Ikisi de değil tradutor Português
423 parallel translation
- Şu an ikisi de değil.
- Nenhuma das duas coisas, neste momento.
Aslında ikisi de değil.
Na verdade, nenhum dos dois.
- Hayır, ikisi de değil.
- Não, nem um nem outro.
Açıkça görülüyor olmalı ki ikisi de değil.
É perfeitamente óbvio que não sou nenhum deles.
- Belki ikisi de değil.
- Talvez não seja nenhum.
Hayır efendim. Ama Vori bayrağı da değil, her ikisi de değil
Não senhor, mas também não tem a cor dos Vori.
İkisi de değil.
Nem de uma forma nem de outra.
İkisi de değil.
Nem uma coisa nem outra.
İkisi de rokette değil demek.
Não estão no foguetão.
- Saçma. Venüs de olsa, Adonis ile Merkür'ün her ikisi de olsa umurumda değil.
Pouco me importa se ele é Venus, Adonis e Mercurio juntos.
- Makineliyle tabii ki. Bence de. İkisi de midene giren çelik parçası sonuçta... ama makineli daha çabuk, temiz ve daha az acı verir, değil mi?
Para mim, nos dois casos é metal rasgando as tripas... mas metralhadora é mais rápido, limpo e dói menos, não?
İkisi de aynı kapıya çıkar, değil mi?
Vai dar ao mesmo, näo vai?
Dışülke'de ikisi de aynı şey değil midir Bay Johnson?
Mas não é a mesma coisa nos Países Exteriores, Sr. Johnson?
Hey, şu ikisi sana tuvalette saldıranlar değil mi?
Não foram aqueles palhaços que te bateram na casa de banho? Vamos!
- İkisi de değil.
Nem uma coisa nem outra.
Metil alkol bulamazsak sentetik boya kullanmak zorunda kalacağız. İkisi aynı şey değil. Güzel gözükmesi için en azından bu tarafı boyamamız gerekecek.
Se nâo se conseguir o álcool de madeira terá que lhe dar pintura sintética, que nâo é a mesma coisa, e terá que pintar toda esta parte,
- İkisi de değil.
- Nenhuma delas.
İkisi de değil.
Nenhum dos dois.
Boksun da sınırları olmalı, ama ikisi de zinde. Bu yüzden güçlü bir adamın bir kızı dövmesi yanlış değil.
O boxe deve ter limites, mas, desde que ambos estejam em forma, não vejo mal nenhum em que um homem saudável dê uma coça do caraças a uma menina de escola.
- Çok yukarı nişan alıyorsun. - İkisi de değil.
- Estás a apontar demasiado alto!
Bu adamda ne buluyor bilmem. Bu ikisi evlendiklerinde, kadının vaktinin çoğu yatakta değil kilisede, dizlerinin üzerinde geçer.
Quando estiverem casados, ela passará mais tempo de joelhos na igreja, que de costas na cama.
İkisi de değil ProfesÖr.
Nenhuma delas, Professor.
- İkisi de senin oğlun değil.
- Nenhum é teu.
İkisi de gayet hoş, değil mi?
Acho ambos belos. Não achas?
Biri hayatta, biri değil ancak ikisi de acı içinde.
Um vivo, outro não. Contudo, ambos em sofrimento.
- İkisi de değil!
De Saburo ou Hidetora?
İkisi de değil.
Nem um nem outro.
- İkisi için de adil değil.
- Também não é exactamente justo para ele.
İkisi de iyi değil.
Nenhuma delas é boa.
İkisi de komandoymuş, değil mi?
Ele e o Clell estiveram juntos em combate.
Bence her ikisi için de değil.
Na verdade, acho que não é nenhum deles.
İkisi de değil.
Também eu não.
İkisi de böyle bir şey yapacak tipler değil.
Mas nenhuma delas duas é do tipo de cometer uma coisa destas.
Kaptan Picard, teta bandı cihazları hakkında engin tecrübesi olan yalnızca 3 Yıldız Filosu kaptanından biri. Diğer ikisi artık Yıldız Filosu'nda değil.
Quero que cuide muito bem a seu wompat a partir de agora, Jil Orra.
İkisi de değil.
Nenhum.
İkisi de değil.
Tanto faz.
İkisi de değil. Aslında Hercule Poirot'u göreceğim. Bir konuda tavsiyesine ihtiyacım var.
Não, por acaso vou encontrar-me com o Hercule Poirot, preciso do conselho dele acerca de algo.
İkisi de değil. Aslında Hercule Poirot'u göreceğim.
Não, por acaso vou encontrar-me com o Hercule Poirot.
Şu anda ikisi de burada değil.
Céus!
Senin için ikisi de aynı şey değil mi?
Para ti é tudo o mesmo, não é?
İkisi de Hassan değil.
Nenhum é o Hassan.
İkisi de değil.
- Nem uma coisa, nem outra.
Bu kadar ayrımcılık olmaz ki, neticede ikisi de okul, değil mi?
há muita discriminação nesta cidade, meus. São ambas escolas, certo?
Her ikisi de maymun değil mi?
E o facto de serem ambos macacos?
Peki ala, şu anda... her ikisi de memnun değil.
Bem, o certo é que... ambos estão infelizes.
Çalışmak, ve bilmek, her ikisi de farklı şeyler, öyle değil mi?
Estudá-la e conhecê-la são duas coisas diferentes, não são?
işte bunu anlamaya çalışıyorum. İkisi de değil. ve bunu sana kanıtlayacağım.
Este tubo em que você estava a trabalhar me interessa.
Memphis'ten buraya, 4 kişinin ifadesini almak için geldim, bunların ikisi burada değil, ve siz bana tavırlarıma dikkat etmemi mi söylüyorsunuz?
Vim de Memphis até aqui para inquirir quatro pessoas, duas delas ausentes, e diz-me para ter maneiras?
İkisi de değil, efendim.
Nenhum deles.
Hayır, ama he ikisi de iyi değil.
Não, mas não estão melhorando também.
İkisi de birbirinin aynısı, değil mi?
Dois coelhos de uma cajadada só, não concorda?
ikisi de aynı 16
ikisi de 163
ikisi de mi 21
ikisi de öldü 27
de değil 53
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
ikisi de 163
ikisi de mi 21
ikisi de öldü 27
de değil 53
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66