falar com você?
- Hey, babalık, n'aber?
E aí, meu irmão?
Hey, işte babalık Ryan.
Este é o Pai Ryan.
Hey, babalık. Sen bardaki kemancıydın!
Ei, Avozinho, era você que estava a tocar rabeca no bar.
Hey, o kadar önemli değil babalık.
Não é nada de mais, pai.
Hey, çak bakalım babalık. Tutma kendini, keyfine bak, neşelen, saçını kestir.
Dá cá mais cinco, faz-te baixo, faz-te mau, atina-te, corta o cabelo.
- Hey babalık! Arabada bir kasetim var.
Tenho a gravação no carro.
- Hey babalık...
Eu sou o teu Pai!
Hey, babalık, emeklilik yıllarını geçirecek daha iyi bir yer bulamadın mı?
Ó cota não há maneira melhor de passares os teus últimos anos?
Hey, babalık!
Ó, velhote!
Hey, Babalık.
Hei, Pops.
Hey, eve hoşgeldin babalık.
Bem vindo.
- N'aber babalık? - Hey. T-Bone!
- Então, fofo?
Hey, babalık, uyansana.
Pops. Acorda.
- Hey, buna babalık diyorlar.
Chama-se a isto ser pai!
Hey, babalık, buraya gel.
Olá, querida, vem aqui.
- Hey, babalık, gelip şuna bir bakmak ister misin?
- Pai queres vir dar uma olhadela?
Hey Elise. Babalık'a söyle, onu kesin arayacağız, tamam mı?
Olha, Elise, diz ao Big Daddy que definitivamente vamos telefonar, ok?
- Hey, babalık!
- Ei, velhote.
Hey, babalık, tam buraya at.
Ei, velhote, passe a bola para cá.
Hey, babalık, neden böyle çıldırdın?
Ei, rapaz, Porque você está tão nervoso?
Hey, Babalık, çöp kamyonunu gördünmü?
Viste alguém a usar este telefone?
Hey, babalık, bunu ödünç almalıyım.
Ei, companheiro, preciso que me empreste isto.
- Hey, babalık. - Hey.
Ó avozinho...
Hey, babalık.
Olá, papá.
Hey, babalık, ondan daha sert bir içeceğin var mı?
Ei, avô. Tem alguma coisa mais forte do que essa bebida?
Hey, babalık!
Hei, velhote.
Hey, babalık, sana bir soru sorabilir miyim?
Posso perguntar-te uma coisa?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]